"Trump’ın Suriye elçisi ve Ankara Büyükelçisi Barrack, Kürtlere baskı uyguluyor"

PeyamaKurd - ABD'nin Suriye Temsilcisi Tom Barrack, ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) dair kabul edilemeyecek açıklamalarda bulundu.
Barrak, cuma günü yaptığı açıklamada, "Ortağımız oldukları için onlara borçlu olduğumuz yönünde büyük bir his var. Asıl soru şu: Onlara ne borçluyuz? Onlara, bir hükümet içinde kendi bağımsız hükümetlerine sahip olma yetkisini borçlu değiliz" dedi.
Barrack'ın açıklamaları, Suriye hükümetiyle birlikte çalışmaya ve SDG'nin orduya entegrasyonunu teşvik etmeye çalıştığı bağlamın parçası.
Bu süreç, SDG lideri Mazlum Abdi'nin geçtiğimiz mart ayında Şam'a uçup Suriye'nin yeni Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile bir anlaşma imzalamasıyla başladı. ABD ordusu bu süreçte SDG'yi destekledi.
ABD’nin Suriye’deki rolü terör örgütü IŞİD'i yenmek için kurulan Birleşik Ortak Görev Gücü'nün bir parçası olan Doğal Kararlılık Harekâtı kapsamındadır. Bu operasyon, CENTCOM'un faaliyet alanına girmektedir.
ABD Savunma Bakanlğı (Pentagon) SDG ile yakın bir şekilde çalışırken, ABD Dışişleri Bakanlığı ve diplomatlar bu ilişkiye daha şüpheci yaklaşıyor. Bu durum, John Kerry'nin ABD'nin Suriye'deki rolüne daha şüpheci yaklaştığı Obama yönetimi dönemine kadar uzanıyor.
Trump'ın ilk döneminde, ABD temsilcisi James Jeffrey de SDG'ye şüpheyle yaklaşmış ve onlarla yapılan anlaşmayı "geçici, taktiksel ve işlemsel" olarak nitelendirmişti.
Esasen, ABD diplomatları ABD'nin Şam ile doğrudan çalışmasını tercih ediyordu. Esad rejimi döneminde bu mümkün değildi. Bu nedenle, diğer tüm grupları kendilerinden uzak tutmayı tercih ettiler.
Barrack’ın SDG ve Kürtlere yaklaşımı tepki çekiyor
Barrack artık Suriye konusunda çalışan başlıca ABD yetkilisi. Sadece Şam'la iş birliği yapmakla kalmıyor, aynı zamanda ABD'nin Türkiye Büyükelçisi. Suriye konusunda Körfez ülkeleriyle de temaslarda bulundu. İsrail ve Lübnan'la da temaslarda bulundu. Dolayısıyla rolü sadece Suriye ile sınırlı değil gibi görünüyor.
SDG ve Kürtler hakkındaki yorumları bu nedenle tepki çekiyor. ABD daha hızlı hareket etmeye istekli görünüyor. Bu, ABD birliklerinin ayrılabileceği veya rollerinin değişebileceği anlamına geliyor. ABD'nin, Fırat Nehri kıyısındaki bazı bölgelerdeki birliklerini, doğu Suriye'de konsolide etmek için yeniden konumlandırdığı bildiriliyor.
IŞİD militanları ve El Hol kampındaki IŞİD üyesi tutukluları konusunda güvenlik endişeleri var. Suriye’nin doğu kısımları hâlâ SDG'nin kontrolünde. Ancak olası bir entegrasyon hamlesi, Suriye ordusunun oraya konuşlandırılmasını gerektirecek.
Rojava’daki bazı sesler özellikle Kürtler, yeni Suriye ordusunun 2018-2019'dan beri Kürt sivillere karşı işlenen suçlara karışmış subaylara sahip olmasından endişe duyuyor. Bu nedenle, Doğu Suriye'de farklı bir gücün olmasından endişe duymaları gayet doğaldır.
Barrack’ın söylemleri yeni ABD politikası mı?
ABD politikası, tek bir Suriye ve tek bir ordu kurmak ve federalizmi desteklememektir. Bu, ABD'nin doğu Suriye'de özerk bir bölgeyi desteklemediği anlamına gelir. Barrack'ın yorumlarının bağlamı budur.
ABD'nin "bağımsız bir bölgeyi” desteklemediğini söyledi. "Tek bir Suriye hükümetiyle nasıl bütünleşecekleri konusunda makul bir yaklaşım sergileyecekleri yeni bir rejime geçişi sağlamaları bizim borcumuz” sözleri tepki çekti.
Bu sözler, SDG için sert yorumlar. Çünkü Kürtler, ABD güçleriyle birlikte IŞİD'i yenmek için büyük fedakarlıklar yaptılar.
SDG destekçileri, çabalarının karşılığını daha fazla almaları gerektiğini, Suriye'nin herhangi bir bölgesiymiş gibi bir kenara atılmamaları gerektiğini düşünüyorlar. Suriye’de 10 yıldır ABD ile çalışıyorlar.
Ancak başka bağlamlar da var. Kürdistan İşçi Partisi (PKK) dağılıyor ve silah bırakıyor. Bu, Türkiye için olumlu bir gelişme olarak görülüyor. PKK, Suriye'de Halk Koruma Birlikleri (YPG) ile bağlantılı. YPG, 2015 yılında kurulduğunda SDG'nin omurgasını oluşturmuştu. Bu nedenle Ankara, SDG'yi PKK ile bağlantılı görüyor. Ankara, SDG'nin Suriye ordısına entegre olmasını veya yok olmasını istiyor. Ankara, Doğu Suriye'de SDG tarafından yönetilen her türlü oluşuma karşı çıktı. Türkiye Büyükelçisi Barrack, Ankara'nın endişelerini anlıyor.
Barrack, ABD'nin Şam ve SDG arasında arabuluculuk yapmasına yardımcı olacağını, ancak "biz burada kalmayacağız. Siz katılmıyorsanız, katılmayın. Ama sonsuza dek burada bakıcı ve arabulucu olarak kalmayacağız," dedi. Ayrıca “bağımsız bir Kürt devleti" olmayacağının açık olduğunu belirtti.
Bölge ülkeleri de gelişmeleri izliyor
Barrack, beklentileri düşürmeye ve yorumlarında gerçekçi olmaya çalışıyor. Ancak asıl soru, bunun SDG'nin konumunu zayıflatıp Şam'ın biraz daha bekleyip daha kötü bir anlaşmaya zorlayabileceğini düşünmesine yol açıp açmayacağı.
Diğer yandan Şam, SDG'nin yetkinliğini kendi saflarında istemeli. SDG, ABD tarafından eğitildi ve Suriye'de bir istikrar gücü olduğunu kanıtladı. Bölge ülkeleri de gelişmeleri izliyor. El-Arabiya, Barrack'ın yorumlarını aktararak, ABD ordusunun "Suriye'de sonsuza dek kalmayı planlamadığını" belirtti.
Körfez ülkeleri, ABD'nin gelecekteki taahhüdünün ne olacağını görmek istiyor. Bir güç boşluğundan endişe duyuyorlar. Ayrıca, Türkiye ve İran'ın da bu boşluğa girebileceğinin farkındalar.
SETH J. FRANTZMAN | Jerusalem Post
Çeviri: PeyamaKurd
Bu Haber 380 defa okunmuştur.




