RÖPORTAJ  | Akyeşilmen: Suriye’de otonomi ya da üç bölgeli federal bir yapı olabilir!

RÖPORTAJ  | Akyeşilmen: Suriye’de otonomi ya da üç bölgeli federal bir yapı olabilir!

PeyamaKurd - Kürt siyaseti son dönemlerde kritik aşamalardan geçiyor. Orta Doğu’da yaşanan gelişmeler, Kürtlerin geleceği üzerinde önemli etkilere sahip. Kürtlerin özellikle Türkiye olan ilişkileri çalkantılı ve baskılar ile geçiyor. Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nezir Akyeşilmen yaşananlar ve gündeme ilişkin, PeyamaKurd’e  konuşarak, “Rojava’nın statüsü Suriye rejiminin alacağı şekle bağlı olacaktır. Fakat bölgesel bir otonomi ya da üç bölgeli (Arap, Kürt ve Sünni) bir federasyon olma ihtimali oldukça yüksek. Eskisi gibi, üniter bir yapı Rojava’dan bağımsız olarak, Suriye’de mümkün değil” ifadelerini kullandı.

► Trump’tan sonra Biden ABD başkanı seçildi. Biden’ın Kürt dostu olduğu söyleniyor. Şayet böyle ise Kürtleri nasıl etkiler?

Donald Trump ABD tarihinde alışılmadık bir başkan figürü çizdi. Tüm dünya için bir felaketti, pandemide liderlik yapamadığı gibi, dünya genelinde küresel düzende ciddi bir düzensizliğe yol açtı.

Biden küresel ABD hegemonyasının yeniden tesisi için gayret sarf edeceğini seçim kampanyalarında da kullandı. Tabi realitede bunu ne kadar başaracağı, küresel dinamiklerin buna ne kadar izin vereceğine bağlıdır.

Bölgesel çapta ve bütüncül bir çerçevede Başkan Biden’in Kürt politikasının nasıl olacağı konusunda net bir mesajı henüz yok. Fakat bölge politikalarında Brett McGurk gibi tecrübeli ve Kürt sorununa aşina bir diplomata görev vermesi kısmen bir ipucu vermektedir. Yine de, ABD’nin karar alma mekanizması, özellikle dış politika süreci oldukça komplike bir süreçtir.

Bir dizi kurum farklı düzeylerde rol oynamaktadır. Başkan Biden’in tek başına şekillendirdiği bir süreç değildir. Öyle olsa bile, her zaman ABD çıkarı merkezde olur. Biden’in bölge ve Kürt politikası ABD çıkarı ile ne kadar uyumlu olursa, o kadar pozitif rol oynayabilecektir. Büyük radikal değişiklikler beklemek biraz idealist bir yaklaşım olur.

► Peki bu süreçte Rojava’yı neler bekliyor? Statü adına bir değişim olabilir mi?

Rojava’nın statüsü Suriye barış sürecinde ABD’nin ve Türkiye’nin ne kadar etkili rol oynayabileceklerine ve ikisinin ne kadar ortak noktada buluşabileceklerine bağlıdır. Bu süreçte ABD’nin ağırlığı olacaktır, fakat Türkiye’yi tamamen kaybetme pahasına bir eğilim göstermesi zor. Tabi bunda Türkiye’nin de ABD politikalarına ne kadar uyumlu politikalar geliştireceği önemlidir.

Türkiye, ABD ve uluslararası koalisyona rağmen, Rusya ve İran'a uyumlu politikalar yürütmeye çalışırsa ABD, Türkiye'nin taleplerini kısmen göz ardı edebilir. Yine de ABD nihai süreçte hem Rojava halkını hem de Türkiye’yi öyle ya da böyle memnun ya da razı edecek bir formül arayacaktır. ABD’nin hedefi iki müttefikini küstürmeyecek bir yöntem bulabilmek olacaktır.

Nihayetinde, Rojava statüsü Suriye rejiminin alacağı şekle bağlı olacaktır. Fakat bölgesel bir otonomi ya da üç bölgeli (Arap, Kürt ve Sünni) bir federasyon olma ihtimali oldukça yüksektir. Eskisi gibi, üniter bir yapı Rojava’dan bağımsız olarak, Suriye’de mümkün değildir.

► Bağımsızlık referandumu sonrası Erbil-Ankara ilişkisi ciddi zarar gördü. Son dönemlerde ise ilişkilerde bir kıpırdanma görünüyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok köklü bir değişiklik olmayacağını tahmin ediyorum. Dönem dönem Türkiye’nin Kürdistan Bölgesel Hükümeti ile ilişkileri konjonktürel gelişmelere bağlı olarak farklılık göstermektedir. Olağandışı bir gelişme olmadığı sürece radikal değişiklikler zor görünüyor.

Gelinen bu aşamadan sonra, Türkiye’nin Kürtler ile ilişkisi nasıl olacak?

Onu kestirmek oldukça zor. Bir dizi iç ve dış dinamik var. Ve maalesef bu dinamiklerin büyük bir kısmını rasyonel olarak değerlendirebilmek neredeyse imkânsız.

Küresel iklim, bölgesel gelişeler, Türkiye-AB ve Türkiye-ABD ilişkileri ve iç siyasetteki gelişmeler gibi çok bilinmeyenli bir denklem.

► Erdoğan, Türkiye’nin yerinin Avrupa olduğunu söyledi. Akabinde Türkiye reform sürecine yönelimi var. Kürtlerle yeni bir barış sürecinden bahsedebilir miyiz?

Barış çalışmalarında genel bir ilkedir. Barış süreçleri uluslararası sistemin sunduğu fırsatlardır. Bunlar zaman zaman ortaya çıkabilirler. İyi değerlendirilmezse bir daha gelmesi uzun zaman alınabilir. Sanırım birçok kez bu tarz fırsatlar harcandı.

Orta Doğu şu an karmaşık bir hal almış durumda. Bu iklimden bir barış fırsatı görmek uluslararası ilişkiler ve bilimsel gerçeklerle zor uyuşur. Fakat yine de sosyal olayların nasıl ve ne yönde evrileceğini kestirmek zordur.

► Kürtlerin, Orta Doğu genelinde nasıl bir siyaset izlemesi gerekiyor?

Kürtlerin izleyebilecekleri siyasetin özü barış ve hakkaniyet olmalıdır. Tabi yekpare bir Kürt siyasetinden bahsetmek oldukça zor.  Fakat ne olursa olsun özü ve yöntemi insani, ahlaki ve barışçıl olduğu sürece kazanacak olan tüm bölge olacaktır.

► Kürt toplumunun mücadelesi ne olmalı?

Kürt toplumu siyasetten önce, en kötü ihtimalle siyasetle birlikte bilim ve teknolojiye yönelmeli. Cehalet ve fakirlikle mücadele etmelidir. Küresel sorunlar bunlar, fakat aynı zamanda bizim de sorunlarımız ve bizim de bu sorunların çözümünde bir rol almamız gerekiyor.

Bu Haber 42187 defa okunmuştur.