Dr. Serbest Nebi: Rojava’yı Bakur’a kurban etmek büyük bir sorun!

Dr. Serbest Nebi: Rojava’yı Bakur’a kurban etmek büyük bir sorun!

PeyamaKurd - Kürdistan Bölgesi’nde Koya Üniversitesi’nde Siyaset Felsefesi Öğretim Görevlisi Dr. Serbest Nebi, Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile Suriye rejimi ve İran tarafından desteklenen Arap aşiretleri arasında son zamanlarda sıklıkla yaşanan çatışmaları ve bölgedeki gündemi PeyamaKurd’e değerlendirdi.

Nebi, 'Suriye ve Rojava’da DSG ile savaşan Arap aşiretlerin rejim ve İran tarafından destek aldığını' söyledi.

PKK’nin düşünce yapısının Rojava’da varlık göstermesinin bölgede güvenlik sorununa sebep olduğuna vurguda bulunan Nebi, “Rojava’yı Kuzey Kürdistan’a kurban etmek büyük bir sorundur bizim için. Kamışlo’da neden Abdullah Öcalan’ın posteri asılıyor ki, neden Diyarbakır’da asmıyorsunuz?” diye ekledi.

***

DSG, Suriye rejiminin Arap aşiretleri tarafından yapılan saldırılara karşı yapısını nasıl koruyor?

“DSG yalnız değildir. DSG, Uluslararası Koalisyon Güçleri’nin üyelerindendir. Onun için DSG’nin destekçileri fazladır. ABD’dir, Fransa var, Suudi Arabistan gibi birçok Arap devleti de DSG’yi destekliyor.”

Arap aşiretlerinin DSG'ye karşı savaşı ne kadar etkili? Arap aşiretleri İran'dan veya Suriye rejiminden nasıl destek alıyor?

“Şu an Kürtlere karşı savaşan aşiretler tarihleri boyunca rejimle birlikteydiler, rejim askerlerinin yanında yer aldılar. Rejim için en ucuz hizmetleri, en dalkavukluk işleri yaptılar. Arap aşiretleri, 2004 yılında rejimin desteğiyle Kamışlo’ya saldırı düzenlediler. Kürt katliamını gerçekleştirdiler. Bunlar aynı zamanda Saddam’ın destekçisi olan Araplardır. Suriye iç savaş başladığı zaman bazıları IŞİD tarafa geçti, bazıları El-Kaide’ye katıldı, bir kısmı da DSG tarafına geçti.

Şu an bir kısmı halen rejimin yanındadır. Bazıları da Kürtlerin sınırlarında Kürtlerin düşmanlığını yapıyorlar. Silah ve lojistik desteği başta olmak üzere birçok alanda rejim ve İran’dan yardım alıyorlar. Tabi onların asıl derdi Kürtlerdir, DSG değildir. Türkiye de Suriye muhalefetinin de onları desteklediğini düşünüyorum.”

***

'KÜRTLERİ EN BÜYÜK TEHDİT OLARAK GÖRÜYORLAR'

Peki, neden Kürt düşmanlığını yapıyorlar?

“Çünkü onlar için en büyük tehdit rejim değildir, İran değildir, Türkiye değildir. Onlar en büyük tehdit olarak Kürtleri görüyorlar. Bu aşiretler 150 yıl önce Osmanlı döneminde getirilip bu topraklara yerleştirildiler.

Kürtler, o zamanlar onların buralara yerleşmelerini istemiyorlardı. Bunlar çetecilik ve militarizm gibi bir yapıya sahipler. Onlarda insanların evlerine yönelik saldırı düzenleme, mallarını gasp etme, çocuklarını öldürme, kadınlarını kaçırma gibi kültürleri halen mevcut.

Kim bunlara yardım ederse bunlar onların adamları oluyorlar. Zamanında Türklerin de İranlıların da IŞİD’in de adamları oldular.”

Bugün halihazırda DSG ile Arap aşiretleri ve rejim arasında çatışma devam ediyor mu?

“Evet, çatışma var, savaş devam ediyor. DSG bu kez çok yoğun bir şekilde rejimin üzerine gitti. DSG, Rusya ve rejimden heyetler bir araya geldiler. Tabi rejimin heyeti biraz fazla dilini uzattı ve “ABD olmazsa başınız ezeriz” diyerek DSG’yi tehdit etti. DSG de sert bir şekilde “Rusya ve İran’ın desteği olmasa Şam’a kadar geliriz” yanıtını verdi.”

Peki, yaşanan son çatışmalarda Rusya'nın herhangi bir rolü var mı sizce?

“Rusya, bu çatışmalardan memnun değil. Rusya, İran’ın bunlara destek vermesinden de rahatsız. Rusya, bunların ABD’ye bahane vererek DSG’nin sınırlarını genişlettiğini düşünüyor. Rusya’ya göre, bunların yaptığı her saldırı sonucu DSG ABD’nin desteğiyle sınırlarını daha da genişletiyor. Böyle olunca ABD’nin bölgedeki etkisi artıyor.

Bu, Rusya’nın çıkarlarına ters. İran, DSG’nin olduğu bölgeler üzerinden rejime, Libya’ya ve silahlı gruplara lojistik ve silah yardımı yapmak istiyor ama DSG buna izin vermiyor. İran, ABD’nin bölgeden çekilmesi için bu aşiret ve silahlı gruplar üzerinden dronelarla ABD’ye ait askere üslere saldırılar düzenliyor. Ama ABD bunun farkında hem savunmayı iyi yapıyor hem de her gün askeri ve silah gücünü bölgede arttırıyor.” 

ABD yaşananlara dair ne düşüyor?

“Tabi ki ABD, ortağı olan DSG’nin kazanmasını istiyor. ABD’ye doğrudan saldırı yapılmadığı sürece kendisi savaşa dahil olmuyor. Ve ABD doğrudanda Arap aşiretleriyle de karşı karşıya gelmek istemiyor onların düşmanlığını almak istemiyor. Zaten DSG var onlar savaşıyorlar. Saldırı yaptıklarında ABD zaten savaş uçaklarıyla onlara yönelik bombardıman düzenliyor.” 

Arap aşiretleri arasında da bölgede çatışmaların çıktığı biliniyor. Özellikle İbrahim el-Hifil aşireti ile diğer aşiretlerle arasında problemler var mı?

“İbrahim El Hivil aşiretinin yarısı DSG’nin içinde yer alıyor. İbrahim Hifil’in amcasının kızı DSG’nin öncülerindedir. Rolü büyüktür. Bunlar Haşimi değildir. Kendilerini Haşimi diye tanımlıyorlar. Haşimi demek soyunun Peygambere dayandığı demek oluyor. Onun için bunlar Haşimi değiller.

Ayrıca bunlar birkaç parçaya bölünmüşler. Bunlardan bir kısmı Türkiye’nin destek verdiği Suriye muhalefetine bağlı, bir kısmı IŞİD’i destekliyordu onlar da şu an İran’ın yanında yer alıyorlar, büyük bir kısmı da DSG ile birliktedir.”  

Sizin görüşlerinize göre Rojava’daki Özerk Yönetimi, dünya resmi olarak tanır mı?

“ABD ve Avrupalıların inancı Kürdistan Bölgesi’ne nazaran daha çok Rojava’ya var. Fakat PKK’nin orayı kontrol etmesi güvenliği zedeliyor. Ajandalarında PKK’nin mantalitesi olduğu sürece bu endişe sürecektir. Mesele Kürt olması değil, PKK’nin mantalitesinin Rojava’da hüküm sürmesidir.

Kamışlo’da neden Abdullah Öcalan’ın posteri asılıyor ki? Neden Diyarbakır’da asmıyorsunuz? Rojava’daki Kürtler, Bakur’daki (Kuzey Kürdistan) Kürtlerin yerini alamazlar. Orada 40 milyon Kürt var. Biz onların yükünü de taşıyamayız. Onlar kendilerini korumalılar.

Rojava’yı Bakur’a kurban etmek büyük bir sorundur bizim için. Bunun için Rojavalı Kürtler kendi kurtuluşları kendileri karar vermeleri gerekiyor.”

***

"ROJAVA, SURİYE MUHALEFETİNE DESTEK VEREREK KÜRT DAVASINI GERİLETTİ"

Rojava’nın geleceğini Kürdistan Bölgesi gibi bir yapıya sahip olmasını öngörüyor musunuz?

“Zor. Eğer Rojava’nın iradesi ortak olmazsa. Suriye muhalefetine destek vermekle Kürt davasını gerilettiler. Kürt meselesini bölge devletlerinin kontrolüne soktular. ENKS, Kürt meselesini Suriye muhalefetinin ajandasında yer almasına sebep oldu, PKK’ye bağlı partiler de Kürt meselesinden hiç bahsetmediler. Demokrasi gibi durumlardan bahsettiler. Her iki taraf da hata yaptı. Programlarında Kürt davası yok.”

Geçtiğimiz günlerde Mazlum Abdi’nin ENKS’lilerle bir araya geleceği ve Kürt diyaloğunun yeniden başlayacağı konuşuldu. Bu mümkün mü?  

“Bu durum, günlük olarak konuşuluyor. Hikâye çürüdü. ENKS’nin kararı kendisinin elinde değil, Türkler ‘görüşün’ demeyene kadar görüşmeyecekler. Duhok Anlaşması’nda ben de vardım. Davutoğlu, Kürtlerin başarılı olacağını söyledi anlaşmanın bitmesini istedi ve ENKS açık bir şekilde anlaşmadan ayrıldı.

Şimdi de yapamıyorlar. Araplar, Suriye muhalefetinde çekilmişler ama onlar halen Suriye muhalefetinde kalmaya devam ediyorlar. Kimse onların varlığından ve yokluğundan haberdar bile değil.