“Kürtler, IŞİD’le savaşta Irak’ın Kuzeyi ve Suriye’de önemli bir role sahip oldu”

PeyamaKurd - Almanya İçişleri Bakanlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dernekler Sorumlusu Markus Priesterath, Alman toplumunun Kürtler hakkında geniş bir bilgiye sahip olduğunu söyledi.
Markus Priesterath, “Kürtler, IŞİD’le savaşta Irak’ın Kuzeyi ve Suriye’de önemli bir role sahip oldu. Özellikle Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin edindiği rol oldukça önemliydi” dedi.
“Almanya’da IŞİD’le savaş sürecinde Kürtlere bakışta çok değişti” diyen Priesterath, Kürtlerin oldukça dirayetli ve korkusuz bir müttefik olduğunu ifade etti. Almanya İçişleri Bakanlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dernekler Sorumlusu Markus Priesterath,Rûdaw’ın sorularını yanıtladı.

Sayın Priesterath, son 30 yıldır Kürtleri yakından tanıdınız. O dönemden itibaren Kürtlere yönelik birçok değişim yaşandı. Sizce 30 yıldır Kürtler Almanya’da ne elde etti? Kürtleri ilk nasıl tanıdınız?

Çok ilginçti! Kürtler ile ilk; 80’ler ortasında tanıştım. 30 yıldan fazla oldu. O zamana kadar Kürtleri tanımıyordum ve benim için Kürtler yoktu. Hepsinin Türk olduğunu sanıyordum. Çünkü kimlik bilgilerinde Kürt yazılmıyordu. Zamanla insanlar kendilerini Kürt olarak tanıtmaya başladı. Bir diğer anlamda zaman içinde Kürt ve Kürtlükleri ile gurur duymaya başladılar. O dönemde Kürt bir dernekle tanıştım. Irkçılık üzerine Köln’de bir konferansımız vardı. Kürtleri ilk o zaman tanıdım. 80’lerin orta ve sonlarına doğruydu. O zamandan itibaren de Kürtleri yavaş yavaş tanımaya başladım. Onlara karşı bir sevgim oluştu. En son ise Bonn/Rhein-Sieg de Kürt topluluğunu tanıdım. 

O zamandan beri gerçekten de büyük değişimler oldu. Günümüzde Kürtler kendilerini birey olarak görüyor ve “Türkiye halkıyım” demiyor.  “Ben Kürt’üm” diyor ve Kürdistan’ın hangi parçasından olduğunu söylüyor. Irak veya Türkiye…Yani kendilerine karşı güvende büyük değişim oldu. Bununla birlikte Alman toplumu da özellikle Kürtler hakkında geniş bilgiye sahipler. 

Kürt tanımında; Alman halkının söz konusu dernekler aracılığıyla Kürtlerin dilini, kültürünü ve sorunlarını tanıdığını mı kastediyorsunuz? 

Evet. İnsanlar burada onları tanıdı. Ancak tanıma sadece okuma yoluyla olmadı. Yakından Kürtleri tanıyarak anlamaya çalıştılar, toplumlarına girdiler, Kürt yaşam ve toplumunu tanıdılar. 

Ardından Kürt derneklerinin rolü oldu. Alman ve diğer uluslara kapılarını açtılar. Kürt toplumu; halkı kucaklayarak, onları tanımalarını ve kim olduklarını sağladılar. Bir diğer anlamda “Bizler, sizinle toplumda kaynaşmayı ve hayatımıza katılmanızı” mesajını verdiler. Bu da diyalog yolunu geliştirdi. Bu benim için oldukça ilgi çekici ve özeldi. Bu düşünce bazı Kürt derneklerinin simgesi oldu. 

Peki Kürt diasporasının üstlendiği rolü nasıl görüyorsunuz? Kürtlerin son 30 yıllık silüetini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet. Kürtlerin, Almanlar nezdindeki silüeti oldukça değişti. Kürtleri ilk tanıdığımda bu bölgenin hükümetiyle nadir bir ilişkileri vardı. Örneğin; O dönemin İçişleri Bakanı Heelbert Shnor ile ilişkileri vardı. Ancak Federal Hükümet kapsamda Kürtlerin hiçbir komite ve komisyonda temsilcisi yoktu. Yani başka bir ülkeden gelip de Kürt diasporası burada - Almanya’da- toplum ve derneklerde faaliyet göstermesi etkin bir role sahip olması günümüzdeki gibi değildi.

