RÖPORTAJ | Gergerlioğlu: Kürt meselesinde görüşme yapılmadığı için tedirgin olmuyorlar

RÖPORTAJ | Gergerlioğlu: Kürt meselesinde görüşme yapılmadığı için tedirgin olmuyorlar

PeyamaKurd - AK Parti’nin başörtüsü tartışmasının ardından aile ve din hürriyeti konusunda hazırladığı anayasa değişikliği teklifi için 2 Kasım’da HDP heyetini ziyaret etmesi Türkiye’de gündemde bomba etkisi yaratacak bir yer edindi. Cumhur İttifakı tarafından HDP ile görüşme konusu ‘eleştirilere’ neden olurken, Millet İttifakından ise eleştiriler geldi.  

Fakat en önemli konu nokta ise Cumhur İttifakı ortağı ve HDP karşıtlığı ile bilinen Devlet Bahçeli’den gelen ‘görüşme normaldir’ açıklaması oldu. Ayrıca bu gelişmelerin yaşandığı tarihlerde Selahattin Demirtaş’ın da Diyarbakır’a getirilmesi bir hayli dikkat çekmişti.

Bu gelişmeler, kamuoyunda acaba “HDP-AKP arasında yeni bir süreç mi başlayacak?” - “AK Parti, tekrardan Kürtlerin gönlünü mü kazanmaya çalışıyor? gündemini oluşturdu.

Söz konusu gelişmelere yönelik HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, PeyamaKurd’e değerlendirmelerde bulundu.

HDP ve AK Parti arasındaki görüşme birçok medya ve kişi tarafından ‘yeni bir çözüm süreci mi? Ya da ‘AK Parti, yeniden Kürtlerin desteğini mi istiyor?’ gündemini meydana getirmiş durumda. HDP içinde durum nedir? Perde arkasında bir ışık var mı? 

“AK Parti’nin HDP’ye yönelik ziyareti anayasa çerçevesindeydi. Kürt meselesi ile ilgili bir şey konuşulmadı. Kürt meselesinde gelinen nokta son derece vahim bir ayrımcı, tekçi bir devlet anlayışının devamıdır.

Yeni bir “Türkiye Yüzyılı” oluşturma fikri hepsi tekçi bir anlayışı devam ettirme şeklinde olduğu için, bu başörtüsü ziyaretinin de Kürt meselesi ile ilgili yeni bir açılım başlatması mümkün değil.”

Kimi AK Partili vekiller de partileri için eleştiride bulundu. Örneğin, AKP MKYK Üyesi Şamil Tayyar, "PKK’nin siyasi uzantısı ve kapatılması gereken bir partiyse, onlarla niye Anayasayı konuşuyoruz?" dedi. Eski AKP milletvekili Mehmet Metiner de, "AK Parti karar vermeli: HDP’yi kendisiyle oturulup konuşulacak ve desteği önemsenecek bir parti olarak görüyorsa o vakit HDP’ye dair dilini ve yaklaşımını değiştirmeli" diye seslendi. AK Parti içinde böylesi sesler yankılanırken HDP’den bir ses gelmiş görünmüyor. Siz nasıl yorumluyorsunuz? Seçime az bir zaman kaldı. İki parti arasında yeni gelişmeler olabilir mi?

“Bu tür söylemler kişilerin şahsi beyanlarıdır. Belki başörtüsü ile ilgili ortamı yumuşatmaya yönelik beyanlardır. Çünkü AK Parti başörtüsü anayasasının geçmesini istiyor.

HDP, her zaman Kürt meselesinde barış için masa, çözüm, çözüm süreci gibi önerilerde bulundu. Buralarda bir ciddiyet görse, bir kaşım adım atar ama bu şu anda böyle bir ciddiyeti göremiyoruz.”

Devlet Bahçeli’nin de görüşmeyi ‘normal olarak karşılaması’ tepkilere neden oldu. Sizce Cumhur İttifakı ortağı Devlet Bahçeli’nin görüşmeyi normal karşılaması bir kamuoyu yoklaması mıydı ya da anayasal bir mecburiyet olduğu için miydi?

“Devlet Bahçeli’nin görüşmeyi doğru ve doğal olarak görmesi, AK Parti –MHP cumhur zulüm ittifakının devamı içindir. Aralarında bir çatlak olmaması içindir. Bir fikir ayrılığının ortaya çıkmaması içindir.

Bunlar bu cumhur zulüm ittifaklarını devam ettirebilmek için her şeye katlanırlar. Burada Kürt meselesi için değil, başörtüsü için yapılacak görüşme de buna dahildir.

O yüzden Devlet Bahçeli’nin bu doğru ve doğal bir adım olarak görmesi çok garip karşılanmamalı.

Çünkü bu onlar için ittifakın devam etmesi çok önemli. Kürt meselesinde bir görüşme yapılmadığı için bundan tedirgin olmuyorlar.” 

HDP’nin oyları ittifaklar arasında nasıl bir denge oluşturur. Meclisin üçüncü büyük partisinin, kendi adayıyla seçime girmesinin hem HDP hem de ittifaklar için artıları ve eksileri neler olur? Başka bir ifade ile ittifaklar HDP’nin kapısını çalabileler mi? 

“HDP kilit bir parti, anahtar rolünü oynayacak. Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’nın rolü hemen hemen aynı orana tekabül ediyor. HDP de bu noktada duruşunu gösteriyor.

Cumhur İttifakı’na destek vermesi mümkün değil. Millet İttifakı’na ise demokratik ve Kürt sorunu konusunda çözüm yollarını açan bir aday ve şeffaf bir görüşme trafiği olması halinde ortak adaya destek verebileceğini beyan ediyor.

Bu beyana uymaması halinde ise HDP tek başına bir aday çıkaracağını partimiz bunu söyledi. Şu an son durum bu.” 

Selahattin Demirtaş, babasının rahatsızlığı için geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’a getirildi. Birçok siyasiye bu konuda izin verilmemişti. Demirtaş’ın durumu ‘yumuşama dönemine’ bir işaret olabilir mi?

“Her mahkûmun, mahpus yakınlarını yoğun bakımda, cenazesine, taziyesine katılarak ziyaret etme hakkı yasalarda ön görülen bir haktır. Selahattin Demirtaş’a da yasal olarak bu hak kullandırılmış. Tabi önceki seferlerde yokuşa sürülür bir şekilde yapılmamış.

Bu dikkat çekiyor. Kalp krizinin önemine aciliyetine binaen de götürülüp gösterilip geri getirilmiş. Ama bu olumlu adım ama yasanın uygulanmış olması olumlu bir adımdır.

Çünkü yasa yokken böyle bir şey yapmamışlar. Zaten burada bir yasal hakkı var ama daha önceki vakalarda Demirtaş gibi birçok mahkûma yoğun bakım, taziye gibi acil durumlarda bunu yokuşa sürmüşlerdir. Yasal bir hak olarak görüşmüştür sadece.”


 

Bu Haber 42167 defa okunmuştur.