“Bölgedeki tüm aktörler stratejilerini yeniden güncelleyebilir”

PeyamaKurd - Suriye'de değişen güç dengesi, ABD de dahil tüm aktörlerin stratejilerini yeniden güncellemesine neden oldu.
Suriye'de, Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile ilgili yaşanan süreç geniş bir bölgesel değişimin sinyalini veriyor.
“Daha geniş bir bölgesel değişimin sinyali”
Arab News'de Abdullah Öcalan'ın silah bırakma çağrısının ve Suriye'deki son gelişmelerin ortaya çıkarabileceği olası sonuçların değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Suriye'de değişen güç dengesinin, ABD de dahil olmak üzere hem bölgesel devletler hem de devlet dışı aktörlerin stratejilerini yeniden değerlendirmesine neden olduğu tespiti yapılan analizde, Öcalan'ın “tüm gruplara silah bırakma” çağrısının da İran da dahil olmak üzere tüm grupları kapsadığı ve daha geniş bir bölgesel değişimin sinyalini verdiğine dikkat çekildi.
Analizde ayrıca; tarihsel olarak Suriye'nin PKK güçlerinin kilit noktası olduğu ve yaşanan son gelişmelerin artık PKK'nin Irak ile İran’daki varlığını da etkileyeceği tespiti yapıldı.
“SDG de Suriye'deki konumunu güçlendirmiş durumda”
Abdullah Öcalan geçtiğimiz ay tarihi bir çağrıda bulunarak PKK’yi silah bırakmaya, lağvetmeye ve Türkiye ile yıllardır süren çatışmaya son vermeye davet etti.
Süreç olumlu ilerlerse, bu sadece Türkiye'nin iç siyasetini değil, aynı zamanda dış politikasını da yeniden şekillendirmek için ülkeye önemli bir fırsat sunabilir.
Peki, bu süreç bölge ve ötesi için ne anlama geliyor? PKK'nin feshedilmesi çağrısı, PKK'yi Suriye'nin yeni bir döneme girdiği bir zamanda gerçekleşiyor.
Tarihsel olarak Suriye, PKK güçlerinin eğitim almaları ve Türkiye'ye saldırı düzenlemeleri için önemli bir nokta olmuştu.
Diğer yandan SDG de Suriye'deki konumunu güçlendirmiş durumda.
ABD ve AB PKK'yi terör örgütü olarak tanımlarken, Kürtlerin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) bu kapsamda değerlendirilmiyor. Dahası, Washington tarafından 2014'ten bu yana IŞİD’e karşı mücadelede kilit bir aktör olarak görülüyor.
“SDG, Şam ile sorunları çözmeyi gerçekleştirdi”
SDG ise, Suriye’deki liderlik değişimini göz önünde bulundurarak stratejisini değiştirmek zorunda kaldı. SDG, Suriye'nin yeni güvenlik yapısına entegre olabilmek için geçici Şam hükümetiyle arasındaki sorunları çözmeyi hedefliyordu ve bu gerçekleşti.
Suriye'de değişen güç dengesi, ABD de dahil olmak üzere hem bölgesel devletler hem de devlet dışı aktörlerin stratejilerini yeniden değerlendirmesini beraberinde getirdi.
“Süreç Irak ve İran’ı da etkileyecek”
Diğer yandan, bu sürecin başarısı Suriye'nin ötesinde, PKK'nin Irak'taki varlığını da etkileyecek.
Özellikle de Ankara ve Bağdat'ın güvenlik ve siyasi bağlarını güçlendirdiği bir dönemde Irak'ta da benzer sonuçların ortaya çıkması muhtemel. Geçmişte iki ülke arasındaki en ihtilaflı konulardan biri Türkiye'nin Irak'ta PKK'ye karşı yürüttüğü ve Bağdat'ın egemenliğinin ihlali olarak gördüğü askeri operasyonlardı.
PKK’nin Kandil Dağları'nda çözülmesi ve silahsızlanması, Türkiye ile Irak arasındaki güvenlik dinamiklerini önemli ölçüde değiştirecek ve gelişmekte olan ilişkilerindeki temel anlaşmazlık noktasını ortadan kaldıracak.
Nitekim, Kürdistan Bölgesel Yönetimi de Öcalan'ın çağrısını memnuniyetle karşıladı ve bunu bölgede istikrarın sağlanmasına yönelik önemli bir adım olarak nitelendirdi.
PKK'nin dağılmasının, PKK'nın ideolojisi üzerine kurulan Kürdistan Özgür Yaşam Partisi'nin (PJAK) 2011'den bu yana Tahran ile ateşkesi sürdürdüğü İran için de etkileri olacaktır.
Bu Haber 673 defa okunmuştur.




