Hakan Fidan: Amerikalılar ile YPG hakkında konuşuyoruz

PeyamaKurd - Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, kriz alanlarının iyi yönetilmesi gerektiğini ve bu konuda ciddi mesafeler kat edildiğini vurgulayarak, "En büyük risk, İsrail yayılmacılığının Suriye üzerinden devam etme riski; en fazla konuştuğumuz, istişare ettiğimiz...

Haberler 19.10.2025 - 11:50 Son Güncelleme : 19.10.2025 - 18:59

PeyamaKurd - Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, kriz alanlarının iyi yönetilmesi gerektiğini ve bu konuda ciddi mesafeler kat edildiğini vurgulayarak, En büyük risk, İsrail yayılmacılığının Suriye üzerinden devam etme riski; en fazla konuştuğumuz, istişare ettiğimiz, Amerikalılarla da görüştüğümüz konu, bu konu dedi., Fidan, Amerikalı dostlarımızla da konuşuyoruz. Onlar biliyorsunuz YPG ile de konuşuyorlar. Her üç tarafla da konuştukça kim ne kadar rasyonel, kim ne kadar gayri rasyonel ve neyi ne kadar makul istiyor, ortaya çıkıyor dedi.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan katıldığı Ülke TV canlı yayınında gündemi değerlendirdi ve soruları yanıtladı.

Suriye meselesini çok ciddi yürütüyoruz

Fidan, Şam yönetimiyle yoğun temas halinde olunduğunu belirterek, iki ülke arasında yapılan üst düzey ziyaretleri anlattı.

Suriye meselesini çok ciddi yürütüyoruz. Cumhurbaşkanımızın o konuda ilk günden itibaren koyduğu bir yapısal konu var. Birincisi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Bey başkanlığında yürüyen ilgili bakanlıkların katılımıyla kurulu bir üst strateji kurulu var. Suriyeye yönelik mevzuların bir an önce götürülmesi. Bu mültecilerle ilgili konu, alanda konu, enerji konusu, ticaret konusu, gümrük kapıları konusu, yardımlar konusu, çok detay isteyen konu var. diyen Fidan, bunun yanı sıra Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmazın koordinatörlüğünde teknik koordinasyon komitesi olduğunu hatırlattı.

Fidan, Suriyede devlet kurumlarının ve kurumsal kapasitelerin çok yeni olduğunu ve bunun inşa edilmesi gerektiğini belirterek, şunları aktardı:

Sizin istediğiniz profesyonellikte, sizinle işbirliği, muhataplığı içerisine giremeyebilir. Bunu da normal kabul etmek gerekiyor. Bazı yerlerde onu da biz kendi üstümüze alıyoruz ama günün sonunda Türkiye-Suriye ilişkileri, Türkiyenin Suriye merkezli konularda başka ülkelerle ilişkileri çok planlı ve sistemli şekilde gidiyor.

YPG filan daha kastetmeden söylüyorum

Suriyedeki merkezi idarenin otorite tesisinin ne aşamada olduğuna yönelik soruya Fidan, çok yakından takip ettiğimiz bir konu. Şimdi birinci büyük proje, ülkedeki silahlı grupların tek bir silahlı kuvvetlerin yapısı altında toplanması. Ben, YPG filan daha kastetmeden söylüyorum. Direniş grupları, muhalif gruplar, ayrı ayrı silahlı gruplar kuzeyde, güneyde. Şimdi burada büyük bir geçiş, büyük ölçüde sağlandı. yanıtını verdi.

Fidan, detaylar olduğuna ve onların yürütülmesi gerektiğine işaret ederek, genel mutabakatın ve kabulün sağlanmasının önemli olduğunu vurguladı.

YPG 10 Mart anlaşmasında frene bastı

Suriyede işlerin iyi yönde gittiği sırada Lazkiyede, Süveydada olaylar çıktığını hatırlatan Fidan, YPG, 10 Mart anlaşmasından geri adım atan bir frene basma ameliyesine girdi ve kurumsal kapasite inşası, ülke normalleşmesi faaliyetleri bir an için inkıtaya uğrayıp sistem bütün ağırlığını ve dikkatini bu ortaya çıkan kriz alanlarına odaklandırdı. diye konuştu.

