RÖPORTAJ | Tan: Kürtlerin bir an önce birleşmesi lazım bundan başka her yol yanlıştır!

PeyamaKurd - Eski HDP milletvekili ve yazar Altan Tan, Türkiye ve Kürdistan’daki sıcak gündeme ilişkin PeyamaKurd’e değerlendirmelerde bulundu. Altan Tan, Kürtlerin bir an önce birleşerek demokratik yollarla hak aramaya devam etmeleri gerektiğini, bunun dışınd...

Haberler 06.08.2021 - 20:03 Son Güncelleme : 12.03.2025 - 18:33

PeyamaKurd - Eski HDP milletvekili ve yazar Altan Tan, Türkiye ve Kürdistandaki sıcak gündeme ilişkin PeyamaKurde değerlendirmelerde bulundu.

Altan Tan, Kürtlerin bir an önce birleşerek demokratik yollarla hak aramaya devam etmeleri gerektiğini, bunun dışındaki bütün yolların uzun, meşakkatli ve yanlış olduğunu dile getiriyor.

Ayhan Bilgen yakın bir zamanda, Arkadaşlarımla yeni bir oluşum içindeyiz demişti. Birincisi siz kendiniz bu oluşumun içinde misiniz, ikincisi de siz bu oluşum hakkında ne düşünüyorsunuz?

Hükümetin Kürt siyaseti de, HDP ve PKKnin takip ettiği siyaset de ne yazık ki doğru değil. Her iki partiye oy veren Kürtlerde ciddi bir rahatsızlık var. AK Partiye oy veren Kürtler AK Partinin MHP ipoteğindeki Kürt siyasetini benimsemiyorlar.

HDPye oy veren, veya PKKyi destekleyen Kürtler de artık silaha dayalı siyasetin sona ermesini istiyorlar. Onun içindir ki hem Ak Partili Kürtlerin yeni bir siyaset arayışı var, hem de HDPli Kürtlerin. Demokratik ve özgürlükçü yeni bir yol için çok sayıda görüşme ve toplantı var.

Geçmiş yıllarda açıkça dillendirmemiş olsa da anlaşıldığı kadarı ile Ayhan Beyin de rahatsız olduğu bazı konular var. Ama bu rahatsızlığın, madde madde sıralamak gerekirse neler olduğu, bugün için çok açık ve net değil. Ama bir rahatsızlık olduğu ortada.

Yeni bir parti mi kurulmak isteniyor, yoksa HDP içinde bir muhalefet mi yürütülmek isteniyor, bu konuda ayrıntılı bir bilgiye sahip değilim.

Türkiyenin yeni bir havaya ihtiyacı olduğu konusu sık sık gündeme geliyor. Seçimden önce yeni bir hareketlenme ya da bir oluşum bekliyor musunuz?

Biliyorsunuz sağda ve solda birçok yeni oluşum oldu. AK Partiden beş altı parti çıktı. Erkan Mumcu, Abdüllatif Şener, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan bu partiden ayrılarak parti kurdular. Numan Kurtulmuş, Saadetten, ayrıldıktan sonra Has Partiyi kurdu. Sonra AK Partiye geldi. Ama onlar da AK Parti içinde daha çok Milli Görüş çizgisine yakın duruyorlar.

Bülent Arınç dönem dönem rahatsızlıklarını dile getiriyor ama tam olarak da kopmuyor. Aynı şekilde CHP tarafında Muharrem İnce parti kurdu, Öztürk Yılmaz parti kurdu, Mustafa Sarıgül parti kurdu. O tarafta da çok dalgalanma oldu, halen de bu dalgalanmalar devam ediyor. Daha geçenlerde bir grup CHPli partinin duayenlerinden Deniz Baykalın CHPden ihraç edilmesini istedi.

Bu kurulan partilerin hiçbiri milletin ihtiyacını karşılamadı. Onun içindir ki anketlerde çoğu % yarım puan, bir puan seviyesinde seyrediyorlar. Yeni partiler kurulabilir mi? Teorik olarak tabi ki evet. Bu ihtiyaç halen de devam ediyor. Böyle bir oluşumu da kim, kimler nasıl yapabilir zaman gösterecek.

