Fidan: Yeni Suriye’ye tavsiyemiz ‘Kürtlere haklarını’ vermeleridir

PeyamaKurd - Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara’nın yeni Suriye hükümetine tavsiyesinin, “Suriye Kürtlerine haklarını vermek” olduğunu vurguladı. Fidan, bu meselenin hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Türkiye için çok önemli olduğunu söyledi
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, dün Suriye’nin başkenti Şam’da geçici yönetimin Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile bir araya gelmişti. Görüşmenin ardından tv100’deki canlı yayında açıklamalarda bulunan Bakan Fidan, ziyaretin detaylarını kamuoyuyla paylaştı.
“Özerklik çağdaş ve iyi bir şey değil”
Suriye ve Rojava’da Kürtlere özerklik tartışmalarına da değinen Fidan, “Otonomi veya özerklik arayışına ilişkin bir taviz olduğunu düşünmüyoruz. Bu, çağdaş ve iyi bir şey de değil. Bizim coğrafyamızda hiç iyi değil. Birini otonom yaptığınızda ona zaten farklı muamele ediyorsunuz. Ben yıllardır bu dilin kime ne menfaat getirmeye çalıştığını hiç anlayamadım.
Bu bir iyilik değil. Hiç kimsenin kendisini azınlık hissetmeden, eşit imkânlarla daha büyük bir refahın özel bir parçası olduğunu hissetmesi gerekir. Bizim coğrafyamızda bir grubu otonom yaparsanız, o geri kalan refahtan istifade edemez” değerlendirmesinde bulundu. Fidan, Suriye yönetiminin de böyle bir anlayışı olmadığını ifade etti ve Kürtlerin talebinin bu yönde olduğunu düşünmediğini savundu.
Abdullah Öcalan’ın PKK’ye çağrısı
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan yaptığı çağrıya da değinen Fidan, “İmralı’dan yapılan çağrıyla örgütün kurucu liderinin örgütün kendisini feshetmesi zamanının geldiğini ve geçtiğini söyledi. Bu mevcut gerçeklerle de örtüşen bir konu. Umarız bu çağrıya örgüt kulak verir. Biz devlet olarak bunu zaten yıllardır söylüyoruz” ifadelerini kullandı.
Son 15 yılda Türkiye’de demokratik ortamın meyvelerini verdiğini, ancak PKK’nin hala “eski metotlarla soğuk savaş dönemine devam ettiğini” belirten Fidan, “Bu yapının kendisini çoktan sorgulaması ve feshetmiş olması gerekirdi. Aslında 2013’te bu sürece girilmişti. Ama Suriye’deki birtakım fırsatları varmış gibi göstererek örgütü kandırdılar. O zaman aklını çelen bölgesel aktörlerin kimler olduğunu örgüt biliyor” diye konuştu.
Fidan, “Bugüne gelecek olursak yapılan çağrıya kulak verilmeli ve bunun tarihi bir fırsat olarak görülmesi ve örgütün kendisini feshetme sürecini başlatması gerekiyor” dedi.
Türkiye’nin demokrasisini sağlamlaştırmaya devam edeceğini kaydeden Fidan, “Artık örgüt yöneticilerinin de İmralı’dan gelen çağrıya yanıt verip bundan kurtulması gerekiyor ki siyasi ayak da bir vesayetten kurtulsun. DEM uzun süredir bir vesayet altında siyaset yapmaya çalışıyor. Örgütün silahlı terör unsurlarının vesayeti altında siyaset yapmaya çalışan bir unsur var. Hiçbir zaman gerçek bir siyasi problemin ortada olduğunu söylemek mümkün olmuyor.
Ben inanıyorum ki bu fırsat penceresini değerlendirirlerse Türkiye ve bölge için büyük bir açılım olur. Bunu değerlendirmeme yolunda bir adım atarlarsa, başkaları bunların aklını çelerse 2013’te çeldiği gibi kendi bilecekleri iş. Biz her türlü senaryoya hazırız” ifadelerini kullandı.
Suriye’de Türkiye’nin rolü
Fidan, Türkiye’nin Suriye’deki rolüne ilişkin bazı tanımlamaların gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Fidan, “Bir konuda menfaatinizi tanımlarsınız ve bu menfaatin hayata geçmesi sizin için önemlidir. Günün sonunda bizim için önemli olan ortaya koyduğumuz hedeflerin hayata geçmesi. Bu hayata geçerken ortaya çıkan sembolizm ve bunun üzerinden tartışma üretilmesi biraz fakir bir anlayış. Daha engin bir görüşe sahibiz. Bir de bunu yerel siyasetin gündemi haline getirdiğinizde buradan çıkış olmaz” dedi.
Türkiye’nin bölgesel vizyonunu ise şu sözlerle özetledi:
“Bizim bir yerde bir coğrafyada sonuç görmek istiyoruz, bunun ortaya çıkması önemli. Türkiye’nin kendi bölgesinde politik vizyonu var. Politik vizyonumuz bölgedeki çatışmaların bittiği ve artık ekonominin kalkındığı bir vizyon. Bunlar olurken Türkiye’nin Suriye’de, Ukrayna’da, Kafkasya’da, Gazze’de görmek istediği neticeler çok önemli. Bunların hepsinde Türkiye’nin değişen ölçülerde rol aldığını söyleyebiliriz.”
Bu Haber 202 defa okunmuştur.




