AKP ve Kürtlerin diyaloğu ‘hayati önem taşıyor’ Neden mi?

AKP ve Kürtlerin diyaloğu ‘hayati önem taşıyor’ Neden mi?

Erdoğan, özellikle Türkiye'nin merkezi kentleri olan İstanbul, Ankara ve İzmir'de yapılacak yerel seçimlerin hayati önem taşıdığını kabul ediyor. Şunu da biliyor, Kürt seçmenin desteğini almadan bu şehirlerin kontrolünü yeniden ele geçirme ihtimali neredeyse imkânsız.


PeyamaKurd – Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt seçmenlerin desteğini almadan önemli şehirler üzerindeki kontrolü yeniden ele geçirme ihtimalinin ulaşılamaz olduğunu biliyor.

Londra Merkezli Arap dergisi Al Majalla’da, “Kürt-AKP diyaloğu Türkiye'deki yerel seçimlerin sonucu açısından hayati önem taşıyor” başlıklı bir analiz yayımlandı.

***

Türkiye'de yerel seçimlere birkaç ay kala, ülkenin siyasi ortamı bu yılın başlarında yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleriyle hemen hemen aynı.

İktidar AK Parti, aşırı sağcı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile ittifak halinde.

Başta "Atatürkçü" olarak bilinen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olmak üzere altı muhalefet partisi ile karşı karşıya geliyor. Kürtlerin partisi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) ise söz konusu muhalefet ağından farklı bir pozisyonda.

“Bu durum Kürtler-Erdoğan arasında siyasi düşmanlık yarattı”  

DEM Parti, (o zamanki adı ile HDP), 2019’daki yerel seçimlerde İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük belediyelerde muhalefete destek vererek, Erdoğan ve partisine kayda değer bir yenilgi tattırdı.

Söz konusu hadise ise, Erdoğan ile Kürt partisi arasında siyasi bir ayrılık ve düşmanlık yarattı. Ayrıca, Kürtlere karşı cezalandırıcı politikalar benimsemesine yol açtı.

Bu yenilgi sonrası sahada misilleme isteyen Erdoğan, ben merkezci tedbirler uygulayarak, Kürtlerin belediyelerine ‘terör’ gerekçesi ile kayyum atadı. Ayrıca partiyle bağlantılı on binlerce kişi ve lideri de gözaltına aldı.

Erdoğan, özellikle Türkiye'nin metropol ve merkezi kentleri olan İstanbul, Ankara ve İzmir'de yapılacak yerel seçimlerin hayati önem taşıdığını kabul ediyor. Şunu da biliyor, Kürt seçmenin desteğini almadan bu şehirlerin kontrolünü yeniden ele geçirme ihtimali neredeyse imkânsız.

***

“Erdoğan, Kürt partisinin muhalefetten açıkça kopmasını istiyor”

DEM Partisi, misillemelere rağmen Erdoğan'ın politikalarına karşın kararlı muhalefetini sürdürdü. Bunun da ciddi bir maliyeti oldu.

Bu yıl yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Erdoğan, Kürt partisine karşı sert bir kampanya başlattı. Onları; dış güçlere bağlılıkla, ulusal barışı bozmakla ve ülkeyi bölmeye çalışmakla suçladı.

Bu kampanya da Kürt partisini, Türkiye'nin siyasi, güvenlik ve ekonomik sorunlarının sorumluluğunu Erdoğan'a yükleyen muhalefetin kollarına attı.

Ancak Kürt partisinin Erdoğan karşıtlığı sürdürülemez görünüyor. Entelektüeller, iş dünyası liderleri ve toplum temsilcilerinden oluşan etkili Kürt figürleri, giderek artan bir şekilde bu inatçı tutumun gözden geçirilmesi çağrısında bulunuyor.

Erdoğan'ın artan siyasi gücünün Kürt partisinin sınırlı yeteneklerine rakip olamayacağını düşünüyorlar. Ayrıca Erdoğan'ın Kürt bölgelerinde uyguladığı baskı motifi, Kürt kültürünü giderek daha fazla bastırarak bu bölgelerdeki sosyal ve ekonomik dokuyu bozdu. Erdoğan, Kürt partisinin açıkça muhalefet güçlerinden kopmasını istiyor.

**

Erdoğan ve Kürtler birbirinden ne istiyorlar?

Erdoğan, özellikle Türkiye'nin merkezi kentleri olan İstanbul, Ankara ve İzmir'de yapılacak yerel seçimlerin hayati önem taşıdığını kabul ediyor. Şunu da biliyor, Kürt seçmenin desteğini almadan bu şehirlerin kontrolünü yeniden ele geçirme ihtimali neredeyse imkânsız.

Muhalefete eğilim gösteren şehirler ve kıyı eyaletlerinin aksine, Orta Anadolu bölgelerinde seçmen desteği hala güvende. Sonuç olarak, öncelikli siyasi savaş alanı Kürtlerin oylarının belirleyici olduğu bu üç büyük kentte yoğunlaşıyor.

Erdoğan yaklaşan seçimleri, kendi ideolojik ve siyasi eğilimleriyle uyumlu yeni bir anayasa yaratacak "tarihi projesinin" ayakta kalması için hayati önemde görüyor.

Bu noktada her iki tarafın da yapıcı bir diyalog başlatmak için uzlaştırıcı jestler yapması gerekiyor. Kürt partisinin talepleri ise çok fazla değil. Sadece Erdoğan'ın gruba uyguladığı cezalandırıcı politikaları ve cezai tedbirleri azaltmasını ve tutuklu üyelerini serbest bırakmasını istiyor.

Erdoğan ise, Kürt partisinin kamuoyu önünde muhalefetten kopmasını ve muhalefetin önümüzdeki haftalarda yapacağı potansiyel teklifler konusunda bekle-gör yaklaşımı benimsememesini istiyor.

Erdoğan’ın, beklentisi ve isteği nedir?

Erdoğan’ın, son seçimde önemli ölçüde güç kaybeden Kürt partisinin taleplerini karşılayıp iktidar koalisyonuyla anlaşmaya varmasını bekliyor.

İki taraf arasında ikinci kademe liderlik seviyesinde bazı diyaloglar halihazırda yapıldı. Şu anda tartışmalar, her iki tarafın da doğrudan müzakerelere başlamadan önce atması beklenen ön adımlar üzerinde yoğunlaşıyor.

Ancak geçtiğimiz sekiz yılın bize öğrettiği bir şey varsa o da her iki taraftaki dış güçlerin müdahaleye karar vermesi durumunda bu ilerlemenin her an tehlikeye girebileceğidir.

Bu da içinde bulunduğumuz dönemi çok hassas ve hassas kılıyor. Her iki tarafın liderleri de bu süreçte, dikkatli davranmalı ve aceleci kararlar vermeden önce dikkatlice düşünmelidirler.


Rüstam Mahmud | Al Majalla

Çeviri-Düzenleme | PeyamaKurd

Bu kategoride yazarlar tarafından ifade edilen görüşler, kendilerine aittir ve PeyamaKurd’un bakış açısını yansıtmayabilir.

Bu Haber 42096 defa okunmuştur.