PeyamaKurd - Koronavirüsün (Kovid-19) yayılmasının önüne geçilmesi adına alınan kararlar, birçok kesimi mağdur etmiş durumda. Erdoğan hükümetinin her ne kadar esnafa ve vatandaşa yardım edeceğiz açıklamaları gündemde dolaşsa da halk nezdinde böyle değil. Türkiyede esnafından, kamu çalışanına, sağlık çalışanından, iş insanlarına kadar birçok kişi koronavirüs politikalarından şikayetçi ve psikolojileri olağanüstü derecede tahribata uğramış durumda.
Kongre öncesi paylaşılan haritada Kürt kentleri risk bölgesi mavi iken, AKPnin labaleb kongreleri sonrası her kentte olduğu gibi hızla kırmızıya doğru evrildi. Alınan son kararla 29 Nisan 2021 Perşembe günü saat 19:00dan, 17 Mayıs 2021 Pazartesi günü saat 05:00e kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
PeyamaKurd bu kapsamda; alınan son kararlar, Ekonomi ve AKPnin bölgedeki gidişatına ilişkin insanlar ile konuştu.
Bitmişiz, sadece bunu biliyorum!
Diyarbakırda yıllardır esnaflık yapan Ramazan Karakaya, gidişatın son derece kötü olduğunu, çevresinde neredeyse ekmek bulamayacak duruma gelen insanların olduğunu ifade ediyor ve şöyle devam ediyor:
Bu virüs yüzünden zaten çoğu gün siftah yapmadan kapatıyorduk. E şimdi 17 gün yasak getirdiler. Tamam yasak geldi iyi hoş Esnafı, vatandaşı soran, düşünen var mı peki? Medyaya sorsan hükümet var. Ama öyle değil işte. Bakın bayram için stok yapan bir sürü esnaf vardı. Ne oldu şimdi? Hepsi gitti, çöp yani nasıl satsın bunu?
Biz, elektrik ödüyoruz, su ödüyoruz, kira ödüyoruz, depozito veriyoruz Nakdi yardım deniyor Hani hangi esnaf almış sorun, buyrun beraber soralım hatta! Hadi alan oldu diyelim bin lira nedir? Kimi idare edecek. 5 bin 10 bin kira verenler var Gidişat iyi değil, hiç iyi değil çok şey konuşuruz ama para etmez, ne olacak artık biz de bilmiyoruz inanın, bitmişiz sadece bunu biliyorum.
Her şey cepten çıkıyor, nerden baksan hep zarar
Diyarbakırdan bir başka esnaf Ali Ekber Ekmen ise, Kısıtlama gerekli bir şeydi ama zamanlaması çok çok yanlış. Bu kararı alanlar bunu bilmiyorlar mı? Diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
Burda bayrama 2 hafta kalmış, böyle bir dönemde esnafı, tüccarı sıkıntıya sokmak çok yanlış bir durum. İnsanlar zaten bir yıldır perişan olmuş, umutlarını bir nebze bayrama bağlamışlar karar geliyor her şey yasak. Madem yasak, Ramazanın ilk iki haftası yapın kapansın insanlar eve.
Bilim Kurulu böyle uygun görmüş tamam baş göz üstüne ama esnaf bir sürü mal indirmiş depoya, içinde mevsimlik ürünler var bunlar hepsi çöp olup gidecek. Burdan zarar, kira, elektrik, su cepten çıkıyor zarar. E iş yok evin masraflarına yetişemiyor insanlar zarar. Bu böyle ilerlemez, büyük patlak verecek yarın öbür gün
Biz direndikçe, daha da dibe vuruyoruz
Mardinde kamu çalışanı olan ve ailesine destek olarak Diyarbakırda küçük esnaflığa adım attıklarını ifade eden Dilan Hanım (tam ismini paylaşmak istemedi), Yıllarca, okuyup aileme destek olma hayali kurdum. Atandım kredi çektim ailem iş kursun diye. Pandemi geldi, hükümet önlem alır dedik üstüne kötü politikalar geldi. Şimdi çektiğimi kredinin borcu bir yandan, gelir yok faizi bir yandan, hepsi üst üste bindi. Nasıl yapacağız bilmiyorum diyerek şu sözleri dile getiriyor:
Alınan son karar esnaflar için kötü, küçük esnaflar için daha kötü bir karar. Öncesi zaten berbat geçmiş, şimdi de bu karar tam bitirdi bizi. Bütçemiz kısıtlı, imkanlar çok kötü.
Biz direndikçe, daha da dibe vuruyoruz. Ciddi anlamda destek bekliyoruz diyoruz, ne gören var ne duyan var. Dükkanlar kapanıyor ama destek yok. Size daha nasıl anlatayım ki? çok şükür iyiyim diyen bir esnaf getirin ben bugün çıkar bu sözleri kullandığım için özür dilerim herkesten.
Yeter, vallahi billahi yeter artık!
Mardinde esnaflık yapan Mehmet Kaplan, 56 yaşına geldim ne böyle kötü bir yönetime denk geldim ne de şahit oldum. Geçmişte de kötü yönetimler oldu ama bu kadar boğulmadık diyerek şöyle devam ediyor:
Bakın devletler önce insanların mağduriyetini nasıl gideririz der, altyapıyı hazırlar öyle yasak ilan eder. Sen devletsin, bunu düşünmek zorundasın. Ama yok hiçbir şey yok. Kapandık bitti. Dışarı çıksan yasağı deldin ceza bitti. Nefes alsan ceza bitti. Parası olan tatillerde, oteller dolu görüyoruz.
Hani yasak onlara yok mu? Turist elini kolunu sallayarak dolaşıyor, halk evinde kuru ekmeğe muhtaç ediliyor. Turist virüs taşımıyor mu? Allah aşkına bu nasıl bir mantık, bu nasıl bir akıldır? Yeter, vallahi billahi yeter. Daha kaldıramıyoruz, gün geçtikçe daha da perişan oluyoruz.
Arkadaşlarımız intihar etmesin diye ikna etmeye gidiyoruz!
Dedesinden, babasına geçen esnaflık geleceğini kendisinin devam ettirdiğini söyleyen Batmanlı Nurettin Dağlı ise, Ne konuşalım her şey ortada. Ağzını açan ya içerde ya başı belada. Biz esnafız, esnaflığı geç vatandaşız Başvurumu yaptım eğer bir lira bile yardım almışsam çoluğumdan çocuğumdan hayır görmemeyim diyerek şöyle konuşuyor:
Belki inanmazsını ama 3-4 gün önce bir arkadaşımız öyle bir duruma gelmiş ki artık intihar noktasına gelmişti. Gidip yapma diye ikna ediyoruz. Bakın bu kişi evi arabası olan, işi yerinde olan biriydi. Ne oldu son 1 yılda? Dükkanı kapattı, bankada borcu birikti, destek yok, masraflar üst üste, kredi faizileri üst üste sattı arabayı kapanmadı adam bayram için mal getirdi yasak geldi.
Bakın ben bunları konuşurken bile daralıyorum şu an. Artık düşüne düşüne hastalık çıkmaya başladı vücudumuzda. Bu gidişle ya öleceğiz, ya öleceğiz. Görünen o Zengine bu ülke çok güzel. Evinizde oturun çıkmayın diyor. Garibanlar, esnaflar, işçiler ne yapsın? Diyeceğim o ki, ne kimse el uzatıyor ne kimse duyuyor.