PeyamaKurd İstanbul Taksimdeki patlamanın ardından Türkiyede hükümetin Suriye ve Rojavada konuşlu bulunan Demokratik Suriye Güçlerini (DSG) suçlaması Ankaraya Suriyede operasyon zemini yarattı. Türkiye, 20 Kasım günü Kürdsitan Bölgesi ve Rojavada hava operasyonları başlattı ve hala devam ediyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamada, hava operasyonlarının süreceğini ve harekatın sadece bununla sınırlı değil kara operasyonları ile de devam edeceğini belirtti.
Türkiye-Rojava gündemine dair konuşan Kürt siyasetçi ve yazar Rojhat Amed, gelişmeleri ARK TVye değerlendirdi.
Rojhat Amed, Şu ana kadar; ne ABD, ne Rusya, ne İran ne de Avrupa ülkeleri Türkiyeye kara operasyonu için yeşil ışık yakmadılar. Ama eğer Türkiye bir boşluk bulursa, beklemeden operasyona başlayacaktır diyor.
Türkiye boşluk bulursa, beklemeden operasyona başlayacaktır
Türkiyede şu an kara operasyonu için hazırlıklar yapılıyor. Bunun içinde Batı Kürdistana saldırmak için geçerli bir sebep arıyor, hesap kitabını yapıyorlar.
Eğer Rusya, İran ya da NATO üyeleri ve özellikle ABD yeşil ışık yakarsa şüphesiz operasyon başlayacaktır.
Ama şu ana kadar hiçbir ülke yeşil ışık yakmadı ve karşı çıktılar. Ama Türkiye hala diyor ki, Biz, hiçbir ülkenin kararını tanımıyoruz. Operasyon için de kimseden izin almayacağız.
Tabii bu Türkiyenin söylemleri. Eğer bir boşluk bulursa, zaman kaybetmeden operasyona başlayacaktır.
Türkiye, Batı Kürdistanın gelişmesine tahammül edemiyor
Şunu anlatmak istiyorum. Türkiyenin, ABDden yeşil ışık almasına çokta gerek yok. Eğer Rusya razı olur ve İranın tavrı da netleşirse Türkiye bu işi yapar. Geçtiğimiz yıllarda hepimiz gördük. Türkiyenin Efrinde, Girspde, Serkande yaptığı operasyonlar ile son dönemlerde Kamışlo ve Drikteki dron saldırılarını arttırması gibi vaziyetler Ankaranın, Rojavanın gelişmesine ve ilerlemesine tahammül edemediğini gösteriyor.
Her ne kadar Rojavada, Defakto bir idari sistem olsa da Türkiyenin operasyon gerekçesi, kendini haklı çıkarmaya çalıştığı işler içinde meşruiyet kazanıyor. Türkiyenin tüm plan ve tertibatı, Batı Kürdistanın ilerlememesi üzerine kurulu.
Batı Kürdistandaki siyasi erkler, iki farklı görüş içindeler
Bana göre, yani deneyimlediğim kadarı ile Batı Kürdistandaki siyasi erkler ikiye ayrılmış durumdalar.
Bir taraf hala PKK ideolojisinden aldıkları perspektif ile hareket ediyor ve PKKnin yolundan gitmek isterken, Batı ülkelerinin kendilerine ilettikleri diplomasi ve siyaset içinde şekillenmek isteyen bir tarafta var.
İşte bu iki tarafın siyasi açmazı, Kürtleri çaresiz bırakıyor. Bundan dolayı ABD, Rusya ve Şamdan problemlerin çözümü için yardım istemek zorunda kalıyorlar.
Bu sadece bir örnek değil. Örneğin ENKS baktığımız zaman onlar da zaman zaman Rusya ve ABD ile diyalog kurup problemlerin çözümü için arabulucu olmalarını istiyordular. Şam ile diyalog kuran sadece ENKS kaldı. Aynı zamanda Türkiye ile de temas kuruyorlar. Durum böyle!
Batı Kürdistandaki idari kadrolara baktığımız zaman ikiye ayrılmış vaziyetteler. Maalesef böyle olunca da Apocular ve PKKnin önünü de kesemiyorlar ve durumlar hep sekteye uğruyor.
Kandil, Batı Kürdistanı Esada teslim etmeye gayret ediyor
PKK adına yapılan eylemler, bir bakıma Türkiyeye de bağlı biçimde. Beraber çalışıyorlar, beraber bu bölgelerde kaos çıkartmak istiyorlar. Kandil, Batı Kürdistanı, Beşar Esada teslim etmeye gayret ediyor. Tüm hayalleri bunun üzerine kurulu. Sadece ABD ve Rojavanın, bölgede kanadının kırılmasını istiyorlar.
İşte bunu isteyen ekip, Rusyanın, Türkiyenin, İranın tayfası Provokasyonlar ile Rojavanın ilerlemesini sekteye uğratmak istiyorlar.
Baktığımız zaman bazı durumların Türkiyeye bahane vermesi yeni bir durum değil. Bahanelerin olduğu doğrudur ama Türkiye, bu bahanelerden öncede Batı Kürdistana harekt yapmak istiyordu.
Daha o zamanlar ne PYD ne de DSG vardı. Yani eskiye dayanıyor bu istek.
Şu an, tüm dünya ve Kürtler de biliyor, biraz siyasetten anlayanlar da anlıyorlar ki PKK nerede ve kimin yanında saf tutuyor ve kararlar alıyor. Şunu da söylemek istiyorum, PKK, Güney Kürdistanda çok kalmadı.
PKKnin santrali İranda ama Türkiye onları çıkarın demiyor
Türkiye sadece, Batı ve Güney Kürdistana yönelik pozisyon alıyor. Türkiyenin, İrana karşı ses çıkarma gibi bir vaziyeti olur mu? Şu an PKKnin tüm kadroları İrandalar.
Türkiye ister bahane olsun ister olmasın Kürtlerin önünü kesmek, Rojavanın ilerlemesini engellemek ve Güney Kürdistanın gelişmesini zayıflatmak için bahaneler yaratıyor.