RÖPORTAJ | Sadun: "MSD, yeni liderleri ile Türkiye düşmanlığından kurtulmak istiyor"
PeyamaKurd - Demokratik Suriye Güçleri'nin (SDG) siyasi kanadı ve Rojava Özerk Yönetimi'nin en üst organı olarak bilinen Demokratik Suriye Konseyi (MSD), bir süre önce dördüncü kongresini gerçekleştirerek değişikliğe gitti ve iki Eşbaşkanını değiştirdi.
MSD Kongresi, Özerk Yönetim ile Türkiye arasındaki çatışmaların devam ettiği, bir dönemde yapıldı. Ayrıca MSD'nin ABD vatandaşı (aslen Hasekeli) ve Arap kökenli yeni eşbaşkanı tartışma konusu oldu. Ayrıca yen Eşbaşkan Mahmut Mislet’in Türkiye ve Suriye muhalefetiyle güçlü ilişkileri olduğu da biliniyor.
Akademisyen Dr.Feridun Sadun, Suriye krizinin çözümü, MSD kongresinin öncesi ve sonrası, Mahmud Mislet'in seçilmesi ve yeni rolüne ilişkin detayları PeyamaKurd’e anlattı.
***
"Özerk Yönetim ile Şam arasındaki müzakereler kesildi"
“MSD Kongresi yeni bir aşama ve durumda gerçekleştirildi. Bu yeni durumun bazı maddeleri ve nedenleri var. Bunlardan birisi, MSD ile Suriye rejimi arasında yaşanan tartışmaydı ama sonuç çıkmadı. Yani Özerk Yönetim ile rejim arasında siyasi ve diplomatik düzeyde mesafenin açıldığı yeni bir aşamaya girmiş bulunuyoruz.
Bilindiği gibi rejimle müzakereler yıllarca devam etti ancak, Afrin’in işgalinden sonra bu müzakereler zayıfladı. Yakın zamana kadar bu görüşmeler tamamen kesilmişti, şimdi ise Özerk Yönetim heyeti ile rejim arasındaki görüşmelere dair bir bilgi yok.
MSD ve Özerk Yönetim, Suriye muhalefeti için bir veri tabanı kurup bunları yeni bir konsey oluşturarak Suriye'deki tüm siyasi partilerin ve yapıların katılacağı bir çerçeveye oturtmak, Suriye krizini iç muhalefet aracılığıyla çözmek, rejimle ve diğer taraflarla müzakere etmek adına İstanbul'daki Suriye Koalisyonu'na alternatif olmak istiyordu.”
"Bazı Suriyeli muhalif isimler de MSD'ye katıldı"
Sizce Rojava ve genel olarak Suriye sorununun çözümünde MSD Kongresi'nin rolü nedir?
“4. MSD Kongresi'nin düzenlenmesiyle bazı talepler ve gereksinimler yerine getirildi. Bunlardan biri zaten Suriye muhalefetinde yer alan bazı kişilerin katılması. Yani Eşbaşkanlık görevini üstlenen Dr.Mahmud Mislet, Suriye çatışmasının başlamasından önce 2012-13'te Suriye Ulusal Konseyi'nin dış işlerinden sorumluydu.
MSD'nin eşbaşkanları kongrede değiştirildi. Ayrıca İstanbul'da, Suriye muhalefetinde yer alan Arap aşiretlerinden bazı kişiler de kısa sürede Rojava Kürdistanı'na ulaşarak MSD'ye katıldı.
Bu kişilikleri getirmek istediler ve başardılar. Bu kişiler de MSD Yönetim Kurulu'na seçildiler. MSD'de bazı adımlar atıldı ve bu bileşenler karar alma aşamasına yerleştirildi.
"MSD, yeni yönetimle Türkiye düşmanlığından kurtulmak istiyor"
Dr. Feridun Sadun şunları da sözlerine ekliyor:
“Şimdi soru şu: Türkiye ve Özerk Yönetim ile Suriye'ye doğrudan müdahalesi olan devletlerin ilişkilerine yakınlaşabilecekler mi, Suriye krizini Suriyeli unsurların da katılımıyla çözebilecekler mi? Türkiye ile yeni bir diplomatik siyasi süreç mi yaşanacak, yoksa bölgemizin istikrarı için bir diyalog mu yaşanacak?
MSD'nin liderliğinin Araplara devredildiği bu kongrenin bence bir önemi de Türkiye ile yakınlaşmanın sağlanması veya Türkiye düşmanlığının ortadan kaldırılmasıdır.”
