PKK, Ezdilerin Kürt olmadığı kampanyasını yürütüyor!
PeyamaKurd - İran, Irak ve buna Kürdistan da dahil her geçen gün Orta Doğu'da daha fazla nüfuz kaybı yaşıyor.
Orta Doğu’da siyasi manada her bir olay; ya eski ya da gelecek ile mutlaka bağlantılı bir sistem içinde dönüyor.
İran, Irak ve Suriye üçgeni birçok açıdan bölgenin dinamiğini oluşturuyor.
İran, tüm coğrafyada söz sahibi olmak isterken, Suriye iç savaşın verdiği patlağın sularını durdurmak için çaba harcıyor. Irak ise, İran’ın güdümünde fırlatılmaya hazır güdümlü bir füze gibi her zaman cephanede tutuluyor.
Bu minvalde Irak, İran’ın son kalesi konumunda olduğu için, Tahran elinden gelen her türlü çabayı sarf ederek Irak’ı elinden kaçırmak istemiyor...
***
Kürdistan Bağımsızlık Referandumu ve Şengal olayını birçoğumuz hatırlıyoruz.
Bilindiği üzere;
Şengal, Kürdistan bağımsızlık referandumu sonrası tam anlamı ile Bağdat’ın, yani İran’ın, Irak’taki ‘PASDARAN’ yapılanması olan Haşdi Şabi’in kontrolü altına girdi…
Bunla yetinmeyen Tahran, Şengal’deki işgali “yasallaştırmak” adına PKK güçlerini de saflarına çekti.
İran, Şengal konusunda ‘silahlı çatışmadan ziyade’ yanına çektiği ‘ne olduğu belirsiz ve sözde toplumsal model olan öznelerle’ sözlü propagandalara başvurdu.
**
Örneğin;
PKK’nin sürekli ‘Şengal’in Kürdistan Bölgesine ait olmadığı’ propagandası yapması büyük örneklerden bir tanesi olarak karşımıza çıkmakta…
Çünkü;
Tahran, en başından beri her ne pahasına olursa olsun ‘Şengali’ elinde tutmak istiyordu. Şengal, İran için stratejik öneme sahip bir konumda.
Burayı elinde tutmak isteyen İran, Irak-Suriye ve hatta bir anlamda İsrail’i kontrol etmek istiyor. Çünkü Şengal ile İsrail toprakları arasında 600-800 km arasında bir mesafe var. Bu da Tahran’ın füzeleri için yeterli bir sebep..
İran ve Haşdi Şabi’den dolayı Şengal’de kalamayan halkın büyük bir çoğunluğu, hala Duhok ve Kürdistan Bölgesinin belirlenmiş bölümlerinde çadırlarda yaşıyor.
Bağdat ve Erbil bu duruma bir son vermek için 2019 yılında anlaşma imzaladı. Bu anlaşma ‘Şengal Anlaşması’ idi.
Peki neydi bu anlaşma?
Yapılan bu anlaşmaya göre Şengal’de ne Haşdi Şabi ne de PKK kalmayacaktı.
Anlaşma imzalandı fakat bir türlü pratiğe tam manada dökülemedi. Çünkü İran, şu ana kadar anlaşmayı engelleyebildi.
Ancak son dönemlerde çalkantılı ve zorlu günler geçiren Tahran, Irak’taki konumunu (daha doğrusu stratejik açıdan kendileri için önemli olan Şengal’i) kaybetmemek için yeni bir hamle devreye soktu.
**
Nasıl mı?
Irak Parlamentosunda yer alan Şii mezhepli İran yanlısı milletvekilleri, Ezdilerin Kürt olmadığına dair yasa tasarısı sundu.
Tabi PKK kanadı da bu hamleden geri durmayarak bir adım attı ve kirli bir propaganda işine girişti.
PKK, Ezdi cemaatinde yeri olmayan, ne idüğü belirsiz birkaç kişiyi bir araya getirerek, sözde bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Ama bu toplantıda sadece PKK medyasının mikrofonlarına yer verildi. Basın açıklamasında sözde Ezidi alimi olan bir şahıs mikrofonlara bas bas bağırarak, “Ezdiler Kürt değil, biz Kürt değiliz” dedi. Ve bu sözleri Kürtçe dile getirdi.
Fakat, Şengal Savunma Güçleri (Ezidhan) Komutanı Haydar Şeşo yaptığı açıklamada, söz konusu taslağın Ezidi Kürtlere hizmet etmediğini bu konuda tutum almaları gerektiğini söyledi.
**
Şu hususun bilinmesi lazım, Ezdilik bir inanç biçimidir, herhangi bir milletin adı değildir.
Nasıl ki Kürtlerin içinde Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Berberi vs.. varsa Ezdilikte vardır. Ama ‘Kürt’ bir milletin adıdır. Ezdilik değil..
Ezidi Kürt tarihçisi Dawid Xatari ise şunları söylüyor, “Ezidiler siyasi bir konuya malzeme yapılmamalıdır. Ezidilerin Kürt olduğu kanıtlıdır. Hiç kimse milliyeti değiştiremez, din değişir ama milliyet değişmez. Bu, tüm ulusa yönelik bir tehdittir ve Kürtleri dağıtmayı amaçlayan bir adımdır."
**
Tarihi belgeler de Ezdilerin Kürt olduğunu açık açık söylüyor.
Örneğin;
- İki kutsal kitap olan "Cîlwe" ve "Mishefa Reş" Kürt dili ve alfabesiyle yazılmıştır.
- Osmanlı Devleti, 1847 yılında yayınladığı ilk Salnamesinde Ezidileri Kürt olarak tanımlanıyor.
- Ünlü İngiliz diplomat Mark Sykes (Sykes-Picot anlaşmasının baş aktörü), "Ezidiler, Kürtçe konuşur ve o dilde ibadet ederler, onlara göre Tanrıları Kürtçe konuşur” diyor.
- İngiliz Kraliyet Coğrafya Topluluğu’nun 1910 yılındaki haritasında da Kürtler ve Ezidiler aynı renkte gösteriliyor.
**
Tüm bu bilgiler ve belgeler ortada iken; 3-5 ne idüğü belirsizi piyasa çıkarıp ‘belki buradan bize ekmek çıkar’ mantığı ile hareket etmeyi Kürtler yemez.
Hele dindar ve muhafazakâr Kürtler asla yemez!
Ne PKK ne de İran’a buradan ekmek çıkmaz. Onlar Ezdileri belki, ‘Mezopotamya’nın dağılan tespih taneleri olarak görüyor’ ama hak Ezdiler kendilerini Mezopotamya’nın Kürtleri olarak görüyorlar.
Yani sözün özü;
Kürt toprakları, Müslümanların, Hristiyanların, Yahudilerin, Ezdilerin, tüm din ve mezheplerin yeridir.
Kirli ve kara propagandacıların ayak basacağı bir yer değildir!
Bu Haber 16477 defa okunmuştur.