PeyamaKurd - İsrailin tanınmış gazetelerinden Haaretz, Gazze savaşıyla başlayan bölgesel krizde Ankaranın ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın kenarda kaldığını yazdı.
Zvi Barelin kaleme aldığı analizde, savaş sonrası Gazze Şeridinin yönetimine yönelik planlarla ilgili görüşmelerde Erdoğana yer açılmadığı iddia edildi.
Haberde, Erdoğanın 7 Ekimde başlayan Gazze savaşının ardından İsraile ve Başbakan Binyamin Netanyahuya yönelik sert açıklamalar yaptığı hatırlatılırken, İsrail karşıtı gösterilerin Türkiyede rutin haline geldiği vurgulandı.
**
SOCARa protesto ve şirketten açıklama
Yazıda, Azerbaycan devletine ait SOCAR enerji şirketine karşı geçen ay yapılan protestoya polisin müdahale ettiğine de dikkat çekildi. Gösterilerin ardından 13 kişi gözaltına alınmıştı.
Filistin yanlısı grupların düzenlediği eylemde, SOCARın İstanbuldaki binasına boya fırlatılmıştı. Protestocular, şirketin İsraile Türkiye üzerinden petrol sattığını öne sürmüştü.
SOCAR Türkiyeden yapılan açıklamadaysa SOCARdan temin edilen ham petrolün hangi ülkelere sevk edildiği ve hangi amaçla kullanıldığına dair tarafımızca bir kontrol ve müdahale mümkün olmamaktadır denmişti.
Analizde, Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) boru hattının Türkiye için önemli olduğuna işaret edilerek, Erdoğanın buradaki akışı kesmek istemediği savunuldu. Barel, yazısında şu iddiaları paylaştı:
Türkiyenin Ceyhan limanından geçen her bir varil Azeri petrolü Türkiyeye 80 sent kazandırıyor. Dolayısıyla protestocuların taleplerine ve Türkiyenin İsraile uyguladığı ekonomik yaptırımlara rağmen Azerbaycan petrolü, tankerlerle İsraile gitmeden önce Baküyü Tilbis ve Ceyhana bağlayan boru hattından akmaya devam ediyor.
**
AKP, YRPye karşı oy kaybediyor
Erdoğanın, Fatih Erbakan liderliğindeki Yeniden Refah Partisinden (YRP) baskı gördüğü de ifade edildi.
31 Mart yerel seçimlerinde YRPnin, gittikçe büyüyen muhafazakr bir kesimin desteğini alarak Adalet ve Kalkınma Partisinin (AK Parti) önemli şehirlerde oy kaybetmesine yol açtığını belirtildi.
Erbakanın İsraille ticaretin durdurulmasına yönelik talepleri hatırlatıldı. Ticaret Bakanlığından 2 Mayısta yapılan açıklamada, İsraille ticaretin tamamen durdurulduğu bildirilmişti. Bakanlık nisanda da 54 ürün grubunun İsraile satışını kısıtlamıştı.
**
Erdoğan, Haması Kuva-yi Milliye benzetmişti
Erdoğan, nisanda yaptığı açıklamada Haması Kuva-yi Milliye benzetmesiyle de gündem olmuştu.
Analizde, Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden arasında anlaşmazlıklar yaşandığı da belirtildi.
Türkiyenin İsveç ve Finlandiyanın NATO üyeliğine onay vermeyi uzun süre geciktirdiği, ekimde ABDye ait bir savaş jetinin Suriyede uçuşa yasak bölgeye giren Türk droneunu vurduğu hatırlatıldı.
Olayın ardından Erdoğan, Suriyedeki ABD güçlerinin Türkiye için tehlike oluşturduğunu söylemiş, Biden da Türkiyenin Suriyedeki askeri eylemlerini tehdit olarak gördüğünü belirtmişti.
Erdoğanın ayrıca İsraile verdiği destek nedeniyle de Bidenı eleştirdiği hatırlatıldı. Türk lider, Bidenın Gazzede bir samimiyet sınavı verdiğini söylemişti.
Türkiye, Orta Doğudaki bu süreçte kenara itildi
Analizde, ABD ve Türkiye arasındaki 23 milyar dolarlık F-16 anlaşmasına rağmen, Ankaranın Hamasa verdiği destek ve Washingtona yönelttiği eleştiriler nedeniyle Orta Doğudaki süreçte kenara itildiği savunuldu.
Barel, yazısında şu değerlendirmelere de yer verdi:
Bidenı eleştirmek, Erdoğan açısından seçmenlerini yatıştırmak için işlevselliğe sahip popülist bir reçete olsa da Hamasla aynı safta yer alması ona pek fayda sağlamadı.
Türkiye Cumhurbaşkanı, kendisini sadece ateşkes sağlamaya çalışan ulusal liderler çemberinin değil, aynı zamanda ABD öncülüğünde Gazze Şeridinin savaş sonrası durumu için bölgesel güçlerle yapılan görüşmelerin de dışında buldu. Türkiye kenara itildi, işleri kolaylaştıracak bir ülke olarak görülmüyor ve bu sadece Filistin meselesiyle sınırlı değil.
***
Türkiye bir ortak olarak görülmüyor
Bunlara ek olarak Türkiyenin son iki yılda Ortadoğu ve Körfez ülkeleriyle ilişkilerini düzelttiğine dikkat çekildi.
Savaştan önce Türkiyenin Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve İsraille ilişkilerini tekrar geliştirdiği ancak bu ülkelerin Ankara yönetimine şüpheyle baktığı savunuldu.
Barel yazısını şu sözler ile noktaladı:
Sonuç olarak bölge ülkeleri ve ABD askeri bir ittifak kurmaya çalışırken, kendisini Doğuyla Batı arasında bir köprü şeklinde tanımlayan Türkiye bir ortak olarak görülmüyor.
Erdoğan, Türkiyeyi olması gerektiğini düşündüğü bölgesel ve küresel güç haline getirmekte halen zorlanıyor.
Independent Türkçe