"Erdoğan denge politikasında ustalaştı, Türkiye’yi ise İslami köklerine döndürüyor”
PeyamaKurd - ABD'nin önde gelen yayın organlarından The Hill, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni dönemi ve bu dönemdeki Türkiye-ABD ilişkilerinin olası seyrine dair bir analiz yayımladı.
Erdoğan'ın izlediği bağımsız dış politika rotasının, muhtemelen yeni dönemde daha da gelişerek süreceği kaydedilen analizde, ABD'nin özellikle Rusya ile gerilim ve ABD'nin Türkiye'de bulunan üsleri nedeniyle Türkiye'ye sırtını dönemeyeceği tespitinde bulunuldu.
Ayrıca, "Artık Erdoğan'ın iktidarda kalacağından emin olduğuna göre, Washington'ın yararlı olabilecek ve uzun süredir müttefiki olan Türkiye'yi karşısına alması yanlış olacaktır” denildi.
“Erdoğan, ABD ve NATO müttefiklerine bir mesaj gönderiyor”
Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye cumhurbaşkanı olarak üçüncü beş yıllık dönem için yeniden seçilmesi, ABD ve NATO müttefiklerine bir mesaj gönderiyor.
Erdoğan, Rusya ile batı arasında neredeyse tarafsız bir konum oluştururken, yeni döneminde de güçlü bir adam olarak itibarını artırması muhtemeldir. Türkiye'nin büyük bir güç ve Avrupa, Orta Doğu ve Doğu bloğu arasındaki köprü konumunu yeniden canlandırma arzusu düşünüldüğünde, bir NATO müttefikinden beklenen kayıtsız şartsız destek için Türkiye'ye güvenmek her zaman riskli olacaktır.
Amerikalılar, Erdoğan'ın otokratik eğilimlerini eleştirirken aynı zamanda diplomatik ve askeri gelişmelerdeki orta yol politikasına da saygı göstererek Erdoğan'a dikkatle kur yapmak zorunda kalacak.
Amerika'nın Türkiye ile ilişkileri, Türkiye'deki üslerde yaklaşık 5.000 Amerikan askerinin, çok sayıda Amerikan uçağının ve hatta 50 adet nükleer bombanın mevcudiyeti nedeniyle büyük ölçüde karmaşık.
Erdoğan denge politikasında ustalaştı
Erdoğan, Washington ile Moskova arasında denge politikası uygulamakta ve hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hem de ABD Başkanı Joe Biden'la samimi ilişkiler içinde kalmakta ustalaştı.
Hem Putin hem de Biden, Erdoğan'ı seçim zaferinden dolayı tebrik etti.
Türkiye o kadar önemli bir coğrafi konuma sahip ki; Karadeniz'e girişi koruyor ve Rusya'nın yanı sıra Rusya'nın işgali altındaki Kırım da dahil olmak üzere Ukrayna'daki limanlara giden gemilerin kontrolünü elinde tutuyor. NATO, Ukrayna'nın güç durumdaki ekonomisini sürdürmek ve diğer ülkelerin gıda kıtlığı yaşamaması için gerekli olan tahıl sevkiyatının yolunu açtığı için Türkiye'ye müteşekkir olmalıdır.
“Erdoğan, Türkiye’yi İslami köklerine döndürüyor”
Ancak Erdoğan yönetimindeki Türkiye, ABD'nin bölgedeki politikalarını uygulamak için hevesli bir müttefik olarak hareket etmiyor.
Erdoğan, modern Türkiye'nin uzun ve demokratik reform geçmişine nispeten İslami değerleri ön plana çıkaran bir anlayış ile Türkiye'yi köklerine döndürüyor.
Diğer yandan Erdoğan, Filistinlilerle olan çatışmalarda İsrail'i sert bir şekilde eleştirirken, aynı zamanda İsrail ile diplomatik ilişkileri yeniden kuruyor. NATO ve Washington ile ilişkilerinde olduğu gibi, Türkiye'ye güçlü bir pazarlık pozisyonu sağlayacağını düşündüğü İsrail-Filistin meselesinde de benzer adımlar planlıyor.
Ancak bu görünüm ABD'yi giderek daha fazla belirsiz bir konuma doğru götürüyor. Özellikle Ukrayna-Rus savaşı, Washington'ın Türkiye politikasının yönünü değiştirmesini zorlaştırdı.
ABD-Türkiye’nin yüzeysel de olsa müttefik kalması olası
Artık Erdoğan'ın iktidarda kalacağından emin olduğuna göre, Washington'ın yararlı olabilecek ve uzun süredir müttefiki olan Türkiye'yi karşısına alması yanlış olacaktır.
ABD ve Türkiye'nin bundan sonra da en azından yüzeysel olarak, müttefik olarak kalması oldukça olasıdır, Türkiye ise yalnızca Rusya ile Batı arasında değil, aynı zamanda Batı ile Orta Doğu'daki çeşitli güçler arasında bir tampon görevi görmeye devam edecektir.
Amerikalılar, Erdoğan'ın seçim zaferi ile yeni bir döneme geçtiğini görmekten dolayı hayal kırıklığına uğramış olabilir. Ancak bir yandan da Türkiye'nin rotasını kökten değiştirmediği için minnettar olabilirler.
Türkiye, ABD kuvvetlerine evlerine gitmelerini söylemediği sürece Washington, statükonun önemli ölçüde değişmeyeceği umuduyla üslerini oldukları yerde bırakmaya devam ediyor. Amerikan nükleer savaş başlıklarının hala Türkiye'de konuşlanıyor olması da iki ülke arasındaki ilişkinin öneminin altını çiziyor.
Washington, Putin'in nükleer savaş tehditlerinin içerdiği riskleri göz ardı ederek, Türk-Amerikan ittifakını bozmayı düşünemez.
Bu Haber 42096 defa okunmuştur.