RÖPORTAJ | “Kürtler kendi dilinde rüya bile göremiyor”

RÖPORTAJ | “Kürtler kendi dilinde rüya bile göremiyor”

PeyamaKurd - NETEW TV’de Zeynep Cager’in programına katılan Zilan Akademi Yayınları Sahibi Yakup Emrah, Kürt toplum psikolojisi üzerine değerlendirmelerde bulundu. 

Yakup Emrah değerlendirmesinde, “Bugün Kürt toplumundaki siyasal İslam bakış açısını incelediğinizde Mela Ciziri’ye çok uzaktır. Kürdün kolektif bilinci dışında bu vardır. Kürtler kolay kolay birini ötekileştirmez, birine düşmanlık yapmaz. Ben Deniz Gezmiş’i eleştirmiyorum ama Kürt siyasetinde Qazi Muhammed’i tanımayanlar var, Şeyh Said’in direnişini anlayamayanlar var, Mele Mustafa Barzani’yi tanımayanlar var. Sömürge altında yaşayan toplumlarda her zaman kişiler efendilerine benzemeye çalışırlar. Bizimkiler de maalesef efendilerine benzemeye çalışıyor. Bugün Kürtler kendi dilinde rüya bile göremiyor” ifadesini kullandı. 

Zilan Akademisi, Havar Dergisi’nin devamı niteliğinde ve ellerinde bulunan bir çok tarihçi, akademisyen, kaynakları kullanarak Kürt medeniyetlerini ortaya çıkartmıyorlar ve konferanslar yapmıyorlar? 

Biz bir yayın eviyiz, Havar Dergisi’nin bir devamı olduğunu söylemedik ve imkanlar dahilinde çalışmalar yapıyoruz. Son zamanlarda Kürtlerde Sanat, 19. Yüzyılda Kürdistan, Kırgısiztan Kürtleri, İslam’ın Yetimleri Kürtler ve şuan üzerinde çalıştığımız Mervani Kürtler ve dış siyasete dair çalışmalar yapıyoruz. Yakın dönemde bunları gün yüzüne çıkarmayı düşünüyoruz. Zilan Dergisi’nin yeni sayısını hazırlıyoruz, orada Kürt tarihi ile ilgili araştırmalar yapılıyor. İlk sayımız Selahaddin Eyyubi üzerine, ikinci sayımız da Qazi Muhammed üzerine olacak. 

Son dönemde bir ansiklopedi oluşturuyordunuz. Kürt Ansiklopedisi ile ilgili son durum nedir? 

Bu ciddi bir atılımdı ve zaman isteyen bir iş. Kürt coğrafyasının hiçbir yerinde Kürt Ansiklopedi yok. Cambridge Üniversitesi’nde 13 ciltlik Tarihi Kan ve Milliyet diye bir ansiklopedisi var ve çok kapsamlı. Dersim ve Zilan katliamları üzerine, direnişler üzerine çok bilgi ve belge var. Hatta Hindistan’ın İngiliz Emperyalizmindeki arşivi bile var. Geniş bir belgeye ve bulguya sahip. Bizler gereken desteği görürsek, 13 ciltlik eserin çevirisine başlayacağız. Bunun yanında dünyadaki en iyi psikanalitik eserleri de Kürtçeye çeviriyoruz. Sigmund Freyd’un Amatör Psikianaliz eserini Kürtçeye çevirdik.  

Kürt toplum psikoloji üzerinden siyasi bir analiz ile değerlendirmek istediğinizde neler söylemek istersiniz? 

