RÖPORTAJ | HAK-PAR: “Kürtlerin, statü veren bir adrese ihtiyacı var”

PeyamaKurd - HAK-PAR Genel Başkanı Latif Epözdemir, NETEW TV’de gündem özel programında Zeynep Cager’in sorularını yanıtladı.
Kürtlerin seçimlerdeki etkisine yönelik değerlendirmelerde bulunan Epözdemir şu ifadelere yer verdi:
“Kürtler her zaman büyük bir potansiyel olduğu için tüm partilerin iştahını kabartıyor. Bu coğrafyada herkese Kürtlerin büyük bir güç olduğunu biliyor. Bugün Irak’ta Kürtler aktör değil, faktör konumunda. Kürtlerin evet demeyeceği bir hükümet çıkmıyor. Türkiye’de de Kürtler aktör değil, faktördür. Bugün ki Kürtler oyun kuruyor, oyun bozuyor. Kürtlerin seçimlerde kendilerine bir statü veren bir adrese ihtiyacı var.”
Türkiye geçmişle yüzleşecek mi ya da nasıl yüzleşmeli, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Kılıçdaroğlu, gündemi belirlemek için atraksiyonlar yapıyor ya da gündem tayin etmeye çalışıyor ve kısmen de başarılı oldu. CHP’nin söylemlerinde bir takım değişiklikler var eskiye göre. Alışık olmadığımız refleksleri var. Kürt sorununu çözeceğim dediği zaman bizler kendisine bu konuda teşekkür ettik. Kürt sorununun çözümü konusunda desteğimizi sunarız ama bu sorun çözülecekse bu CHP’siz olmaz. Çünkü bu sorunun kökeni CHP’dir dedik. Eğer bu meselesi Kürtlerle çözeceksiniz, bizler de bir tarafız, bizim de görüşlerimizi alın dedik. 6 ay sonra CHP’li heyet Güney Kürdistan’da bir ziyaret yaptı. Biz de belki CHP değişiyor diye düşündük. Helalleşme meselesi de bir slogan olarak kalmaması lazım. Bizim helalleşmeden anladığımız şudur, bir alacaklı ve borçlu var, bir araya gelip anlaşırlar ve haklarını birbirlerine helal ederler.
Kılıçdaroğlu’nun Kürtlerle helalleşmesi gerekirse ne yapması lazım sizce. Kürtlerin gasp edilmiş hakları var. Bunları versin ki, Kürtler onu affetsin. Kürtleri köleleştiren zihniyetin sahibi CHP’nin kendisidir. Her şeyden önce bunda haksızlığa karşı bir özür dilemesi lazım. Ey Kürtler biz sizi Zilan deresinde sizi katlettik, Dersim’de bir katliam yaptık, bunu CHP yaptı demesi lazım. Siyaset sloganlarla yapılmaz. Ama o sloganlar zamanla eskir ve o sloganlara yönelik bir adım atmazsanız, hakkaniyetinizi kaybedersiniz, insanlar size güvenmez.
Her seçim sonucunda CHP veya muhalefet şunu diyor, Kürt yüzünden bunlar iktidar oldular. Geçmişte de Adalet Partisi iktidar olur Kürtler suçlanırdı, Milli Selamet Partisi iktidar olur Kürtler suçlanırdı. Hiç kimse sorumlu davranmadı bugüne kadar. Kürtler neden AKP’ye daha fazla teveccühte bulunuyor. AKP 20 yıllık iktidarı boyunca Türkiye’de 100 yılda yapılamayacak çok önemli adımlar attı Kürtler adına. Yiğidi öldür hakkını yeme. İşte 24 saat Kürtçe radyo ve televizyon var, yayın yapıyor. Bazı üniversitelerde Kürt dili eğitimleri var, öğretmen mezun etmiş. Kürtçe okuma-yazma var, Kürtçe slogan atma yasakları sona erdi. Ama bunlar Kürt sonunu çözdü mü hayır çözmedi.
Andımız denilen ırkçı sözleri de kaldırdı AKP. Bu konuda CHP, Danıştay’a dava açtı. Ama bugün CHP biz iktidar olursak Andımızı geri getireceğiz diyor. Yani bunlar Kürtlerin gönlünü kazanacak atılımlar değil, Kürtleri itecek adımlardır. Kürtler bu durumda ne yapıyor, kendilerine şefkat elini uzatan adama gidiyor. Hiç kimse Kürtleri birilerini iktidar yapıyor sözleri ile suçlayamaz. Kürtler, bu iki kutbu seçmen zorunda değil. Kürtler kendi içinde tutarlı, siyasi bir politika üretebilirse, Kürt siyaseti kurumlaşabilirse o zaman belki milli bir adres olur. Türkiye’de Kürt sorunu çözülürse, Türkiye demokratik bir ülke olur, halkı da Kürtler de kazanır.