Son dönemdeki yangınlar Türkiye gündemini esir aldı. Sabotaj olduğunu iddia edenler var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Baştan söyleyeyim bu konuda elimde istihbari bir bilgi ve belge yok. Bunların hepsi sabotaj mıdır, yoksa her yaz çıkan klasik orman yangınları mıdır, bunu bilmiyorum.

Ama bildiğim bir şey var. Aynı gün aynı anda onlarca yerde başlaması en son 70-80 noktaya ulaştı- çok tesadüf gibi gözükmüyor.

Bu yangınlar nasıl ve ne şekilde çıkmış/çıkarılmış olsa da yangınlar nedeniyle hükümetin eksikliği ve başarısızlığı üzerinden ülkede bir panik, umutsuzluk ve kaos yaratılmak istendiği açık.

Son dönemde batı şehirlerinde Kürtlere yönelik saldırılar oldu. En son olayda aynı aileden yedi kişi katledildi. Bu olayları nasıl görüyorsunuz?

Konyadaki olay yeni değil. Kamera kayıtlarında da ortaya çıktı ki bu iki aile arasında on-on bir yıllık bir husumet var.

Ama Türkiyede maalesef bir olay meydana geldiği vakit o olayın esas sebebi göz ardı edilerek iş ya bölgesel ya etnik-mezhebi ya da dini-ideolojik çatışmaya doğru götürülüyor. Bunu derken, Türklerin içinde hiç şoven yok, ırkçı yok demek istemiyorum. Tabi ki var.

Bu gün Almanyada da birçok Türkiyeli aileye Almanlar tarafından saldırılar düzenlendi. Irkçı örgütler var. Ama bundan hareketle bütün Almanlar ırkçıdır, bütün Fransızlar ırkçıdır, bütün Almanlara savaş açalım, veya Almanlar, Türkler ve Kürtler ayrışsınlar, bütün Türkiyeli Kürtler, Türkler geri dönsünler, demek İşte bu yanlıştır.

Ben Türk halkı içinde öyle sistematik ve ciddi bir nefretin ve Kürt düşmanlığının olduğunu düşünmüyorum. Maalesef bunu çok abartıyorlar ve çok da yanlış yapıyorlar. Bugün Türkiyede bir kaç milyon Türk-Kürt evliliği var. Buradan hareketle daha büyük çatışmalar ve kopmalar istemek de yanlış.

Tekrar belirteyim Türkiyenin içinde ırkçı, faşist diyebileceğimiz insanlar var. Hatta Türkün Türke karşı faşistçe davrananları var. Özellikle bizim Beyaz Türk diye nitelendirdiğimiz daha eğitimli, daha eski, daha varlıklı, daha laik-seküler kesim bir Yozgatlı Türkten de rahatsız, Rizeli bir Türkten de rahatsız. Ama bunu bir savaşa, çatışmaya, iç savaşa abartarak döndürmek de yanlış.

Türkiyede son 40-50 senede 50-60 bin insanın canına mal olan ciddi çatışmalar var. Defalarca Alevi-Sünni, Laik-dindar, Türk-Kürt fay hatları üzerinden iç savaş çıkarmak istediler. Bu bütün bir Türkiyenin felaketi olur.

Buna benzin dökenlerin tamamı haindir, alçaktır. İç savaş birilerinin işine yarayabilir ama bizlerin asla. Velev ki böyle az sayıda ırkçı saldırılar olsa bile toplumu sakinleştirmek, üzerine benzin değil, su dökmek gerekir.

Son dönemde PKK ile Peşmerge arasında küçük sürtüşmeler yaşandı. Hatta şehid olan Peşmergeler oldu. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Bu konuda Kürt medyasını da takip ediyorum, Türkiye medyasını da takip ediyorum, yabancı medyayı da edebildiğim kadarıyla takip ediyorum. Ne yazık ki birçokları boş konuşuyor. Özellikle PKK yanlısı medyanın büyük bir kısmı olayların aslını çarpıtıyor:

Kürtlerin birliği şart, Barzani ihanet ediyor, KDP Türkiye ile işbirliği içinde PKKnin üzerine yürüyor, AK Parti Kürdistanı işgal ediyor vb.

