Fidan'dan DSG-Şam anlaşması hakkında açıklama!

Fidan'dan DSG-Şam anlaşması hakkında açıklama!

PeyamaKurd - Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara’nın yeni Suriye hükümetine tavsiyesinin, “Suriye Kürtlerine haklarını vermek” olduğunu vurguladı. Fidan, bu meselenin hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Türkiye için çok önemli olduğunu söyledi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler dün Suriye'nin başkenti Şam'da geçici yönetimin Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile görüşmüştü.

tv100'deki canlı yayında açıklamalarda bulunan Fidan, görüşmenin detayları hakkında açıklamalarda bulundu.

Bakan Fidan, "Suriye ziyaretimiz önemli bir ziyaretti. Türkiye olarak bizim yaşamsal çıkarlarımız var, başta güvenliğimiz olmak üzere. Suriye'nin içinde bulunduğu şartları suistimal eden terör örgütleri vardı. O konuları görüşmek, mevcut gelişmeleri gözden geçirmek ve 2 ülke arasında gündeme gelmesi gereken diğer konular da var. Enerji ve yardım gibi... Bunların hepsini ele aldık. İyi ve verimli bir ziyaret oldu" dedi.

Fidan, Şara ile Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi arasında imzalanan anlaşmaya ilişkin için şunları söyledi:

"Bizim en baştan beri söylediğimiz şuydu: Yeni Suriye yönetiminin YPG işgaline ve korsanlığına son verecek inisiyatifi ele alması gerekiyor. Her zaman için yeni yönetime telkinimiz Suriye Kürtlerinin haklarının verilmesi. Bu hem Cumhurbaşkanımız hem de Türkiye için fevkalade önemli.”

Hakan Fidan'ın açıklamalarından ayrıntılar şu şekilde:

“Geçtiğimiz hafta Ürdün'deydik. Orada Türkiye'nin çerçevesini önceden oluşturduğu IŞİD'e karşı mücadele platformunun temelleri atıldı. Suriye bunun önemli bir ayağı. Bununla ilgili görüşmeler yaptık. Yeni mekanizmanın teknik özellikleri ve birtakım parametrelere baktık. Ardından Şam yönetimi ile YPG arasında varılan anlaşmanın üzerinden geçtik. Bununla beraber bölgesel güvenlik konularına da yakından baktık.

"Suriye'de yaşanan çatışmalar"

Daha önce de bu konuya ilişkin provokasyon uyarısı yapmıştık. Bu ilk veya son da olmayacak. Bu türden provokasyonlara karşı idari ve siyasi tedbirler önemli. Bu provokasyon Nusayri kesimin provoke edilmesine yönelik bir proje olduğunu görüyoruz. Eski rejim unsurlarının bir tuzakla hükümet birliklerine saldırması belirli miktarda askeri öldürmeleri ve akabinde ortaya çıkan sivil unsurların da iki taraftan karıştığı bir konu. Özellikle Nusayri ve Sünni hassasiyetinin bulunduğu bir yerde yakın tarihinde bazı acıları yaşamış bir toplumun yaraları bu kadar tazeyken provokasyona bu kadar açık bir yaranın olduğu ortada.

Yeni yönetim bu türden rövanşist bir tavra girmeyince, aklı selim, makul bir yaklaşım sergileyince bu sefer umduğunu bulamayan bazı çevreler provokasyonu kendileri örgütlediler. Bu provokasyonunun arkasında Şara yönetiminin bunların sorumlularının bulunacağı ve bu saldırıların hiçbir şekilde kabul edilmeyeceğine ilişkin yaklaşımı da oldukça önemliydi.

Türkiye olarak da bizim baştan beri çağrımız bu. Anayasal çerçeve neticesinde bütün toplumsal kesimlerin birbirlerini kucaklaması gereken bir anlayıştan bahsediyoruz."

Bu Haber 198 defa okunmuştur.