PeyamaKurd - Türkiye ve Suriyenin son dönemde diplomatik ilişkilerini yeniden tesis etme yönünde gösterdikleri istekliliğin, ilerleme kaydettiği belirtilen analizde, böyle bir normalleşmenin daha geniş bölgesel etkilerinin de olabileceğine dikkat çekildi.
ABDnin önde gelen ve gölge CIA olarak adlandırılan düşünce kuruluşlarından Stratforda, Türkiye ve Suriye arasında son dönemde gerçekleşen normalleşme adımlarının ve bu adımların hem bölgeye hem de iki ülkeye olası etkilerinin değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Analizde; Türkiyenin her an bölgede bulunan silahlı grupları bölgeden çıkarmak için bir operasyon başlatabileceği ve Trumpın göreve gelmesi halinde ABDnin, Suriyedeki askerlerini çekebileceğini ve bu durumun, Türkiye ve Suriyenin bölgedeki dengeleri kendi lehlerine yeniden şekillendirmelerini sağlayabileceği belirtildi.
***
Erdoğandan çağrı, Esaddan yeşil ışık
Türkiye ve Suriye yakın vadede diplomatik ve ekonomik ilişkilerini yeniden tesis etme yolunda ilerleme kaydedecek gibi görünüyor. Ancak iki ülkenin birbiriyle rekabet halindeki güvenlik zorunlulukları, tam ölçekli normalleşmeyi zorlaştıracak ve iki ülke arasında şiddete dönüşebilecek gerginliklerin devam etmesine neden olacaktır.
7 Temmuzda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiyenin yakında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esadı Türkiyeyi ziyaret etmesi için davet edebileceğini söyledi. 2011de başlayan ve Türkiyenin Esad hükümetine karşı olduğu sürecin ardından, böyle bir ziyaret ilk kez gerçekleşmiş olacak.
Erdoğan böyle bir ziyaretin daha geniş amaçları olacağını ve Türkiyenin Suriye ile ilişkilerini savaştan önceki seviyeye getirmeyi umduğunu vurguladı. Bu arada Esad da Erdoğanla görüşmeye açık olabileceğini belirtti.
Irak hükümeti de Erdoğan ve Esad arasında bir görüşmeye ev sahipliği yapmayı teklif etti ve bölgesel diplomatik ivme normalleşme ihtimalini desteklemeye başladı.
Nisan 2023te Türkiye, Suriye, Rusya ve İran, Moskovada düzenlenen dörtlü bir toplantıda benzer çabalarda bulunmuş ve Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi için somut adımlar atılması üzerinde durulmuştu.
***
Türkiye, Suriyenin kuzeyindeki bölgeleri kontrolüne geçirdi
2011 yılında Esada karşı muhalif grupları destekleyen Türkiye, kendi ülkesinde güvenlik için bir tampon bölge oluşturmak ve Suriyedeki Kürt güçler ile mücadele etmek için tasarlanan operasyonlarda, Suriyenin kuzeyindeki büyük bölümünü kontrolü altına geçirdi.
2020den bu yana Suriye ve Türk güçleri arasında büyük çaplı çatışmalar nadiren görülse de Türkiye destekli gruplar ile Suriye, Rusya ve İran güçleri arasında, çoğunlukla Suriyenin kuzeybatısındaki İdlib ve Halep vilayetlerinde çatışmalar devam ediyor.
Bölgesel olarak Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi eski rakipleriyle normalleşme yolunda kayda değer diplomatik başarılar elde etti.
Türkiye için normalleşme, sınırları içinde yaşayan bir milyondan fazla Suriyeli mülteciyi potansiyel olarak ülkelerine geri göndermenin yolunu açıyor ki bu da Türkler arasında artan Suriyeli mülteci karşıtlığı nedeniyle Ankara için giderek daha büyük bir sorun haline geldi.
***
Demokratik Suriye Güçleri, Şam ve Türkiye üçgeni
Diğer yandan Türkiye, Suriyenin kuzeyinde terör örgütü olarak kabul ettiği Demokratik Suriye Güçlerine (DSG) karşı kendini güvence altına almaya da çalışıyor.
Ankara, Şamla işbirliğini bu güvenlik ihtiyaçlarını karşılamanın bir yolu olarak görebilir.
Suriye açısından ise Türkiye ile normalleşme, hükümetin hayatta kalmasına yönelik akut bir güvenlik tehdidine kesin bir son verecek, çok ihtiyaç duyulan kuzey ticaret yollarını yeniden açacak ve Suriyenin iç savaş dönemindeki izolasyonunu sona erdirmek için büyük bir diplomatik zafer olarak kabul edilecek.
Normalleşme aynı zamanda, Suriyede bulunan Türk birliklerinin tamamen çekilmesine giden yolu açarak 13 yıllık iç savaşı Esad hükümeti için bir zaferle sonlandırabilir.
Erdoğan ve Esadın yakın vadede bir araya gelip gelmeyecekleri belli olmasa da Türk ve Suriyeli diplomatlar gerilimi azaltma ve diplomatik ilişkileri yeniden tesis etme olasılığını görüşmeye devam ediyor.
Ancak; Türkiye açısından sorun olarak gördüğü Kürt güçlere yönelik kapsamlı bir çözüm getirilmeden ya da Suriyeli mültecilerin hükümet kontrolündeki topraklara dönmeleri için net bir yol açılmadan Suriye içindeki tampon bölgelerini terk etmesi pek olası değil.
***
ABDnin bölgedeki müttefiki Kürtler
ABD güçleri Kürtleri bölgede müttefik olarak görüyor ve onları Suriye devletine dahil etmek zorunda hissetmesi pek olası değil Diğer yandan Türkiye de her an DSGyi bölgeden çıkarmak için bir operasyon başlatabilir.
ABD ve Kürtler Suriyenin küçük petrol rezervlerini de kontrol ediyor. Şam bu durumdan şikayetçi.
Son olarak, ABD yaptırımları Suriyenin yıkılan altyapısını yeniden inşa etmek için ihtiyaç duyduğu uluslararası yardımı almasını zorlaştırarak ticaretin önünü daha da tıkıyor ve Türkiyenin, Suriyenin yeniden inşasına olan ilgisini azaltıyor.
Dikkat çeken nokta ise Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ABDnin Suriyeden çekilme olasılığına hazırlanırken, Suriyelilerle de görüşmeler yapıyor.
çünkü ABD, özellikle gelecekteki olası bir Trump yönetimi altında Suriyeden çekilebilir ve bu da Türkiye ile Suriyenin kuzeydoğudaki dinamikleri kendi lehlerine yeniden şekillendirmelerini sağlayabilir. Trump 2019da ülkedeki askerlerini aniden çekmeye kalkışmış ancak yaygın siyasi tepkiler üzerine bu politikadan hızla geri adım atmıştı.
Trump yönetimi görevdeyken Suriye, Rusya, İran ve Türkiyenin IŞİDe karşı mücadele edebileceğini belirterek, ABD askerlerinin Suriyeden çekilmesi için bastırmıştı.
Donla Trumpın yeniden iktidara gelmesi halinde Beyaz Saray yetkilileri muhtemelen bu argümanları yeniden dile getireceklerdir.