Guardian: "Kürtler, Esad sonrası gelecekte var olmak için mücadele ediyor"

Guardian: Kürtler, Esad sonrası gelecekte var olmak için mücadele ediyor

PeyamaKurd - Kuzeydoğu Suriye'nin (Rojava) Kobani şehrindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Türk sınırındaki hareketleri dikkatle izliyordu. Kürt güçler, tepelerinde vızıldayan Türk İHA’ları tarafından vurulmaktan endişe duydukları için tünellerden çıkma taraftarı değiller.

SDG'nin Fırat bölgesi komutanı Zinarin Kobane, SDG'nin tünel hattında yaptığımız gezide, "Güçlerimizin çoğu şu anda tünellerde yoğunlaşmış durumda. Türkiye tehdit ve saldırılarını yoğunlaştırmaya başladığında, tünellere inmeye inmek zorunda kaldık” dedi.

Suriye İslamcı grubu Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) geçen yıl 8 Aralık'ta Esad rejimini devirip iktidarı ele geçirdiğinde, yıllardır dondurulmuş olan Suriye çatışması aniden çözüldü. ABD destekli SDG ile Türkiye destekli Suriye milis güçler arasındaki hassas denge paramparça oldu. Böylece 2019'dan beri sessiz olan cephe hatları yeniden alevlendi.

***

“Kürtler, Şam ve Türk destekli milisler ile mücadele ediyor”

SDG kısa süre sonra Menbiç şehrinden çıkarıldı, yakınlardaki Tişrin Barajı'nda ise günlük çatışmalar yaşanıyor. SDG ile Türk destekli gruplar arasında doğal bir tampon bölge görevi gören baraj, Kürt yönetimindeki bölgelere elektrik sağlıyor.

Kürt güçleri, ABD desteğiyle, 2012'de kuzeydoğu Suriye'de özerk bir bölge oluşturdular ve o zamandan beri burayı yönetiyorlar. Kürt özerk bölgesi, hayatta kalmak için, Şam'daki yönetim ve Türk destekli milisler ile mücadele ediyor.

Komutan Zinarin, "Baraj bizim ilk savunma hattımız. Eğer barajı aşarlarsa, tüm bölgenin işgaline kapı açarlar. IŞİD’e karşı mücadelede şimdiden 14.000 kişiyi kaybettik, bu bölgeyi teslim etmeyeceğiz” diyor.

Özerk yönetim, tehlikede olan Suriye Kürtlerinin zulmüne son veren on yıllık bir siyasi projedir. Artık ebeveynler çocuklarına Kürtçe isimler koyabiliyor ve okullarda dillerini öğretebiliyorlar.

SDG'nin Türk destekli milislere karşı mücadelesi kolay değil. Komutan Kobane, Suriyeli milislerin savaş taktiklerinin son iki ayda Türk askeri doktrinini daha yakından yansıtacak şekilde değiştiğini söyledi. Suriyeli gruplar yerde savaşırken, Türk İHA’ları ve savaş uçakları yukarıdan koruma sağlıyor. Böylece cephe hattının çok ötesindeki hedefleri vuruyor.

NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahip Türkiye'ye rakip olamayacaklarının farkında olan Kürt savaşçılar mevzilenmiş durumda.

SDG, binlerce savaşçıyı barındıracak kadar büyük olan yeraltı tesisleri geliştirdi.

Tünel ağı, SDG'nin Türk hava gücünden gelen tehdide uyum sağlamak için taktiklerini değiştirmesine olanak sağlıyor.

***

"Diyalog konferansına katılım için hiçbir ön koşul olmamalı”

Cephede çatışmalar şiddetlenirken, SDG liderleri Mazlum Abdi ile Şam'daki yeni Suriye hükümeti arasında müzakereler başladı. Ocak ayının başlarında, SDG lideri General Mazlum Abdi, şu anda Suriye'nin cumhurbaşkanı olan eski HTŞ lideri Ahmed el-Şaraa ile görüştü.

Görüşmeyi "olumlu" olarak nitelendiren Abdi, iki liderin genel ilkeler üzerinde anlaştığını ve Şam ile SDG arasında askeri ve sivil konularda koordinasyon sağlamak üzere iki teknik komite kurulduğunu söyledi.