***
“Amerikalılar, Özerk Yönetim ile Türkiye arasında yakınlaşma istiyor”
“MSD'nin yeni eş başkanı Mahmud el-Mislet, Amerikan vatandaşıdır ve Amerika'da yaşamaktadır. Kendisi bir avukattır ve ABD’de insan hakları alanında yasal bir ofise sahiptir ve aynı zamanda ABD’de bulunan Ohio Üniversitesi'nde eğitimci olarak çalışmaktadır. Yani kendisinin Amerika'da görevi var ve Amerikalı yetkililerle görüşmeleri var. Onun eş başkan olarak atanması Türkler ve Amerikalılar arasında bir anlayıştır.
Yani seçilmesine böyle bir müdahale var. Çünkü Amerikalılar, Özerk Yönetim ile Türkiye arasında yakınlaşma istiyordu. Özerk Yönetim ve MSD, PKK kontrolüne geçtiği zaman, Türkiye bunu kabul etmiyor MSD ile yapılan müzakereleri veto ediyor.”
"Mahmud Mislet, Amerika-Türkiye onayıyla MSD'nin başkanı oldu"
“Bilindiği gibi; İlham Ahmed, Bedran Çiyakurd ve Mazlum Kobani, PKK konseyinde üst düzey isimlerdi ve Türkiye bunları veto ediyordu.
Mahmud Mislet gibi Türkiye ile anlaşması olan, üzerinde Türk onayı olan ve kabul edilen bir Amerikalıyı getirdiler. MSD de bu kişinin Türkiye ile müzakere edip buluşacağını ve bu yükten kurtulacağını umuyor ve bu da açık.
"Mislet'in seçilmesi için bir yıldır hazırlık yapılıyordu"
Bundan ötürü söylüyorum ki, seçilmesi ani değildi. Mahmud’un seçilmesi için bir yıldır çalışmalar yapılıyor. Bundan önce General Mazlum ve MSD liderleriyle görüşmelerde bulunmuştu. Yani MSD ve Yönetim ile uzun süre kapsamlı görüşmeler yaptı. Ayrıca İstanbul'da Türk yetkililer ve Amerikalılarla da uzun süre oturup konuştu. Yani MSD'nin başkanı olmaya hazırlandı. Seçilmesi de Amerika ve Türkiye ve MSD'nin onayı ile oldu.”
***
“PKK sisteminde ve bölgemizde liderler sürekli değişiyor. Sistemlerinde kimseyi uzun süre görevde tutmuyorlar. Rojava Kürdistan'ında sorumluluklar sürekli değişiyor. Ama onları kovmuyorlar, başka bir iş veriyorlar. Yani İlham Ahmed MSD'ye uzun süre eş başkanlık yaptı ama başkan olmadı.
Rojava’da fotoğrafçı gibi ön planda olanlar var ama oranın asıl kadrosu olan, doğrudan istihdam edilen ve kararları olan insanlar da var.
Yani önde duranların değil de arkada duranların bir kararı vardır.
İlham Ahmed MSD'nin başkanı değildi, uygulama ofisinin başkanıydı. Başkan Riyad Derar olmasına rağmen o da sadece bir fotoğrafçıydı ve hiçbir rolü yoktu.
Dediğimiz gibi İlham Ahmed'in artık değiştirilmesi gerekiyordu.
"İlham Ahmed, MSD'yi uluslararası alanda ENKS seviyesine getiremedi"
İlham Ahmed'in MSD sorumluluğunda olduğu dönemde de kayda değer bir sonuç alınamadığı doğru. Bize göre siyasi ve diplomatik başarıları en düşük seviyedeydi.
Örneğin; Cenevre kongrelerine ve Suriye Anayasası Hazırlama Komitesi toplantılarına katılamadı. Suriye muhalefetine katılamadı. Yani Ahmed, her düzeyde olumlu sonuçlar elde edemedi.
MSD'yi, resmi müzakereler düzeyine getiremedi. MSD Suriye krizinin çözümüne yönelik uluslararası müzakerelere resmi olarak katılacak düzeye de ulaşamadı.
ENKS, bu müzakerelere MSD'den daha fazla dahil oluyor ve daha üst düzeyde. Evet İlham Ahmed'in seyahatleri ve yoğun ilişkileri nedeniyle önemli bir çalışması vardı ancak bunlar istenilen sonuçları vermedi.”
Bu Haber 42107 defa okunmuştur.