PeyamaKurd HDPnin, yerel seçimlerde kendileri ile resmi ittifak görüşmesi yapmayan ve anlaşmaları mutabakat metni ile yazıya dökmeyen partilerle görüşme yapmayacağı kararı alındığı belirtiliyor.
Bu durumun açığa çıkarabileceği olasılıklar ve yerel seçimlere etkileri neler olacak merak ediliyor.
Peki bu durumda siyasal açıdan muhalefetin seçimlerdeki seyri nasıl ilerleyecek?
***
Siyaset Bilimci Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe konuya dair HDPnin tutumunu değerlendirerek, HDPnin almış olduğu kararın altında yatan stratejiye ilişkin, geçtiğimiz cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki CHP ile HDP görüşmelerinin resmiyete dökülmemesinin yattığını söyledi.
CHPnin, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile yazılı bir metinle mutabık olması halinin, HDP tarafından hoş karşılanmadığını belirten Gökçe, aynı zamanda yerel seçimlere HDPnin kendi adaylarıyla girdiği takdirde, CHPnin büyükşehirleri kaybetme riskinin yüksek olduğunu söyledi.
Gökçe, Özellikle İstanbul, Ankara, Mersin, Adanada dahil olmak üzere ve Hatay da CHPnin kaybetme riski var dedi.
***
HDPnin bu strateji değişikliğinin altında yatan sebepler nedir?
HDPnin strateji değişikliğinin altında cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan gelişmeler yer alıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir mutabakat metni yazıya dökülmedi, partiler dışarıdan destekledi. Bu durum da HDPnin PKK ile olan iş birliğinden dolayı bir karşı propagandanın önüne geçebilmek için bunu yaptılar.
Bu da yazılı bir metne dökülmeyince Cumhuriyet Halk Partisi de burada farklı bir arayış içine girdi ve tam da HDP ile taban tabana zıt olan Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile yazılı bir metne imza atarak ikinci tur için ittifaka gitmesi, HDP açısından hoş karşılanmadı.
Burada hem taraflarını net belirtmek istemeleri aynı zamanda da strateji değişikliği altında HDPnin özellikle doğu illerinde belediye başkanlıklarına risk ettiği yerlerde CHPnin az da olsa oyuyla birlikte bu bölgelerdeki belediye başkanlıklarını garanti altına alma ihtiyacı olabilir.
HDPnin yerel seçimlere kendi adaylarıyla girdiği taktirde CHPnin büyük yerleri kaybetme riski bulunmaktadır. Özellikle İstanbul, Ankara, Mersin, Adanada dahil olmak üzere ve Hatay da CHPnin kaybetme riski var.
çünkü buralarda daha önceki seçimlerde HDPnin CHPye destek verdiği aşikar. Bu azımsanacak bir oy da değil.
Ekrem İmamoğlunun bundan olumsuz etkileneceğini sanmıyorum. çünkü Ekrem İmamoğlunun daha önce HDP seçmeni tarafından kabul edildiğini biliyoruz. HDPnin İmamoğluna sıcak baktığını söyleyebiliriz.
Ankara içinse aynı şeyi söyleyemeyebiliriz. Mansur Yavaşın tabanının tamamen milliyetçi olduğunu ve bu tabanın az da olsa tepki verebileceğini belirtmek gerekiyor.
3 parti bir arada olmazsa kazanmaları zor
Ancak burada bir belediye başkanlığını kazanma adına seçmenini konsolide edilebileceğini söylemek gerekiyor. Ancak burada İYİ Partinin durumu da söz konusu. Böyle bir mutabakat metnine nasıl tavır alabileceği söz konusu. Cumhuriyet Halk Partisinin, HDP ile olabilecek bir anlaşması, İYİ Parti desteklemediği takdirde kendi içinde zor. İYİ Partinin kendi adayının da kazanamayacağını biliyoruz.
Yani bu üç partinin bir arada olmaması durumunda seçimlerin kazanılmasının zor olacağını biliyoruz. Dolayısıyla üçünün bir mutabakat metni olsun ya da olmasın sadece ve sadece belediye başkanlığını kazanmak için birlikte hareket edebileceklerini düşünmek gerekiyor. Daha önce de aynısını yaptılar seçmende bir sorun yaratmadı.
Mansur Yavaş açısından da yaratacağını pek sanmıyorum İmamoğlu açısından da. Dolayısıyla bir ittifak söz konusu olabilir açık ya da gizli. Ben bir ortak aday bekliyorum. Fakat İstanbulda değişiklik söz konusu olmasa da Ankarada Yavaşın seçmen tabanı unsuru dolayısıyla az da olsa kaçak olabilir diye düşünüyorum.
AlAin