PKK, Kürdistan Bölgesel Yönetiminin topraklarından Türkiyeye doğru askeri harekat, gerilla hareketi, şiddet, savaş eylemlerini sürdürdüğü müddetçe Türkiye ne yapacak? Türkiye oraya girecek.

Nasıl girer! Girmesin diyebilirsiniz! E söyleyin de girmesin! Eğer benim, sizin lafınızla olacaksa ayrı. Ama girecek, giriyor zaten. Kimseye sormuyor da. Iraka da sormuyor, Amerikaya da sormuyor, oraya da sormuyor, buraya da

Peki Türkiye ordusu Kürdistan topraklarına girdiği vakit KDP ne yapacak? Ya kenara çekilecek ve hiçbir şeye karışmayacak veya PKK ile birlikte Türkiyeye karşı koyacak, savaşacak.

Pekiyi KDP, Türkiyeye karşı böyle bir savaş açabilir mi? Diyelim ki KDP PKK ile bir oldu ve Türkiyeye savaş açtı, sonuçları ne olur?

Irak ordusundan beş-on misli daha güçlü Türk ordusuna karşı KDP nasıl direnecek? Türkiye bu sefer Erbile girer. Kürdistan hükümeti Kerkükü koruyamadı. Haşdi Şabi ve Irak Ordusu gelip Kerküke girdi. DAİŞ Erbile 22 km. yaklaştı, halk evlerini terk ederek Erbili boşalttı.

KDP bizimle beraber savaşmasın ama Türkiyeye de desin ki gelme. Onu engellesin.

Peki nasıl engelleyecek? KDP Türkiyeyi engellemeye kalktığı an, Türkiye ile savaşmak zorunda. Bu, bu kadar açık.

Kendine aydın diyen bir sürü kişi bunu görmüyor veya görmezden geliyor. Peki o zaman ne istiyorsunuz? Erbil de mi işgal edilsin? Kerkük gitti, Afrin gitti, Ser Kaniy gitti, Cerablus, Bab, Tılebyad gitti.

Erbil de mi gitsin? Duhok ve Zaxo da mı gitsin? Bunu mu istiyorsunuz? çok derin birçok kişi belki de bunu istiyor.

Silah artık yol değil. Bu gün Türkiye ile savaşarak Kürtlerin elde edebileceği demokratik, ekonomik, siyasi, sosyal bir kazanım yok. Bu sözde aydın ve siyasetçiler bunu diyeceklerine, bir olalım ve savaşalım diyorlar. Eğer beraber savaşırsanız, beraber kaybedersiniz.

Bunu söylediğiniz zaman da gerçek aymaz ve hainler (aptallar ve iş birlikçiler) el ele vererek demokratik mücadele öneren silah karşıtlarını AK Parti hükümetine göz kırpmakla suçluyorlar.

Ülkelerinin ovalarında demokratik mücadeleye çapları, ülkelerinin dağlarına gelmeye de yürekleri yetmeyen Avrupadan ahkam kesenler cevap verin bu sorulara!

İkinci bir mevzu, bu gün Kürdistan Bölgesel Yönetiminin dünyaya açılan tek kapısı, Habur Kapısıdır. İlaçtan tutun, sanayi ürünlerine; tekstilden akaryakıta kadar her türlü ekonomik girdi-çıktı oradan gerçekleşiyor.

Türkiye ile savaşırsa nasıl ayakta duracak. Bir yol göster. İrana mı yaslanacak? Bağdat hükümetine mi yaslanacak? Suriyede Baas rejimine mi yanaşacak?

Tüm bu nedenlerledir ki bütün Kürtlerin ortak bir siyasetle silahları susturarak, Türkiye içinde demokratik mücadeleye girmeleri ne kadar zahmetli ve uzun olsa da en kestirme yol olarak gözüküyor. Suriye ve Irak Kürtlerinin kazanımlarının teminatı da bu.

Ana Sayfaya Git