RÖPORTAJ | Kemal Peköz: Bu hepimize atılmış bir tokattır, Kürtlerin yapacağı tek bir şey var...

PeyamaKurd - Türkiye’de seçimin tarihi giderek yakınlaşıyor. İktidar, muhalefet ve ittifaklar yavaş yavaş kolları sıvıyorlar. Diğer yandan seçmen kritik 2023 seçimlerinde nasıl bir yol izlemesi gerektiği konusunda temkinli davranıyor. Çünkü, Türkiye’de yükselen enflasyon, ağırlaşan yaşam koşulları, siyasi tutuklamalar gibi somut durumlar, iktidarın halkın gözünden bir hayli gözler önüne seriyor.
Ayrıca Kürt seçmen ve HDP’nin seçimlerde nasıl meyil göstereceği ve ne tür politikalar üreteceği de merak edilenler arasında.
HDP Adana vekili Kemal Peköz, seçim gündemi ve güncel olaylara ilişkin PeyamaKurd’e konuşarak, “Kürtler artık kendilerinin gerçekten ülkenin eşit vatandaşı görmediklerini, kardeşliklerinin hikâye olduğunu, kardeşlikten kasıt bu olmaması gerektiğini biliyorlar ve ifade ediyorlar” diyor.
“Türkiye’de her seçim öncesi bu durumlar yaşanıyor, ancak bu dönem daha fazla yaşanıyor. Çünkü iktidarın, iktidarı bırakmamak gibi bir düşüncesi var. Bırakması halinde ise bugüne kadar yaşattıklarının hesabının sorulacağını biliyor. O yüzden kutuplaşma bugüne kadar hep iktidarlara yaradı. Bundan sonrada kendisine yarayacağı için toplumu kutuplaştırmaya çalışıyor. Özellikle bizim üzerimizde düşman politikası uygulayarak kendi konsültasyonunu sağlamaya çalışıyor.
Türkiye’deki insanların yüzde 60’ı milliyetçi ve inanç duyguları ile oy kullanıyor. Buradan da yararlandığı için iktidarını sürdürmek istiyor. İktidarını sürdürmek için de bu baskılarını sürdürüyor.
Kayyumlar atadı yetmedi, arkadaşlarımızı tutukladı. Kobani kumpas davası olarak nitelediğimiz bir dava var, onun üzerinde bir de kapatma davası var. Ve bunlar üzerinde oynayarak kendi konsültasyonunu sağlamaya çalışıyor, bizim üzerimizden muhalefeti dövmeye çalışıyor. Muhalefet üstünde de bize saldırmaya çalışıyor.”
"Kürtler artık, kardeşliklerinin hikâye olduğunu biliyorlar"
“6’lı masanın dağılıp dağılmayacağı konusunda bir şey söyleme lüksümüz yok. Kendilerinin vereceği bir karar. Fakat bugüne kadar ki organizasyona bakacak olursak seçime beraber girecekleri görülüyor.
Bizler de onları dışardan seyrediyoruz. Biz bunlardan ziyade kendi pozisyonumuzu güçlendirmeye çalışıyoruz. Bu nedenle de ittifaklar geliştirmeye çalışıyoruz. Kendi bileşenlerimiz dışında ayrıca ittifak oluşturmak istiyoruz.
Bunun dışında emek ve özgürlük bloku diye bir ittifak gerçekleşti. Bununda kalanlar da var, bunların da katılımı için bir çaba içerisindeyiz. Görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Net bir tavır olduğunda Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendi adayımızı göstereceğimizi zaten deklare etmiştik. Ama yarının ne getireceğiz belli olmuyor, 24 saat çok uzun zaman olabiliyor. Bu nedenle gelişmelere göre tavrımızı daha da netleştireceğiz.”
“Kürtlerin yapacağı tek bir şey var, bugüne kadar çizdiğimiz ve yürüdüğümüz yolda yanımızda oldular, şu anda sokaklarda şiddetli bir baskı uygulandığı için, insanların bir kısmı sokağa çıkamaması ile birlikte her bunun beraber yaşama iradesini temelden sarsan bir davranış olduğunu Kürtler görüyor artık.
Kürtler artık kendilerinin gerçekten ülkenin eşit vatandaşı görmediklerini, kardeşliklerinin hikâye olduğunu, kardeşlikten kasıt bu olmaması gerektiğini biliyorlar ve ifade ediyorlar.
