Orhan Miroğlu: "Milletvekilliği hiçbir meslek grubuyla eşdeğer değildir"
Bir milletvekilinin halka karşı sorumluluğu bir yasama yılıyla sınırlı değildir.
Milletvekilinin ülkesine karşı ahlaki ve vicdani sorumluluğu bana kalırsa ölünceye kadar devam eder.
Yasama yılı bittiğinde bugün artık özgürlüğüme kavuştum diye düşünen milletvekili, o makama hiç inanmamış demektir.
Ve ülkemizin içine sürüklendiği vasatlık (vekil olduğunun bilinciyle hareket eden vekillerimizi tenzih ederim) son yıllarda geldi TBMM seçimlerini de vurdu.
***
Liyakat, siyasi temsil gibi vasıflar rafa kaldırıldı. Milletvekilliği çeşitli karmaşık ilişkilerden ‘aklanmak’ ve ‘netameli bir geçmişi silmek ve itibar satın almanın mümkün hale geldiği bir alana dönüştü.
Manzarayı umumiyeye bakan herkesin, rahatlıkla ‘bu iş demek bu kadar ucuz’ diyebileceği bir alan!
Oysa ilk meclisin kuruluşundan başlayarak meclisimize giren vekillerimizin, her biri roman olabilecek kadar güçlü hayat hikayelerine bakarsanız gerilemenin ve düşüşün ne boyutlarda olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.
Devir kabul edelim ki, o makama inanmadan oturmayı, o makamı her kapıyı açacak bir maymuncuk olarak kullanmayı amaçlayanların ve başkaları tarafından o makama oturtulmayı her nasılsa rahatlıkla başaranların devridir artık.
Milletvekilliği hiçbir meslek grubuyla eşdeğer değildir. Adı üstünde milletin vekili!
***
Venezüellalı bir turistin İstanbul’da Nusret’te et yemesini sorun etmez kimse, haber değeri bile olmaz, ama halkı yoksulluktan ülkesini terk ederken Venezüella Devlet Başkanı Maduro (üstelik sosyalist!) İstanbul’da Nusret’te görülürse bunu mesele eder insanlar.
(Nitekim öyle de oldu hatırlayın) Türkiye’de de bunca yoksulluk varken ve her iki vekilin partisi son seçimde yerelde iktidarı kaybetmekle kalmamış bir de “kan ve ruh kaybettiği” liderinin dilinden ifade edilmişken, partiye oy veren ve üye olan milyonlarca insan nefesini tutmuş ne olacak diye beklerken, böyle bir süreçte gerçekleşen Monaco ve Maldivler tatiline de yurt içindekilere de bakarlar insanlar ve sorgularlar her bakımdan!
***
Sizin çıktığınız tatilde faturayı ödeyecek zenginlikte olmanız değildir mesele, milletin vekili olmanıza durumun yakıştırılamamasıdır.
Milletvekili seçilmişseniz özel hayatınız ve başka vasıflarınızla kamuoyunun önünde yaşamayı kabullenmişsiniz demektir.
Milletvekili bir sosyal medya fenomeni gibi davranamaz. Malumunuz, kişinin kendini ‘ifşa etmesi” sosyal medyanın insanı adeta mecbur kıldığı bir ‘merak ve hoşlanma’ alanına dönüştü.
Son iki hadisede de bu ifşa tutkusunun yol açtığı zarar- ziyanı hep beraber yaşamış olduk ve en büyük zararı da bu vekillerimiz ve partileri görmüş oldu ki unutulacak gibi de değil hadise.
Milletvekili sevincini, acısını, insanlığın ortak değerlerini hatırlatmaya hizmet edecekse özel hayatına ilişkin anları ve zamanları da paylaşır elbette, gerisi ona kalır, ama “ifşa etmez.”
Orhan Miroğlu
AK Parti 25. ve 26. dönem Milletvekili ve AK Parti MKYK üyesi
Bu Haber 29893 defa okunmuştur.