PeyamaKurd - DEM Partinin Meclis Komisyonuna sunduğu 99 sayfalık raporda, Kürt sorunun çözümü için kapsamlı bir değişim ve yeni bir paradigmanın gerekliliği vurgulandı.
Dikkat çekici tespitlerin yer aldığı raporda, süreç kapsamında ana gereklilikler başlığı altında atılması istenen çok sayıda adım sıralandı.
DEM Parti, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonuna sunduğu raporun ayrıntıları ortaya çıktı. 9
9 sayfa ve 6 bölümden oluşan raporda pek çok tespit ve öneri yer alıyor.
Raporun ilgili bölüm başlıkları şöyle:
Birinci bölümü: 2025ten Kürt Meselesine Özlü Bakış; Nedir, Ne Değildir?
İkinci bölüm: Demokratik çözüm Perspektifi ve Barış Stratejisinde Abdullah Öcalanın Rolü
Üçüncü bölüm: çözümün Hukuki Altyapısı: Barış Yasası ve Demokratik Entegrasyon
Dördüncü bölüm: çözümün Hukuki İnşası: Yasal Düzenlemeler, Demokrasi ve Özgürlük Alanlarının Sağlanması
Beşinci bölüm: Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Dinlemelerinde Açığa çıkan Sonuçlar
Altıncı bölüm: DEM Parti Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları; Tespitler, İhtiyaçlar ve Politik Öneriler
DEM Partinin önerileri: Ana gerekliler
Raporda, DEM Partinin önerdiği ve raporun içeriğinde ayrıntılı ifade edilen ana gereklilikler şu şekilde sıralandı:
- Negatif bir söylem çerçevesi içeren Terörsüz Türkiye gibi ifadeler geride bırakılarak barış iklimi güçlendirilmelidir.
- Bu süreçte siyasetin ve medyanın dili barış, kardeşlik, demokrasi ve çözüm odaklı bir dil olmalıdır. Bu dil barışın toplumsallaşmasına katkı sunacaktır.
- Büyük barışın yasal omurgası anlamına gelen Demokratik Entegrasyon Yasası çıkarılarak geçiş dönemi yasaları hayata geçirilmeli ve demokratik siyaset alanı tanınmalıdır.
- Barış sürecinin geldiği aşamada, çözümün kalıcı ve kapsamlı olabilmesi için sürecin baş muhatabının rolünü daha güçlü bir şekilde yerine getirmesinin koşulları sağlanmalıdır. Bu bağlamda barışın kilit aktörü ve çözüm iradesi olan Sayın Abdullah Öcalanın barış sürecindeki konumu ve hakları Umut Hakkı kapsamında değerlendirilmelidir.
- Barış sürecinin başarıya ulaşması için Öcalanın düşüncelerini özgürce üretebileceği ve rolünü yerine getirebileceği daha özgür koşullara kavuşturularak, TBMM çatısı altında kurulan Komisyon dahil olmak üzere, barış sürecine katkı sunacak resmi organların, akademisyenlerin, kanaat önderlerinin, gazetecilerin, aydınların, sivil toplum alanının Öcalan ile doğrudan görüşmesinin yasal ve zorunlu zemini güçlendirilmelidir.
- Barışın inşası için kadınların sesleri, sözleri ve deneyimleri ile bu sürece aktif katılımını sağlayacak bir perspektif esas alınmalıdır.
- Barış sürecinin başarısının, demokratik toplum düzeninin güçlendirilmesine bağlı olduğu hakikatinden hareketle Özgürlük Yasaları olarak nitelendirdiğimiz bir dizi yasal reform hayata geçirilmelidir.
- Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu (TCK), Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve İnfaz Kanunuda yapılacak değişiklikler, toplumun ve bireylerin tüm özgürlüklerini güvence altına alacak öncelikli yasal reformlar olmalıdır.
- Sürecin gelişim seyrinde eşit yurttaşlık hakkını somutlaştıracak anayasal ve yasal değişiklikler kadar ilk aşamada ayrımcılıkla mücadeleyi kapsayan düzenleme ile uygulamaların hayata geçirilmesi ve Meclis bünyesinde Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonunun kurulması eşit yurttaşlık bilincinin ve kültürünün gelişimine katkı sunacaktır.
- Güncel bir ihtiyaç olarak hazırlanacak Sivil Toplum Yasası ile barışın toplumsallaşmasının ve demokratik bir toplumun sağlam temeller üzerinde inşasının boyutlarından biri olan toplumun kamusal hayata kolektif katılımının önü açılacaktır.
- İktidarın geç kalınmış bazı yasal adımları atması süreci güçlendirecektir. Kayyum uygulamasına son verilmesi, hasta tutukluların tahliyesi, AYM ve AİHM kararlarının uygulanması, Barış Akademisyenlerinin ve KHK mağduriyetlerinin giderilmesine dair düzenlemeler yapılması sürece güveni artıracaktır.
- Gerekli yasal değişiklikler yapılarak merkezi idarenin kayyum atama yetkisi kaldırılmalı; anadilinde eğitim ve hizmet hakkı yasal güvenceye kavuşturulmalı; barışın toplumsal temelde güçlenmesi için eşit ve özgür yurttaşlık temelinde yerel demokrasi ve kültürel haklar güvence altına alınmalı ve gerekli reformlar hayata geçirilmelidir.
- Anayasal vatandaşlık ilkesine dayanan, farklı kimlik ve inançları eşit kurucu unsurlar olarak tanıyan, katılımcı ve yerinden yönetimi esas alan Demokratik Cumhuriyet perspektifi güçlendirilmelidir.
- Barış içinde yaşamanın şartlarından biri geçmişle yüzleşme ve hakikat arayışıdır. Geçmişte yaşanan acıların görünür kılınması, acıların paylaşılması, hakikatle yüzleşme ve adalet mekanizmalarının güçlendirilmesi, kalıcı barışın ön şartıdır.