Bizim yanımızda daha da güçlenmiş bir şekilde devam edecekler. Tabi bizim atacağımız her adımı dikkatle izliyor Kürtler. Dolayısıyla bizler daha dikkatli olmak durumundayız.
Türkiye’de, Kürt dendiği zaman muhalefetin bir kısmı, özellikle saldırılarda operasyonlarda, Güney Kürdistan’a yönelik operasyonlarda iktidarın arkasına maalesef dizildiler.
Bize kayyum atamaları olduğu zaman, biz Türkiye’ye atanmış bir kayyumdur bu, dolayısıyla yarın batıya da yansıyabilir dediğimizde çok ciddiye almadılar. Ama kendileri de gördüler ki, bu bizimle sınırlı kalmayacak.
İktidarın karşısında yer alan herkesin, kesinlikle hedef olacağını, geri adım atmaları halinde daha çok üzerlerine gidileceğini bilinmesi gerekir. Umarım İmamoğlu ile ilgili bu karar muhalefetin aklının başına gelmesine sebep olur.”
“HDP kurulurken, HDP’yi bir Kürt partisi olarak kurmadığımızı biliyorlar. Ama ilkesinin ana merkezinde Kürt sorununun ve çözümünün olduğunu herkes biliyor, bunu deklare ettik defalarca.
Türkiye’deki Kürtler ile Batının emekçilerinin bir arada olmaması halinde başarı şansının daha düşük olabileceğini hesapladığımız için, Kürtlerle batının da geleceklerini birleştirmek gerektiğini, bu savaşın özellikle batının emekçinin yaşam standardını çok düşürebileceğini ve onlara dokunacağını bildiğimiz için bu iki cepheyi birleştirmek istiyoruz.
Kürtlerle ittifak yapma çalışmalarımız sürüyor. Bir iki grupla da görüşmeler yapılmaya devam ediliyor. Bizler beraber olma ve cepheyi genişletmek için çalışıyoruz. Bu konuda her fedakarlığı da yapmaya hazır olduğumuzu ifade ettik.
Kürtlerin CHP’ye kaydığı eğilimi olduğunu görmüyorum. Biz sadece iktidarın değişmesi için 2019 yılında nasıl bir taktik uyguladıysak, bu sefer de iktidarın değişmesi için böyle bir eğilim gösteriyoruz.
Ama CHP’yi de gerek mecliste, gerek meclis dışında eleştirmemiz gerektiği durumlarda şiddetli bir şekilde eleştiriyoruz. İktidardan kurtulmak için bir çaba içerisinde olduğumuzu söylüyoruz ama onlara da her şeyi kabul etmiş değiliz. Onlar ancak bizim sorunlarımıza bir eğilim göstermeleri halinde onlara bir katkı sunabileceğimizi ifade ediyoruz.”
“Bu hepimize atılmış bir tokattır"
“Bu hepimize atılmış bir tokattır, böyle değerlendiriyoruz. Bu muhalefetin tümüne de bir gözdağıdır aynı zamanda. Bizim üzerimizden muhalefete gözdağı veriliyor.
Başta Cumhurbaşkanı, onun yanında MHP Genel Başkanı ve her iki partinin sözcüleri, bizi kriminalize etmek için ellerinden geleni yapmışlardır.
Bu kadar baskı ve saldırılara rağmen hem demokrasi hem barış çabalarımızı sürdürmek istiyoruz.”
“Yani değişmek zorunda. Şuan ki sistem yürüyecek ise, tek adam Türkiye’ye hükmetmeye devam edecekse, nasıl orduyu polisi ve teşkilatı kendine bağlamışsa, devlette liyakat diye bir şey bırakmamışsa, kendisine bağlı olanlar dışından herkesi kendine düşman olarak görmeye devam ediyorsa, bunun sürmesi halinde önümüzdeki dönem çok daha karanlık bir döneme dönüşür.
İlk şart bu iktidarın değişmesi lazım, bizim mücadelemiz ise bitmeyecek. Önümüzde çok önemli bir sorun var. Kürtlerin eşit yurttaşlık talebi var, eşit koşullarda aynı sınırlar içerisinde yaşamak istediğimizi defalarca dile getirdik.
Bu dönem bu seçimde bizim olmamamız halinde hiç kimsenin kazanma şansının olacağını düşünmüyorum. Bizim hem kilit hem anahtar durumunda olduğumuzu, bunun da bize çok daha büyük sorumluluk yüklendiğini bilincindeyiz.”
Bu Haber 42169 defa okunmuştur.





