Orta Doğu'yu ‘tüm düzeni değiştirecek’ bir savaş bekliyor!

Orta Doğu'yu ‘tüm düzeni değiştirecek’ bir savaş bekliyor!

PeyamaKurd - Netanyahu bölgedeki çatışmayı varoluşsal bir savaşa dönüştürmeyi ve ABD'yi yanında savaşa çekmeyi büyük oranda başardı. Hissedilen o ki Orta Doğu'yu, rolleri haritaları ve tüm düzeni değiştirecek yıkıcı bir savaş bekliyor!

Suudi Arabistan merkezli Arab News'de, İsrail'in bir yılını geride bırakan operasyonlarının bundan sonraki geleceğine dair değerlendirmelerin yapıldığı bir analiz yayınlandı.

Netanyahu çatışmayı varoluşsal bir savaşa dönüştürmeyi başardığı belirtilen analizde, Netanyahu'nun savaşı devam ettirmek için Amerikan desteğine ve Batı'nın sessizliğine güvendiği tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; beklenen savaşın bölgesel savaşların en tehlikelisi olduğu; rolleri, yerleri, haritaları ve başkentleri yeniden şekillendireceği iddiasında bulunuldu.

İşte Arab News'de yayınlanan analiz:

Beklenen savaş, bölgesel savaşların en tehlikelisi. Belli ki Orta Doğu nefesini tutmuş bekliyor ve bölgeyi çok daha sert günler bekliyor.

Böyle bir savaşın sonuçları; rolleri, yerleri, haritaları ve başkentleri yeniden şekillendirecek.

Netanyahu, İran'ın ve vekillerinin kanatlarını kırmak için Amerikan desteğine ve Batı'nın sessizliğine güveniyor.

Ancak dağınık fırtınalar bir araya gelerek bir kasırga oluşturabilir. Zira savaş sınırların ötesine taşıyor. Bölge halkı İsrail'in İran'a yönelik saldırısını bekliyor. Tahran misilleme yapmaktan başka çaresi olmadığını belirtiyor ve her iki tarafta karşılıklı saldırılarla çatışmaları körüklemekle tehdit ediyor.

Ortaya çıkan manzara yeni ve çok endişe verici. Bugünkü İsrail, 7 Ekim 2023 Aksa Baskını öncesindeki İsrail'e benzemiyor. İran da bugün “tufan ”dan önceki İran'a benzemiyor.

Netanyahu, Tahran’ı vekiller savaşından çıkarıp doğrudan Orta Doğu'da bir çatışmanın içine çekti. Bu ABD'nin dışında kalamayacağı bir savaşı beraberinde getirdi.

Bu, İran'ın uzun zamandır kaçınmaya çalıştığı bir şey ve Tahran, ABD ile tehlikeli bir doğrudan çatışmaya girmeden bölgedeki varlığını güçlendirerek devam ettireceğine inanıyordu. Ama işler değişti.

İran, Hizbullah’a destek çıkmadı

İran basınına yansıyan bilgilere göre; Hamas’ın Aksa baskınından önce Yahya Sinvar, bir elçi aracılığıyla Hizbullah ve İran'a “büyük bir şey olmak üzere” olduğunu bildirdi ve operasyon için onlardan en büyük desteği talep etti.

Verilen bilgilere göre Sinvar “mümkün olan en büyük desteği alacağına dair” bir taahhüt aldı. Ancak geride kalan bir yılda bu büyük destek asla gerçekleşmedi. Nihayetinde İran asla çatışmaya doğrudan katılmadı, Hizbullah ise 8 Ekim 2023'te sadece “destek cephesi” açmakla yetindi.

Bu sırada Netanyahu ise, Gazze'de tam bir Nakba yaratmaya karar verdi. Hamas'ı cezalandırmak yeterli değildi, bu yüzden destekçilerine, yani sivillere de en ağır cezayı verme stratejisi ile hareket etti. Ve ilk başlarda Hizbullah ile “angajman kuralları” çerçevesinde düşük seviyeli bir çatışmayı kabullenmiş gibi davrandı.

“İsrail, Nasrallah ve Sinvar’ı öldürerek ağır darbeler indirdi”

Geride kalan bir yılın ardından savaşın Lübnan'a kaydırılması ile birlikte, ABD başkanlık seçimleri öncesinde İran ile doğrudan bir çatışma mümkün hale geldi.

Netanyahu'nun Gazze ve Lübnan'daki eylemleri İran'ı sınırlarından uzak tutmaya çalıştığını gösteriyor. İsrail, Hasan Nasrallah'ı ve kısa bir süre önce Sinvar'ı öldürerek Hamas ve Hizbullah'a ağır darbeler indirdi.

İsrail'in askeri üstünlüğüne olan inancı onu daha yüksek hedeflere yöneltti. İsrail savaşta radikal bir değişim yaratmak istediğini ilan etti.

Netanyahu bunu başarmak için Gazze ve Lübnan'daki “direniş” cephelerinin bir tampon bölge oluşturularak ve ateşkes sağlandıktan sonra katı kısıtlamalar getirilerek ortadan kaldırılmasını talep etti.

“Roller, yerler, haritalar ve başkentler yeniden şekillenecek”

Gelinen noktada ise; İsrail ordusunun geride bıraktığı sahneler arasında, İran'ın bölgede gerçekleştirdiği ve kendisini Beyrut, Şam, Bağdat ve Sanaa'da karar verici konumuna getireceğini düşündüğü çok cepheli çatışmalar başladı.

Beklenen büyük savaş ise, bölgenin ve güç dengelerinin şeklini değiştirecek ezici bir savaş olarak tanımlanmalıdır ve ABD'nin böyle bir savaşın dışında kalması neredeyse imkânsız hale gelmiştir.

Evet, böyle bir savaşın sonuçları; rolleri, yerleri, haritaları ve başkentleri yeniden şekillendirecek.

Bu Haber 292 defa okunmuştur.