Kürtler her zaman büyük bir potansiyel olduğu için tüm partilerin iştahını kabartıyor. Bütün iktidarlar da Kürtleri elde etmek için aksiyonlar sergilemişler. Türk siyaset takımları, eskiden beri Kürt ağaları, Kürt şeyhleri ile irtibatlar kurup onlar üzerinden Kürt oylarını çuvala koyma sevdasına girmişler. Arap coğrafyasında da herkes Kürtlerin büyük bir güç olduğunu biliyor. Bugün Irak’ta Kürtler aktör değil, faktör konumunda. Kürtlerin evet demeyeceği bir hükümet çıkmıyor. Türkiye’de Kürtler aktör değildir. Kürtler oyun kuruyor, oyun bozuyor. Kürtler ancak bugüne kadar kimlikleri ve Kürtlükleri için bir şey yapamadı. Bugüne kadar Kürtlerin birlik olması da engellendi. Bugün HAK-PAR ne yapmak istiyor? Eğer biz silahlı mücadeleyi, şiddeti reddediyorsak, barışçıl ve demokratik bir zemin düşünüyorsak, bizim seçimde bir hazırlığımızın planımızın olması lazım.
HAK-PAR bugüne kadar kendisini böyle gördü. Kürtler bir milli adres olma hayali ile yola çıktı. Bizim diğer partilerden bir farkımız var; bir partinin öncelikli milli vazifesi, önceki aidiyetleri geri kazanmak için çalışmalıdır. Bu aidiyet geri kazanılmazsa milli bir oluşum meydana getiremezsiniz. Milli bir pazar oluşturamazsınız. Milli ekonomi, milli bir devlet kuramazsınız ve milliyetçilik yapamazsınız. HAK-PAR bu kaybolmuş olan milli aidiyeti geri getirmek istiyor bir farkımız bu. Biz seçimlerde Kürt seçmeninin tercih yönünü değiştirmek istiyoruz. Kürtlerin seçimlerde kendilerine bir statü veren bir adrese ihtiyacı var.
Bugün meclise çeşitli partilerden 150 Kürt milletvekili var. HDP Türk solundan olacağına, birliğinden neden yana olmuyor diyorsunuz, bu bir tercihtir. Bugün neden 80 vekil yerine 150 vekille meclise giremiyor, bu bir siyasal tercihtir, bir projedir. Milletvekili olalım diye birilerinin kapılarında mı bekleyelim, tüm ilkelerimden mi ödün verelim, her şeyden vaz mı geçelim? Bugün milletvekili olmak istiyorsanız, kimliğinizi kapıda bırakmalısınız. Biz bu ilkelerimizden vazgeçmiş olsaydık, bizim de mecliste 3-5 vekilimiz olurdu. HAK-PAR bölgesel federasyonu savunan bir parti. Bölgesel bir partinin kendi ülkesinde iktidar olma arzusu vardır. Şu an oylarımız kendi başımıza vekil veya belediye başkanı olmaya yetmiyor. Biz milli bilincimizi terk edemeyiz, bu davayı öteleyemeyiz. Eğer birileri ile vekillik konusunda bir görüşmemiz olacaksa da bu ilkeli olması lazım. Bugüne kadar siz ilkeli bir çalışmayı gördünüz mü? HDP’ye yamalayan birçok parti vardı, orada vekil oldular, aralarında bir protokole şahit oldunuz mu? Ama kendilerine Kürdistani ittifak diyorlar.
Burada çelişkiler var. Bu konuda size katılmıyorum. Bir yandan milli haklar milli menfaatler diyeceksiniz, öte yandan Kürtlerin milli haklarını reddeden ve Kürt partisi olmayan, Kürt bayrağını reddeden bir parti ile neden iş birliği yaparak meclise girmiyorsunuz diyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi? Bu siyaset değil, bu projedir. Siyaset ilkeli ve istikrarlı olmayı gerektiren bir şeydir. Bu iş ilkeli, istikrarlı ve ahlaki de değildir. Bugün HDP seçmeninden oy alarak meclise giriyorsun, yarın istifa edip kendi partine geçiyorsun. Bu ilkeli değil. Bu bahsettiğimiz kişiler Kürtlerle ilgili kaç tane iş yaptılar, Hiçbir şey yapmadılar. Çünkü milli bir proje ile orada değiller. Kürtlerin milli aidiyetlerine, Kürdü Kürt eden simgelerine saygısı olmayan bir hareket ve uzlaşı içerisinde olursanız, siz kendisini temsil ettiğiniz millet ile aranıza bir mesafe koymuş olursunuz.
HAK-PAR olarak Duhok anlaşmasına bakış açınız nedir?
Biz bu anlaşmayı destekledik. Bizler orada Kürtlerin birlikte hareket etmeleri gerektiğini defalarca söyledik. Rojava’daki Kürt birliklerin milli bir ittifak oluşturarak küresel güçlerin çıkarlarının çatışmalarından elde edilebilecek avantajların olabileceğini çok iyi biliyoruz ve Kürtlerin de bu konuda istifade etmeleri gerektiğini dile getiriyoruz.
Bu Haber 42177 defa okunmuştur.




