PeyamaKurd - DEM Parti Mersin İl Örgütünün düzenlediği dayanışma yemeğinde konuşan Bakırhan barış için iktidarın zehirli dil kullanmaktan vazgeçmesi gerektiğini belirtti. Rojavaya dönük saldırılara da dikkati çeken Bakırhan, Türkiyede barış Rojavada savaş olmaz dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti Mersin İl Örgütünün düzenlediği dayanışma yemeğine katıldı.
Burada konuşan Bakırhan, tarihi bir dönemden geçildiğini ve Ortadoğuda ciddi gelişmeler yaşanıp, yeni ittifaklar belirlendiğini dile getirdi.
100 yıl önce çizilen sınırlar, halklar artık o sınırlara sığmıyor diyen Bakırhan, Suriyedeki gelişmelere değinerek, Bu yüzyılda da halkların kendi kimlikleri ve inançlarıyla özgürce yaşayabileceği bir şekilde dayanışma çok kıymetlidir. 100 yıl önce insanlara farklı bir dil, kimlik dayatıldı. Direnen halklar yok sayıldı, katledildi. Yüzyıl önce bir biçimiyle insanlara farklı bir dil, farklı bir kimlik dayatıldı. Kimliğine ve inancına sahip çıkan halklar ve toplumlar katledildi. Yok edilmeye çalışıldı. Sürgün edildi. Yok sayıldılar. Ama yüz yıllık politikalar sonuç vermedi dedi.
Suriyede başta Aleviler olmak üzere halklara dönük saldırılara dikkati çeken Bakırhan, Suriyede gelen rejiminin saldırılarına işaret ederek, Şimdi bir rejim gitti, yerine kurulacak yeni rejim, bir öncekinin kötülüklerini, yapmış olduğu zulmü devam ettirecekse biz oraya zulümistan deriz. Ve zulümistana asla izin vermeyiz. Orada bir zulümistanın kurulmasını asla kabul etmeyiz. Suriye Arapsız, Alevisiz, Kürtsüz olmaz. O zaman Suriye olmaz. O zaman başka bir isim koymak gerekiyor diye konuştu.
Suriye halklarıyla dayanışmamız gerekir
Suriye rejimi ve AKPyi uyaran Bakırhan, yeni rejimi Alevi katliamlarına son vermeye çağırarak sözlerini şöyle sürdürdü:
Gözümüz kulağımız Suriyede olacak oradaki katliamlara izin vermeyeceğiz. Aleviler yalnız değil Kürtler yalnız değil gayrimüslimler yalnız değil kadınlar hiç yalnız değil. Suriyedeki bütün olumsuzluklara karşı buradaki demokratik tepkimizi en üst seviyeye ortaya koyacağız. Alevisiyle Kürdüyle emekçisiyle çalışanıyla siyasi partilerle birlikte karşı koymamız karşı durmamız gerekiyor. Suriye halklarıyla dayanışmamız gerekir. Hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Bu görev ve sorumlulukları yerine getirmenin arifesindeyiz. Hepinize güveniyorum ve inşallah bir gün orada da halkların ve inançlarını özgürce yaşadıkları bir demokratik zemin inşa edileceğine de hep birlikte şahitlik edeceğiz.
İmralı görüşmelerine işaret eden Bakırhan, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmenin kıymetli olduğunu ve yıllardır İmralıda ağırlaştırılmış tecridin sürdürüldüğünü kaydetti. Tecridin Kürt ve Türk halkları ile emekçilerinin buluşmasının engellendiğini ifade eden Bakırhan, Bugün o tecridin kırıldığını ve Türkiyede bir barış sürecinin tesis edilmesi konusunda umarım iktidar ikna oldu dedi.
Barış zorla olmaz, barış zulümle olmaz
çözüm konusunda iktidara; Eğer samimiyseniz diyen Bakırhan, halen iktidarın gözaltı, tutuklama, kayyım atama ve zehirli bir dil kullanmaya devam ettiğine değinerek, Barış zehirli bir dilde kurulmaz eğer barış olacaksa en başta da iktidar dilini değiştirmek zorundadır. Bugün sayın cumhurbaşkanının dili barışı getiremez. Barışı zehirler. Hem barış yapalım diyeceksiniz. Barış zorla olmaz, barış zulümle olmaz Barış muhatabını tanımakla, muhatabını kabul etmekle, barış diliyle oluşturulur. Onun için en başta hükümeti, iktidarı ve onun adına konuşanları bir an önce zehirli dili terk etmeye ve barış dili kullanmaya davet ediyorum şeklinde konuştu.
Barış için önce dilinizi değiştirin
Rojavaya dönük saldırılara dikkati çeken Bakırhan, şöyle devam etti:
Mersinden iktidara çağrıda bulunmak istiyorum. Barış için önce dilinizi değiştirin, barış için önce inkar siyasetini, inkar politikalarını değiştirin. Bir taraftan Türkiyede barışıyorlar diğer taraftan Rojavaya saldırılar yapıyorlar. Saldırıların önünü açıyorlar. Türkiyede barış Rojavada savaş olmaz. Rojavada da Kürt halkının tanımasıdır. Kürtlerin orada kanıyla canıyla sağlamış oldukları statü tanınmalıdır. Eğer Türkiyede barış olacaksa Rojavaya barışçıl politikaların uygulanması gerekiyor. Rojavaya dönük barışçıl bir dilin kullanılması gerekiyor. Rojavada Suriyede Türkiyede barış politikaları uygulamak ve hayata geçirmek zorundadır. Biz bu sürecin bir kandırmaca bir aldatma süreci olmasını istemiyoruz bu süreçten umutluyuz, biz bu sürece umutla yaklaşıyoruz. Bu sürecin barışa ve çözüme evirilmesini istiyoruz.
Bakırhan, barış ve çözüm için tüm kesimlerin mücadele etmesi gerektiğini vurgulayarak, mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptı.