Türkiye ve Suriye’nin yakınlaşmasına karşı Kürtlerin yol haritası nedir?
PeyamaKurd - Türkiye ve Suriye arasında buzların erimesi için süreç nasıl işleyecek? İki ülkenin olası normalleşmesi, bölgede Kürtleri nasıl etkileyecek ve bölge dinamiğinde ne gibi yeni ritüelleri ortaya çıkartacak? Birçok konudaki soruların yanıtı merak edilirken, Erdoğan’ın görüşme çağrısına Beşar Esad geçtiğimiz günlerde yeşil ışık yaktı.
PeyamaKurd’e gündemi değerlendiren gazeteci İhsan Kaçar, Türkiye’nin Suriye ile normalleşmesinin sebeplerinden bir tanesinin Rojava’da seçimlerin gündeme gelmesinin olduğunu ifade ederek, Erdoğan’ın vermiş olduğu tavizleri Esad’ın değerlendirmek istediğini söyledi.
***
Erdoğan ile Esad’ın çıkarları doğrultusunda görüşülebileceği açıklamalarından sonra, gözler Rojava’ya ve Kürtlere çevrildi. Türkiye ile Suriye arasında olası adımları atılması durumunda Kürtlerin ne yapacağı ve nasıl bir yol izleyeceği merak konusu.
Yine Kaçar’a göre, Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşme sürecinin, Kürtler için hem avantaj hem de dezavantaj… Doğru bir yol haritasıyla Kürtler kendi özerkliklerini üst aşamaya taşımaları muhtemel görünüyor.
2011 yılında Suriye’de başlayan iç savaştan bu yana Ankara ile Şam yönetimleri arasında artık hiç bir konuda ilişkilerin düzelemeyeceği düşünülürken, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir anda Esad ile görüşülebileceğini söylemesi gündemi değiştirdi.
Erdoğan’ın, Esad ile görüşülebileceği açıklaması sonrası Ankara-Şam hattında nasıl bir görüşme olacak, Suriye’nin istediği gibi, Türk askerleri Rojava ve Suriye’nin diğer bölgelerinden çekilecek mi? Türkiye, muhalifleri desteklemeye devam edecek mi? Rojava’daki özerklik ne olacak? Kürtler nasıl bir yol izleyecek? ABD nasıl bir tavır alacak? Bunlar merak edilen konu başlıkları.
Suriye’de iç savaşın çıktığı yıllardan beri süreci yakında takip eden ve zaman zaman savaş bölgesinde bulunan gazeteci İhsan Kaçar, Ankara-Şam hattındaki normalleşme sürecini PeyamaKurd’e değerlendirdi.
“Erdoğan taviz veriyor, Esad değerlendrimek istiyor”
İhsan Kaçar, şunları dile getirdi:
“Uzun süredir Türkiye ile Suriye istibahratı arasında bir görüşme trafiği var. Türkiye silahlı gruplara destek verdiği süreçlerde bu görüşmeler oluyordu. Son yakınlaşma ise İsrail- Filistin savaşı ile Kürtlerin seçimle ilgili girişimleri olunca iki ülke daha fazla yakınlaştı. Bu durumlar süreci hızlandırdı. Bir de CHP geçen seçimde Türkiye’de birinci parti olunca Özgür Özel dış politikaya yönelik adımlar attı ve Esad ile de görüşmek için girişimlerde bulundu. Doğal olarak Erdoğan ve ekibi bunların hepsini üstt üstte koyunca Esad’la bir araya gelmek istediler. Daha önceki girişimler başarısız oldu ama şimdi Erdoğan daha tavizkar davranmaya başladı. ‘Katil Esed’ten sayın Esed’e gelen bir taviz var. Esad ise bu tavizleri değerlendrimek istiyor.”
Türkiye’nin öncelikli isteği nedir?
