PeyamaKurd - SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen, sosyal medya üzerinden yayınlar yapan Netew TVnin gündem özel programında Zeynep Cagerin sorularını yanıtladı.
Kürtlere yönelik statü hakkı ve Türkiyedeki üniter yapıyı değerlendiren Ayhan Bilgen, Türkiyede sanki toprak bütünlüğü ancak merkeziyetçi bir yapı ile korunur gibi bir anlayış var. Bence merkezlerin gücü de yerellerin güçlü olmasından geçer. Kürtler sonuç itibari ile bir halk ve temel hakları var, onların da toprak bütünlüğünü bozmadan statülerinin olmasını son derece haklı bir talep olarak görebilirsiniz.
Toplumda bu korkuyu gidermek için önce bir güven tesisi gerekiyor. Bölünmeyeceğimize dair korkularımızı yenmemiz, çatışmalı ortamdan çıkmamız ve demokratik bir anayasaya kavuşmamız gerekiyor ifadelere yer verdi.
Hiçbir ülkenin işgalini onaylamak mümkün değildir. Ama bu konuda tek sorumlu Rusya mı belli değil. Bu savaştan farklı beklentileri olan birçok ülke var. Mağdur ise Ukraynadaki kadınlar, çocuklar, sivil halktır. Türkiyenin bu savaşta Ukraynaya sattığı silah ve SİHAlardan ziyade, batı ile de barışması için de bu durum vesile oldu. NATOnun bir genişleme stratejisi vardı, Türkiyede bu stratejinin bir mağduru olabilirdi.
Ama şimdi tam tersi bir fırsat doğdu. Rusyanın Suriyedeki durumu bu savaş nedeniyle duraksadı, bu durumda taşlar yerinden oynadı ve ABDnin elini güçlendirmiş olacak. Önümüzdeki günlerde eğer Suriye ile ilgili bir çözüm arayı olursa, Rusyanın buradaki rolü azalacak. Türkiye, Kürtler, Suriye yönetimi, İran ve batının uzlaştığı bir formülle Suriyede yeniden istikrar sağlanabilir.
Türkiye siyaseti de dünya siyaseti gibi iki kutuplu. Bu durum demokrasi açısından bir kazanıma dönüşebilir ama ne yazık ki aktörler bu rolü üstlenmediğinde, bu sorumluluğun altına elini koymadığında iki kutupluluk işlevsiz oluyor. Bu durumda bir taraflar arasında bir milliyetçilik yarışı oluşuyor, bu durum ise Kürt sorunu gibi konuları geriye çekiyor. Bizim ise bu iki kutbun yanında bir üçüncü söz kurmamız, son derece önemli.
Sadece karşı çıkmak olmaz, bunun içini de doldurmak gerekir. Türkiyede siyasetçiye olan güven ciddi bir biçimde sarsılmış durumda. İnsanlar siyasete ve siyasetçilere büyük şüphe duyuyor. Türkiyede yeni bir siyaset tarzına ihtiyaç var. Bizler bunda ısrarcı olacağız, kararlı olacağız. Yeni siyaset tarzının egemen kılmaya yönelik çabanın merkezi olmaya çalışacağız.
Kürtler açısından partinizin Kürtlerin hakkı, hukuku konusunda neler yapmayı planlıyorsunuz?
Kürtlerle ilgili sorunların bir kısmı kangren olmuşsa da Kürtler, temel haklarını alamamış da olsa dünya artık Orta Doğuda en kritik role sahip Kürlerin olduğunu biliyor.
Önümüzdeki dönemde iktidarın dahi Kürt sorunu konusunda birtakım adımları atacaklarını düşünüyorum. İktidarın bu konuda bazı sembolik adımları atacağını düşünüyorum. Muhtemelen anayasa konusu gündeme gelecek ve cumhurbaşkanı anayasada Kürtlerle ilgili küçük de olsa kısmi pozitif mesajlar vermeye çalışacak ve bunu seçim kampanyasının merkezine oturtacak.