Ben daha önce bir yazı yazmıştım. Sosyolojik ve Psikanalitik  bağlamında Kürt toplumunun yabancılaşması üzerine bunu ‘Kürdün gerçek günahı’ diye yazmıştım. Kürdün gerçek günahı derken Eric From’dan esinlenmiştim. Eric From yabancılaşmayı en büyük günah olarak sayar. Yabancılaşma yani alinasyon, kişinin başkalaşmış biçimidir. Yabancılaşmayı Karl Max bir zaman sonra kullanır. Kürdün gerçek günahı gerçekten yabancılaşmadır. Kürt kendisinden başka her şeydir. Aslında Kürdün müthiş bir aklı vardır. Her toplumun kendisine has, kendisine ait bir akıl biçimi ve ruhu vardır. Kürdün kolektif bilinç dışı kendine hastır. 

Mela Ciziri’nin divanı bizim için bir ekoldür, Kürtler bunun farkına vardı. Mela Ciziri’nin eseri okunduğunda bir aşk estetiği var. Hakikaten de Kürtlerde bu var. Kürtlerde sevgi ve aşk estetiğini her yerde görebilirsiniz. Bugün Kürt toplumundaki siyasal İslam bakış açısını incelediğinizde Mela Ciziri’ye çok uzaktır. Kürdün kolektif bilinci dışında bu vardır. Kürtler kolay kolay birini ötekileştirmez, birine düşmanlık yapmaz. Bunu yakın dönemdeki seyyahların eserlerinde de görebilirsiniz. Her milletin kendine göre bir aklı vardır. Kürdün de kendine göre bir aklı vardır. Bizler dini olgularla Kürtleri okuyabiliyoruz. İster Zerdüştlükte, ister Mani dininde, isterseniz İslam’da Kürtlerde sürekli bir dini tema görürsünüz. Kürt ulusal bilinci ile düşündüğümüzde, bizim İslami kimliği yabana atmamamız gerek. Kürtlerin son modern dönemlerde en büyük sorunlarından birisi İslam’ı ciddi anlamda derinlikli anlayamadıklarından dolayıdır. 

Kürtler, Arapların, Farisiler ve Türklerin arasında yaşıyor. Her millet kendi döneminde yaşadıklarını kendi diliyle anlatıyor. Örneğin Şeyh Said olayı Türkiye’de nasıl anlatılıyor, bunu okuyan çocuklar olayı nasıl bakıyor. Eğer ki bu sistem değişirse bu çocuk öyle yetişmeyecek. Özellikle Türk solu belli bir noktadan sonra bize yansıyor, siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Çocuk gelişimi üzerinde bir araştırma yaparken, Türkiye’deki çocukların psikolojik rahatsızlıklarının en az olduğu coğrafya Tunceli, Hakkari, Şırnak, Diyarbakır, Batman olduğunu gördüm. Acaba bunun temelinde ne var. Biz Dersim ve Zilan katliamını yaşadık ve o katliamların hala üzerimizde etkisi var. Savaş travmalarına rağmen, öldürülme ve tecavüzlere rağmen Kürt coğrafyasının psikolojik rahatsızlıkları en az seviyede. Psikolojik rahatsızlıklarımızı dinsel tahayyüller, tasavvurlar bizi ayakta tutuyor. Yani bir dinsel motivasyon oluyor. Bizler psikolojik olarak ayakta duruyoruz. 2014 yılında psikolojik rahatsızlıklar haritası çıkarılıyor. En az olarak Hakkari, Tunceli ve Van var. Din aslında o milleti motive ediyor, dolayısıyla psikolojik rahatsızlıklarımıza da minimize ediyor.  

Dünyadaki tüm savaşlar dinsel temalar üzerinde gerçekleşiyor. Suriye ve Irak’taki savaşlarda Yahudiler Armagedon diyor, İncil kıyamet savaşları diyor, İslami düşünceye sahip olanlar da başka bir şekilde yorumluyor. Hepsi de bu mücadeleyi teolojik bağlamda düşünüyor. Dini temaları ötekileştirmemiz ciddi problemler doğurur. Hiçbir zaman bu dini tahayyüller yok olmayacaktır. Bunu ciddiye almamız lazım. Bu ciddiye almazsanız, siyasal, toplumsal ya da ahlaki politik bir ivme kazanamazsınız. 

