Sakık’tan Fidan’a: Akrabalarınız size ‘pismam’ diyor; Şam’a değil Rojava’ya gidin!

PeyamaKurd - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, Meclis’teki bütçe görüşmelerinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a hitaben, Muş’taki akrabalarının kendisine "Pismam" (Kuzen) dediğini belirterek, "Şam’a gideceğinize Rojava’ya gidin, oradaki kardeşlerimizle barışın" çağrısında bulundu.

TBMM Genel Kurulu’nda Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerindeki görüşmelerde söz alan Sırrı Sakık, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı, çözüm süreci ve Rojava ile ilişkilere dair açıklamalarda bulundu.

Konuşmasının büyük bölümünü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a ayıran Sakık, Fidan’ın MİT Müsteşarlığı dönemindeki rolüne ve bölge halkıyla olan bağlarına atıfta bulundu.

"Muş'taki akrabalarınız size 'Pismam' diyor"

Hakan Fidan’ın memleketi olan Muş ve çevresindeki akrabalarıyla yaptığı sohbetleri aktaran Sakık, Fidan’a şu sözlerle seslendi:

"Ben Muş'a gittiğimde emin olun sizin orada akrabalarınız var. Hep bana 'Pismamımız ne yapar?' diye sorarlar. 'Pismam' kuzen demek, size öyle diyorlar. Sonra dönüp 'Apo ne yapıyor?' diye soruyorlar. Sizin yeğenleriniz ona 'Amca' diyor.

Diyorlar ki; 'Şam'a gideceğine vallahi Rojava'ya gitsin.' Biz de sizi davet ediyoruz. Şam'a doğru gideceğinize, asıl gitmeniz gereken bizim kardeşlerimizdir; Rojava'ya gidin. Orada barış yapın, oradaki hukuku oluşturun. Türkiye halklarının buna ihtiyacı var. Kürt halkının yarısıyla barışıp yarısıyla kavga edemeyiz."

"MİT ile görüşmelerde siyasetin çok ilerisindeydiniz"

Geçmiş çözüm süreçlerine ve MİT ile yapılan görüşmelere de değinen Sakık, Hakan Fidan’ın o dönemki tavrını hatırlattı:

"Eğer Kürt sorunu bir hakkaniyet sorunuysa, biz MİT'le yaptığımız görüşmelerde siyaset dünyasının çok çok ilerisinde olan bir ekiple yüzleştik. Aslında '100 yıldır bu Kürtlere haksızlık yapılıyor' diyen MİT elemanları ve sizinle ilgili operasyon yapıldığında (7 Şubat MİT Krizi) ilk şu kürsüye çıkıp size destek sunan bir grubun vekiliyiz. Çünkü Kürt sorununun barışçıl bir şekilde çözülmesini istemeyenlere karşıydık. Şimdi neden o günün gerisindesiniz?"