Abdi, "Suriye'nin bir parçası olduğumuz ve Suriye'yi birleşik tutmak istediğimiz konusunda anlaştık. Ancak, geçiş aşamasıyla başa çıkma biçimlerine ilişkin görüşlerimiz farklı” dedi. Ayrıca, ‘Türk müdahalesinin’ müzakereleri yavaşlattığına ve onlar üzerinde olumsuz bir etki yarattığına inandığını da sözlerine ekledi.

 Suriye hükümeti, kuzeydoğunun Suriye hükümetinin kontrolüne geri dönebilmesi için SDG'nin dağıtılmasını ve yeni Suriye savunma bakanlığına entegre edilmesini talep etti. SDG, yeni bir Suriye ordusuna entegre olmaya açık olsa da yeni bir ademi merkeziyetçi anayasa altında özerkliği sürdürmek istediğini söyledi.

SDG'nin, Şam ile anlaşma yapma penceresi kapanıyor. Müzakereler dururken Şam, Kürt otoritesi olsun veya olmasın, yeni Suriye devletinin kurulması yolunda ilerliyor.

Suriye hükümeti, perşembe günü yaptığı açıklamada, silahlarını bırakmayan grupların Suriye'nin ilk kalıcı hükümetini kurmayı amaçlayan ulusal diyalog konferansına katılmayacağını söyledi.

Abdi, "Diyalog konferansına katılım için hiçbir ön koşul olmamalı... Suriye'nin geleceği için yeni Suriye yönetimiyle birlikte çalışmak istiyoruz, Suriye'yi birlikte inşa edebiliriz" dedi.

***

Trump yönetimindeki ABD nasıl bir yol izleyecek?

SDF, Trump yönetimi altında Kuzeydoğu Suriye'den ABD birliklerinin çekilme olasılığıyla daha da sıkıştırılıyor. ABD, doğu Suriye'de nominal olarak SDG'yi IŞİD'e karşı mücadelelerinde desteklemek için yaklaşık 2.000 asker bulunduruyor. Asker varlığı, Kürtlerin elindeki topraklara herhangi bir Türk veya Suriye işgali için önemli bir caydırıcı olarak görülüyor.

Trump yönetimi Suriye'deki varlığına dair bir duyuru yapmadı, ancak ABD'nin yurtdışındaki bağlantılarını azaltma hedefi ve Trump'ın dengesiz karar alma süreci Kürt yetkilileri gerginleştirdi.

ABD, 2014 yılında, "hilafetinin" bir parçası olarak Irak ve Suriye'de geniş topraklar tutan IŞİD'i yenmek için SDG ile ortaklık kurdu. Son on yılda, bu ortaklık Kürt otoritesinin güvenliğinin temel taşı haline geldi.

ABD zırhlı personel taşıyıcıları, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke sokaklarında devriye gezerken, insanlar varlıklarına alışmış bir şekilde, etkilenmeden yürüyorlar.

IŞİD ve Esad'a karşı mücadele sırasında güney sınırında SDG'nin varlığına tahammül eden Türkiye, Washington'a ortağını terk etmesi için giderek daha fazla baskı yapıyor.

“Kürtler, pazarlık kartlarından yoksun değil”

Ancak Kürt liderliğindeki güçler pazarlık kartlarından yoksun değil. Kürt liderliğindeki yetkililer yaklaşık 70.000 IŞİD milisi ve akrabalarını elinde tutuyor; bunların binlercesi yabancı.

Yabancı güçler, saflarında birçok yabancı cihatçı bulunduran Şam'daki yeni otoritenin, şüpheli IŞİD üyelerinin tutulduğu hapishaneleri ve kampları kontrol altına almasına izin vermekten çekiniyor.

Kürt yetkililer ayrıca ABD'nin çekilmesi ve ardından Türkiye'nin kuzeydoğu Suriye'ye müdahalesinin, IŞİD'i kontrol altında tutma kabiliyetlerine zarar verebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Abdi, "ABD'nin çekilmesi, Türkiye'yi bölgeye saldırmaya teşvik edecektir ve bu da genel olarak DEAŞ'a karşı savaşı etkileyecektir" dedi. Çünkü güvenlik boşluğu, SDG'nin DEAŞ hapishanelerini ve kamplarını koruma kabiliyetini engelleyecektir.

Kürt güçler, "Ülkenizi kaybederseniz, ruhunuzu kaybedersiniz. Kobani'ye saldırırlarsa kimseyi esirgemezler” görüşünü savunuyor.


William Christou | The Guardian

Bu Haber 327 defa okunmuştur.