Türkiye’nin şuanki durumda talep ettiği şeyin sadece Erdoğan ile Esad’ın görüşmesinin olduğu ve çıkmak için hiç bir planının olmadığını kaydeden Kaçar, şöyle devam etti:
“Bu aşamda Türkiye’nin Rojava ve Suriye’nin diğer topraklarında çıkması zor. Çünkü Türkiye çıkmak istese de desteklediği grupları nasıl garanti altına alacak? Ayrıca Türkiye’ye muhalif olan El Nusra’nın başını çektiği bir yapılanma da oralarda var. Bu yapılanmalar Türkiye’nin desteklediği gruplardan çok daha güçlü. Nasıl bir politka izleyecek ve Şam’a nasıl bir proje sunacak? O şu durumda zor görünüyor. Ordan çıkarken hangi maddeler üzerinde çıkacak bunlar tartışmalı konular.
Türkiye’nin şuan talep ettiği Erdoğan ile Esad’ın biraraya gelmesi ve ondan sonra bunları konuşmak istemesidir. Türkiye Dışişleri Bakanı geçen gün destekledikleri grupları Suriye ordusuna entegre etmek istediklerini ve böyle bir talpte bulunacaklarını söyledi. Ama bu çok zor çünkü entegre etmek istedikleri gruplar mutlaka Esad’ı desteleyen Suriye’deki aşiretlerden 1-2-3 kişinin katilleridir.
Suriye topraklarında ölüm çok farklı boyutta değerlendiriliyor. Türkiye ordan nasıl çekilecek açıkçası hiç bir planı yok. Sadece iç ve dış politikada değişimi gösterebilmek adına biraz propaganda haline getirmek için ilk görüşmeyi sağlamak. Türkiye’nin Suriye’den çekilmesi geciktirilecek. Tabi Esad ile bir araya gelmeleri bir ihtimal fakat sorunları çözebiler mı, Türkiye hemen çekilir mı ya da silahlı gruplardan desteğini çeker mı o şimdilik muama. Inandırıcıda gelmiyor mümkün de değil.”
Rojava’daki özerklik ne olacak, Kürtler nasil bir yol izleyecek?
İki ülke arasındaki normalleşe açıklamalarında Rojava’daki duruma da değinen gazeteci İhsan Kaçar, Kürtlerin izleyeceği politikaya ve yol haritasına dikkat çekti.
Kaçar, ABD’nin Türkiye ile Suriye arasındaki normalleşmeye olumlu bakmamasının Kürtler açısından avantaj olarak değerlendirerek şunları dile getirdi:
“Bence, Kürtler ve bölgedeki diğer halklar kendi özgücü üzerinde birşeyler yapmaya çalışıyorlar. Fakat savunma konusunda ABD ile eşgüdümlü olmak istiyorlar. Şam ile de diyalog yolunu açık bırakıyorlar. Kürtleri umutlandıran da ABD’nin, Türkiye ile Suriye’nin normallleşme sürecini benimsemediği. Bu durum, Rojava için bir avantaj. Kürtler muhtemelen bunun üzerinde gidecekler.
İkincisi de Rusya, Ankara ile Şam’ı bir araya getirirken Kürtleri devredışı bırakmıyor. O da Kürtleri kaybetmek istemiyor. Rusya, Şam ile Kürtleri de barıştırmak istiyor. Rusya’nın talep ettiği bir şey daha var. Kürtlerin, ABD ile tüm ilişkilerini koparmasını istiyor.
“Kürtler için hem avantaj hem dezavantaj”
Türkiye ile Suriye’nin normalleşme süreci Kürtler açısından hem avantaj hem de dezavantaj.
Çünkü yarın öbür gün Lübnan sınırında yaşanabilecek İsrail-Hizbullah savaşında Orta Doğu’da dengeler değişirse, Kürtler de bu dengenin içerisinde özellikle ona yönelik kartlarını kullanacaklar.
Eğer doğru bir politikayla kullanırlarsa muhtemelen onlar da kendi özekllilerini bir üst aşamaya taşımaları yüksek.