‘Rojava’daki Kürtlere mızrak, Türkiye’deki Kürtlere zeytin dalı uzatmak olmaz’

‘Rojava’daki Kürtlere mızrak, Türkiye’deki Kürtlere zeytin dalı uzatmak olmaz’

PeyamaKurd - DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, haftalık meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada güncel gelişmeleri değerlendirdi.

Hatimoğulları, “Bu kaos sürecinde Suriye’de, Rojava’da Kürtlerin kazanımlarını yok etme hevesine ve fırsatçılığına sakın ola girmeyin. Ortadoğu’daki hesap çarşıya uymaz. Rojava’da yaşayan Kürtlere mızrak, Türkiye’deki Kürtlere zeytin dalı uzatmak olmaz, olamaz” dedi.

Hatimoğulları’nın konuşmasında öne çıkanlar şöyle:

“Soğuk savaştan bu yana en sıcak süreçlere tanıklık ediyoruz. Bu kaosun odağında ise tarihi kırılmaların yaşandığı Ortadoğu var. Bitmeyen çatışma ve savaşların yarattığı kırılmalar her yerde taşları yeniden oynatıyor. Ortadoğu’da düzensizlik üzerinden yeni bir düzen ikame edilmeye çalışılıyor. Maalesef her zaman olduğu gibi, emperyalizm savaşının bedelini bölgenin halkları en ağır şekilde ödüyor. Katliam, yıkım ve göç dalgalarıyla yeniden karşı karşıyayız. Halep’ten Tel Rıfat’a, Şehba’ya kadar. 

“Rojava’da yaşayan Kürtlere mızrak, Türkiye’deki Kürtlere zeytin dalı uzatmak olmaz”

Tel Rıfat’a yönelik çete saldırıları devam ediyor. Biz bu filmi 2011’de Suriye savaşı başladığı zaman izlemiştik. Bu filmin şimdi yeni sahnelerini izliyoruz. Bugün Ortadoğu’da, Gazze’den Hayfa’ya, Beyrut’tan Halep’e aynı savaşın izdüşümleri yaşanıyor. Ortadoğu’da 7 Ekim 2023’te başlayan savaş denklemi daha da karmaşık bir hal almış durumda. “Lübnanlaşma” riski bugün Türkiye dahil bütün bölge ülkeleri için vardır. Bölgeye fetihçi gözlerle bakan ve kendi iç barışını öteleyen her yaklaşım, emin olun ki Lübnanlaşmak demektir. Türkiye’de iktidarın bu konuyla ilgili çıkaracağı dersler olduğunu düşünüyoruz. Bu dersleri çıkarmalarını ümit ediyoruz.

Buradan devlet aklı ve yürütme erkine sesleniyorum: 2011 Suriye savaşına müdahil olarak büyük bir yıkımın parçası oldunuz. Yeni maceraların peşinden koşmayın, vekil güçlerinizi sahaya sürmeyin. Neo Osmanlıcı hayallerinizden vazgeçin. Ortadoğu siyasetini, Suriye politikasını bu öfkeyle yürüttüğünüz sürece ülkeyi daha beter bir felakete sürükleyeceksiniz.

Bu kaos sürecinde Suriye’de, Rojava’da Kürtlerin kazanımlarını yok etme hevesine ve fırsatçılığına sakın ola girmeyin. Ortadoğu’daki hesap çarşıya uymaz. Rojava’da yaşayan Kürtlere mızrak, Türkiye’deki Kürtlere zeytin dalı uzatmak olmaz, olamaz!

“Sınırın öte tarafındaki Kürtlere saldırarak Türkiye’de iç barışı sağlamak mümkün değildir”

1 Ekim’den bugüne kadar MHP Genel Başkanının bazı mesajları oldu. DEM Parti olarak, bizler de onurlu bir barış, Kürt sorununun demokratik bir zeminde çözülmesi için acaba bir fırsat doğar mı diye baktık. Bakmaya da devam ediyoruz. Ortadoğu’daki her gelişmede Kürtlerin kazanımlarını boğmaya çalışan akıl, doğru bir akıl değildir. Çözüme hizmet eden akıl hiç değildir. Bu akıl Kürt kazanımlarını yok etme aklıdır. Bu akıl Ortadoğu’da kaos ve istikrarsızlaşmayı derinleştiren bir akıldır.

Dünyada hangi gelişme olursa olsun, Kürt karşıtlığı ve halkların ortak yaşam umudunu ortadan kaldırma üzerinden davranan aklın ta kendisidir. Şu çok iyi bilinmeli ki sınırın öte tarafındaki Kürtlere saldırarak Türkiye’de iç barışı sağlamak mümkün değildir. Suriye’ye çomak sokmak, yeni felaketlerin kapısını açacaktır.

2011’den beri deneyimlediğimiz üzere, yayılmacı hayaller ve Neo Osmanlıcı politikalarla Kürtlerin kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalışmak ne Türkiye halklarına ne Türkiye’ye fayda getirmedi, getirmez de. İktidarın IŞİD, El Nusra ve türevi örgütlere sunduğu katkıların zararlarını sadece Suriye ve bölge halkları değil; aynı zamanda Türkiye ve batı ülkeleri de yaşadı. Türkiye ve Avrupa ülkelerinin en önemli kentlerinde her gün bombalar patladı, katliamlar yaşandı. Biz bu gerçekliği gayet iyi biliyoruz.

“Muhalefet partileriyle kayyımlar ve Kürt meselesinin çözümü konusunda ortaklaştık”

Ekonomik krizin bu kadar derinleştiği, kayyım gasplarının bu kadar yoğunlaştığı, bölgesel savaşın küresel ölçeğe evrilme ihtimalinin bu kadar büyüdüğü bu dönemde, DEM Parti olarak muhalefetteki siyasi partileri ziyaret ettik. Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan ve heyetimizle beraber siyasi partilere, emek-meslek örgütlerine, sendika ve derneklere ziyaretler gerçekleştirdik.

Bu ziyaretlerimizde, kayyımın demokrasi karşıtı bir rejim olduğunu hep birlikte söyledik. Türkiye tarihinde ilk kez, bu kadar farklı geleneklerden gelen siyasi anlayışlar olarak kayyım, demokrasi ve Kürt sorununun çözümü konusunda çok geniş bir yelpazede ortaklaştık.

Sayın Davutoğlu, Sayın Babacan, Sayın Erbakan ve Sayın Özel kayyımlara karşı demokratik mücadele konusunda da çağrılarını yaptı. Görüştüğümüz bütün siyasi parti liderleri, kayyım rejiminin hukuksuz olduğunu, halk vicdanında mahkum edildiğini ve derhal son bulması gerektiğini ifade etti. Muhalefet, yerel yönetimlere merkezi bir müdahalenin olmaması gerektiği mesajını güçlü bir şekilde verdi.”

Bu Haber 146 defa okunmuştur.