Muhalefet ise bunu yetersiz görürse, bu iyi bir gelişme olur ama tersini yaparsa, eski bir siyaset ortaya koyarsa, bu durum iktidarın Kürtler nezdinde kaybolmuş kredisini tazelemeye yönelik bir adım olur. Burada daha üst bir politika ile hareket etmek gerekiyor. Bugün ki iktidarı daha demokratik adımlar atmaya teşvik eden bir muhalefet tarzını benimsiyoruz.
Türkiyede üniter devlet ile yönetim modeli bir birine karıştırılıyor. Sanki toprak bütünlüğü ancak merkeziyetçi bir yapı ile korunur gibi bir anlayış var. Bence merkezlerin gücü de yerellerin güçlü olmasından geçer. Osmanlı son dönemde ne kadar merkeziyetçi olursak o kadar toprak kaybını önleriz diye düşünüyordu.
Ancak Kürtler sonuç itibari ile bir halk ve temel hakları var, onların da toprak bütünlüğünü bozmadan statülerinin olmasını son derece haklı bir talep olarak görebilirsiniz.
Bir kısım insanlar ise bu haklı taleplerin büyük bir sorun oluşturacağını ve parçalanmaya doğru gidileceğini düşündükleri için buna karşı geliyorlar. Bizim önce şunu tesis etmemiz gerekir. Toplumda önce bir güven tesisi gerekiyor. Bölünmeyeceğimize dair korkularımızı yenmemiz, çatışmalı ortamdan çıkmamız gerekiyor, demokratik bir anayasaya kavuşmamız gerekiyor.
Partinizin Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile bir iletişimi var mı, bir görüşme sağlandı mı?
Henüz kuruluş aşamasındayız ve partimizi resmi olarak yeni kurduk. Partiyi seçim sürecine yetiştirmek için çalışıyoruz. Erken bir seçim olması halinde buna benzer bir ziyaret, buluşma ve görüşmeler yapabiliriz. Şuana kadar 20 ilde teşkilatlanmamızı yaptık, bir bu kadarı da daha önümüzdeki ay gerçekleştireceğiz. 41 il ve 3/1 teşkilatlanma olduğunda seçime girme hakkını elde etmiş olacağız. Doğal olarak seçime girme koşullarını öncelikli olarak görüyoruz.
Siyasette bu tür buluşmaları bir araya gelmeleri önemsiyoruz. Bizim dışımızda da bu gerçekleşirse olumludur. Bu konuda seçmenin önüne seçenek sayısını azaltan, uzlaşan-ortak aktörlerin bir araya gelmesini bizler önemli görüyoruz.
Partimizin bu konuda temel konularda uzlaşabileceği, anlaşabileceği aktörler olursa birlikte yürürüz. Biz koltuk için, makam sevdası için yola çıkmadık. Bu ülkenin demokratik bir dönüşüme ihtiyacı var, bunun için siyaset risk alması gerekiyor, taşın altına elini koyması gerekiyor.
Kürt sorununun çözümü sadece Kürtlerin değil, Türkiyenin de lehine bir şey. Kürt sorunu çözülürse, silaha, harcamaya ayrılan kaynaklar toplumun daha kaliteli eğitim almasına, daha iyi sağlık hizmeti almasına gibi birçok şeye katkı sağlayacaktır. Cebindeki para daha da artacaktır. Ülke daha da büyüyecektir. Kürtler Türkiye siyasetinin en dinamik halkıdır. Kürt seçmeninin iradesinin aslında nasıl şekilleneceğinin kaderini de belirleyecek. Konuşma ile ilgili hiçbir siyasi parti ile bir sorunumuz yok. En radikal Kürt milliyetçisi partilerle de konuşabiliriz.
Bizler çatışmaların olumlu bir etkisi olmadığı kanaatindeyiz. Bu tür çatışma ve operasyonların toplumu irite ettiğini, böldüğünü düşünüyoruz. Türkiyenin sorunlarını konuşarak çözmesi gerektiği kanaatindeyiz.