Onlar -Kürtler- bu topluma, “Bizler Kürt yaşamımızla burada yaşamıyoruz. Belki kimliğimizi unutmadan topluma entegre olmayı istiyoruz” mesajını vermek istedi. Ancak dış siyaset açısından baktığımızda da Kürtler, IŞİD’le savaşta Irak’ın Kuzeyi ve Suriye’de önemli bir role sahip oldu. Özellikle Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin edindiği rol oldukça önemliydi. 

Oldukça dirayetli ve korkusuz bir müttefik oldu. Peşmergeleri eğittik ve Erbil’de de hastane yaptık. Yaralıları birlikte tedavi ettik. Yani birçok ortak noktamız vardı. Ayrıca burada yaşayan birçok Kürt de Saddam rejiminin çökmesinin ardından Kürdistan’a dönerek eğitim okulları ve çocuk kreşlerini kurmaya başladılar. Birçok Alman bu projelere katıldı. İki taraf arasında ortak projeler yapıldı. Bu durum da Kürtlerin kamuoyu ve medyada ki görüntüsünde oldukça pozitif bir şekilde değişti. 

Yani Kürtler büyük adımlar atmış oldu. Peki mevcut durumda Kürtlerin Federal Hükümet nezdinde ilişkilerinin geliştirilmesi için ne yapması gerekiyor?

Benim gördüğüm sorun değil, sadece engel. Kürt dernek ve merkezleri birlik içinde değiller. Almanya’da Kürt topluluğu bir çok Kürt grubunu çatısı altında bulunduruyor. Örneğin; bölgesel ve federal bölgede önemli role sahipler ancak demokratik, birleşik bir Kürt gücü için daha fazla çalışılması gerekiyor. Kürt toplumu için bir milyon 500 bin Kürt’ten fayda ve güç almaları gerekiyor. 

Bunun için de profesyonel çalışmaya ihtiyaç vardır. Yazım da belirttiğim gibi bizler Kürt topluluğunun profesyonelleşmesi ve dernek program ve tüzüğüne yönelik destekliyoruz. Bu alanda çok çalışma yürütebiliriz. Benim umudum ise tüm Kürt derneklerinin birlikte çalışması ve iyi stratejiler için birlikte adım atmalarıdır.

Kürtlerin şimdiye kadar Almanya’da lobilerini güçlendiremediğini mi kastediyorsunuz?

Lobilerin daha çok gelişmesi gerekiyor. Kanımca Kürt Topluluğu Kürtler için iyi bir lobi çalışması yaptı. Ancak daha fazla yapılması gerekiyor. Çünkü şu anda lobide birkaç önemli şahıs görev yapıyor. Toprak gibi öneli şahsiyetler var. Ancak görevinin birkaç kişinin üstlenmesi gerekiyor. Bazı kuruluşlar var ve tüm alanlardan Kürtlerin çıkarları için çalışmaları, lobi yapmaları gerekiyor. Unutmayın! Suriye Kürtleri, Irak ve Türkiye Kürtleri’nin bakış açıları, ilgi alanları ve çıkarları da farklıdır. 

Örneğin; Savaştan kaçarak Almanya’ya gelen Suriye’deki bir Kürt bir travmaya sahip ve onun sorunu 80’lerde Türkiye’den darbe nedeniyle kaçan Kürt’ten farklıdır. Yani bakış ve persfektiflerinin farklı olduğunu unutmamız gerekiyor. 

Yapılması gereken çok şey var. Almanya’daki Kürtlere mesajınız nedir?

Devam edin ve açık olun. Bu toplumun bir parçası olduğunuzu ve çalıştığınızı gururla söyleyin. Yani açık olun ve eleştirel bir şekilde çalışın. Bunun iyi bir yol olduğuna inanıyorum ve sabırlı olmakta çok önemlidir. 


Bu Makale 42134 defa okunmuştur.