En büyük risk, İsrail yayılmacılığının Suriye üzerinden devam etme riski

Kriz alanlarının iyi yönetilmesi gerektiğini ve bu konuda ciddi mesafeler alındığını vurgulayan Fidan, En büyük risk, İsrail yayılmacılığının Suriye üzerinden devam etme riski; en fazla konuştuğumuz, istişare ettiğimiz, Amerikalılarla da görüştüğümüz konu, bu konu. İsrailin şundan vazgeçmesi gerekiyor. Onu anlatmak gerekiyor onlara, onunla biraz meşgulüz, dolaylı veya direk yollarla. Kendisine komşu ülkeleri zayıf, bölünmüş bırakarak, başkasının güvensizliği ve zayıflığı üzerinden güvenlik üretmek çok riskli ve tehlikeli bir strateji. Şu ana kadar devam ettikleri bu, onların dünyasında. dedi.

Bakan Fidan, Mısır ve Ürdünde bunların olduğunu ancak Türkiyeye uzakta olduğu için Türkiyenin birinci dereceden müdahil olma durumunda olmadığını kaydetti.

Suriye meselesi, birinci dereceden milli güvenlik meselesi

Suriye meselesinin Türkiye için birinci dereceden milli güvenlik meselesi, fiziksel bir sorun olduğunun altını çizerek, şunları dile getirdi:

Orada olan biten her şey benim buradaki toprak bütünlüğümle, vatandaşımın malıyla, canıyla, kanıyla alakalı bir konu. Devlet olarak bu sorumluluğu üstüme alıp ona göre davranmak zorundayım. Şimdi bunu bu şekilde sistematize ettiğiniz zaman ortaya koyduğunuz tavırlar da ona göre ister istemez gelişiyor. Bizim buradaki mesajımız çok net: Suriye, İsrailde dahil kimseye tehdit olmasın ama hiç kimse de Suriyeye tehdit olmasın. Herkes otursun, kendi sınırları neredeyse o sınırlar üzerinden kimse kimsenin sınırına, toprağına, işine gücüne karışmasın, hayatına devam etsin. Bizim istediğimiz bu. Ama sen, Bunlar Sünni Arap Müslümanlar, biz bunların niyetini okuyoruz, 50 yıl geçtikten sonra bunlar güçlenirlerse, bana bilmem bir şey yapacaklar, onun için ben şimdiden bunları böleyim, parçalayayım, yutayım, kaos içerisinde bırakayım, sıkıntı üreteyim. diye bir güvenlik politikası geliştiriyorsan, bu çok tehlikeli politika.

Bu politikadan sadece Suriyenin etkilenmediğini, çevre ülkelerin de etkilendiğini anlatan Fidan, kriminal grupların da dini ögeleri kullanarak IŞİD maskesi altında ortaya çıkmasının ayrıca incelenmesi gerektiğini söyledi.

Fidan, gerekli görüşmelerin ve planlamaların yapıldığını aktararak, yakın zamanda ABD, Türkiye ve Suriyenin üçlü toplantı yapmasının planlandığı bilgisini paylaştı.

Suriyeye geri dönen sığınmacılar

Suriyeye geri dönen sığınmacıların sayısıyla ilgili soruya yanıt veren Fidan, 500 bine yakın mültecinin geri dönmesi söz konusu. Biz sınırdan gidenler üzerinden ölçüm yapıyoruz ama Suriyeye geri dönüş sadece Türkiye üzerinden olmuyor. Başka ülkelerden de geri dönüşler var. Bir de Türkiyeden dönenlerin miktarı var, bir de Suriyeye geri dönenlerin toplam miktarı var. diye konuştu.

Fidan, Suriyede istikrar ve güven devam ettikçe nüfusta artışın sürdüğünü belirterek, iş gücü ihtiyacının ortadan kalkması, ekonominin işlemesi, hayata geçmesi, fabrikaların çalışması, bürokrasinin çalışması için bu nüfusun dönmesine ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Arapların olduğu bölgeden YPGnin çekilmesi birinci öncelik

Bakan Fidan, 10 Mart mutabakatına ilişkin soruya, Nüfusu Arap olan yerlerden YPGnin behemehal çekilmesi birinci öncelik, birinci aşamada olması gereken konu. Ama bu henüz hala hazırda uygulamaya başlanmış bir konu değil. Burada Arap aşiretlerinde de belli miktar zaten baştan beri bir rahatsızlık hep var. Herkes şu anda bu çözülecek diye bekliyor, çözülmemesi durumunda çok ciddi çatışmaların çıkacağını ön görmek aslında mümkün. Şu anda Arapların olduğu bölgeden YPGnin çekilmesi birinci öncelik. yanıtını verdi.