Kürt siyasi aklı, muhafazakarları ötekileştiriyor. Dini argümanlar kullananlar ötekileştiriliyor. Siyasi çalkantılara baktığınızda bunu görebilirsiniz. Bir kafede şarap kadehlerini tokuşturanlar bir direniş kavramını, direniş dünya görüşünü inşa etmeye çalışıyor. Ben Deniz Gezmiş’i eleştirmiyorum ama Kürt siyasetinde Qazi Muhammed’i tanımayanlar var, Şeyh Said’in direnişini anlayamayanlar var, İhsan Nuri Paşa’yı tanımayanlar var, Mele Mustafa Barzani’yi tanımayanlar var. Sömürge altında yaşayan toplumlarda her zaman kişiler efendilerine benzemeye çalışırlar. Bizimkiler de maalesef efendilerine benzemeye çalışıyor. 

Kürtlerin oyları ile seçilen vekiller, işleri bitince partiden ayrılıp kendi partilerine gidiyor. Kürtlerde nasıl psikoloji var ki bunu sorgulayamıyoruz. Sorduğumuz zaman korkuyor neden? 

Bizler asimilasyondan önce Alinasyonu konuşmalıyız, yani başkalaşmayı. Bir alinasyon var, şeytanlar bir Kürdün bedenini esir almıştır. Bilinç dışına kadar sömürgeye tabi tutmuştur. Öyle ki, Kürt kendi dilinde rüya görememektedir. Eskiden efendiler, kölelerin bedenini kullanırlardı. Şimdi modern dönemde böyle bir durum yok. Kürtler Neo-liberal çağda yaşıyor. Bizim Neo-liberal dönemde Kürtleri analiz etmemiz lazım. Bu dönemde köleler kendi kendini sömüren kişidir. Bu dönemde köle bilinç dışına kadar sömürülen kişidir. Sen bir Kürde, Kürt’sün dediğin zaman onun jest ve mimiklerinde bir oynama, bir korku oluyorsa efendinin bilinç dışını ele geçirmesi olarak tanımlayabilirsin.  

Kürdistan toplumu içerisinde psikolojik olarak Kürtler herhangi bir toplumda zirveye gitmek isteyenleri iktidara taşıyan maşa oluyor. Bunun psikolojik dönüşümü nasıldır sizce? 

Her muhalefet iktidarı besler. Çünkü her muhalefetin arzusu bir gün iktidar olmaktır. Muhalefet sürekli iktidarın oyunu içerisinde oyun oynamaktadır. Muhalefet ancak oyunun dışında oyun kurarak kazanır. Kürtler bugüne kadar oyunun dışında oyun kurmadı. Oyunun içerisinde oyun kurduğu için başarılı olamadı. Yeni bir Kürt inşa edilmiş. Kültürüyle, düşünce dünyası ile, kimliğiyle, yeni bir Kürt inşa edilmiş. Kürt toplumun birçok ulusal ve milli sorunu varken, LGBT argümanlarını kabul etmiyorum, edemem. Sol literatürde bile kabul edilmiyor. Yüzde bire bile tekabül etmeyen dernekler için milli sorunlarımdan vazgeçemem. Ben İslami dünya görüşümden de vazgeçemem. Ben milli değerlerimden Qazi Muhammed’den, Mele Mustafa Barzani’den de vazgeçemem. Yeni bir Kürt yaratılıyor ya, bizim o putu parçalamamız lazım. 

Siyasiler ne kadar tartışmalar yaparsa yapsın. Güney’de bir Kürt devleti var, ama henüz bir ansiklopedimiz yok, İran Kürdistan’ında yok. Cambridge Üniversitesi’nde 13 ciltlik Tarihi Kan ve Milliyet ansiklopedisi üzerinde çalışmalara başladık ama imkanımız yok.  

Bu Haber 42211 defa okunmuştur.