Deyrizorun devri söz konusu vardı

Mevcut devam eden birtakım görüşmeler olduğunu ancak halihazırda bir içerik olmadığını ifade eden Fidan, şunları aktardı:

Şimdi özellikle silahlı unsurların entegrasyonu konusundaki keyfiyet ne olacak konusu, kendi aralarında tartışılan bir konu. Deyrizorun devri söz konusu vardı. Deyrizoru biliyorsunuz, Arapların çoğunlukla yaşadığı bir yer. Deyrizor ve o vilayet etrafındaki diğer nahiyeler. Deyrizorun da o konuda henüz bir kağıt üzerinde mutabık kalınmış değil. Burada YPGnin maksimalist bir tutum içerisinde olduğunu görüyoruz. Bu işgalci tavrının, bu sömürgeci tavrının bir an önce ortadan kalkması gerekiyor.

Mutabakatın olumsuz çıkması sonucunda Türkiyenin olası tutumuna ilişkin soruyu yanıtlayan Fidan, Türkiyenin Suriye ile bu konuda bir işbirliği içerisinde olduğunu hatırlattı.

YPG, henüz deklarasyonda bulunmuş değil

Fidan, Amerikalı dostlarımızla da konuşuyoruz. Onlar biliyorsunuz YPG ile de konuşuyorlar. Her üç tarafla da konuştukça kim ne kadar rasyonel, kim ne kadar gayri rasyonel ve neyi ne kadar makul istiyor, ortaya çıkıyor. Biz bunu defaatle söyledik, bizim için sorun kendi milli güvenliğimizle alakalı bir sorun. YPG, henüz halihazırda Türkiyenin milli güvenliği için tehdit olan unsurlardan vazgeçtiğine ilişkin bir deklarasyonda veya eylemde bulunmuş değil. Bunun da nasıl olacağına ilişkin bir şey yok. dedi.

Bakan Fidan, Irak, İran kökenli PKK militanlarından nasıl kurtulunacağına ilişkin yol haritası, Türkiyeye yönelik tünellerin, füze sistemlerinin, diğer başka unsurların ortadan kaldırılacağına ilişkin bir şey sunulmadığını vurguladı.

Trump yönetiminin Ankara Büyükelçisi Tom Barrackı aynı zamanda Suriye Özel Temsilcisi olarak atadığını, Lübnan meselesiyle ilgilendiğini hatırlatan Fidan, Barrackın bölgede daha fazla özel temsilci rolü üstlendiğini belirtti.

Fidan, Aslında Ankara üzerinden bölgeye yaklaşımı fevkalade önemli. Burada yürüyen çalışmalar var. Bir defa Trump yönetimi, Suriyedeki duruma, başka yerlerdeki durumlara olduğu gibi yeniden topyekun kendi Trump yönetimi yaklaşımını getirme peşinde, bunu görüyoruz. Bu oluşturulurken bizim ortaya koyduğumuz yapıcı tutum, tavır önemli şeklinde konuştu.

PKKden sadece Türkiyenin etkilenmediğini, şu anda en az etkilenen ülke durumunda olduğunu, en fazla etkilenenin de bu virüsü taşıyan ülkeler olduğunu söyleyen Fidan, Biz zamanında çok dedik bu PKK meselesini. Bakın, bu adamlar virüs kardeşim. Türkiye güçlü bir ülke. Bizi biraz hafif ateşlendirir ama bu size girdi mi sizi öldürür. Kaldıramazsınız siz, siz zayıfsınız, imkanlarınız, bedeniniz, gücünüz zayıf, almayın bunu. Alırsanız ölürsünüz. Taşıyamazsınız. Bana hastalık bulaştıracağım diye kendin ölüyorsun kardeşim. O da ayrı bir stratejik zihniyet geriliği işte. dedi.

Fidan, Erdoğanın liderliği olmasaydı Gazze ve Suriye dahil olmak üzere bölgedeki olumlu süreçlerin olduğu gibi ilerleyemeyeceğini belirterek, şunları söyledi:

Halk meşruiyetine dayalı, arka arkaya seçim kazanarak son 23 yıldır kesintisiz, büyük bir nüfusu olan bir ülkenin meşru lideri olmak, seçilmiş lideri olmak ve bunu her 4 yılda bir, 5 yılda bir yenileyerek devam ettirmek ve bu kadar süre bu meşruiyetle gelmek ve bunu yaparken de içeride ve dışarıda ayağınıza çelme atmak için birçok operasyona muhatap olmanız, bunlarla mücadele etmeniz ve bunlardan da muzaffer olarak gelmeniz var. Tabii ki bunun sonunda aslında böyle bir başarı hikayesini bütün dünyadaki liderler hayal ediyorlar. Ama Allah bir tanesine nasip ediyor.

Ana Sayfaya Git