Gazete Duvar’dan Beklenmedik Makale Çevirisi
Peyamakurd- Gazete Duvar’ın dün (17.01.2019), Arapça yayın yapan Elaph adlı internet sitesinden alınan “Kürdistan’da Osmanlı’dan Kalma Güvenlik Yönetimi” başlıklı bir yazı yayınlandı. Söz konusu yazı, “Kürdistanlı yazar” olarak tanıtılan Şirzad Şeyhani’ye ait olup İslam Özkan tarafından çevirisi yapılmıştır.
Gazete Duvar sitesinin, neden Şirzad Şeyhani’nin Kürdistan hakkındaki iddialarını yayınlamak için Arapça’dan çeviri yapma zahmetine girdiğini bilmiyoruz. Belki de Gazete Duvar sitesinde bulunan bazı “solcular”, “gerici” Barzanilere karşı ortaya atılan çirkin iddiaları yayınlamayı tercih ediyorlardır. Veya bu iddialar siyasi hesaplarına uyuyordur. Belki de Şirzad Şeyhani adlı, 16 Ekim ihanetçilerinin kalemşörlüğünü yapan ve kamuoyunu yanıltmakla görevlendirilmiş bu “Kürdistanlı yazar’ı” tanımıyorlardır.
Doğrusu, Gazete Duvar’ın genel yayın yönetmenliğini yapan Ali Duran Topuz’dan daha özverili olmasını beklerdik. Fakat son zamanlarda, nedense, nerede Kürt ve Kürdistan karşıtı, Kürtleri çirkin ithamlarla yıpratmaya çalışan ve “eleştiri” adı altında aslında uluslararası Kürt düşmanlığına destek sunan yazılar yayınlıyor. Türk soluna yaranmak için Kürt kardeşine tokat atmayı mı tercih ediyor, bilemiyoruz.
Konumuza dönelim. Her şeyden önce Şirzad Şeyhani denen “Kürdistanlı Yazar’ın” kim olduğuna bir göz atalım. Şirzad Şeyhani, Irak genelinde para ile terbiye edilen yazarlardan sadece bir tanesi. Yani hangi taraf daha fazla para verirse onun borazanlığını yapan bir “yazar”. Bu yaklaşım tarzı Güney Kürdistan’da da bir ara adet haline geldi maalesef.
Şirzad Şeyhani de 2010 yılında bu çerçevede KDP ve özellikle Neçirvan Barzani’ye yaklaştı. Kürdistan hükümetini, KDP’yi, Neçirvan Barzani’yi ve Başkan Mesud Barzani’yi öven yüzlerce makalesi bulunmaktadır. Bu propagandaların karşılığında birçok beklentisi vardı ve “kurumsallaşma yaratacağım” iddiasıyla arsa ve yüklü miktarda kaynak talebinde bulundu. Beklentilerini ve umduğunu bulamayınca da çareyi Süleymaniye’ye sığınmakta buldu. Süleymaniye’de İran istihbaratı tarafından desteklenen NRT, Livîn ve Hewwilatî gibi yayın kurumlarında yazmaya başladı.
NRT, Livîn ve Hewwilatî gibi basın kurumlarının tek bir hedefi vardı; KDP’ye ve Barzanilere saldırmak ve Kürt halkının elde ettiği mevzileri olabildiğince tahrip etmek... Yani İran’ın siyasi talepleri doğrultusunda propaganda yapmaktı. İşte, Şirzad Şeyhani, bu İran yanlısı kurumlarda çalışmaya başladı ve anti-propaganda karşılığında var olabildi. Bu tutum, “Kürdistanlı yazar” nitelemesini değil; “benden sonrası tufan” anlayışıyla şahsi çıkarlarını gözeten ve Kürdistan’ın salahiyetini umursamayan bir yazar ünvanını hak eder.
Bu dar çerçeve içinde yaşamını sürdüren Şirzad Şeyhani, şu anda 16 Ekim ihanetçilerinden aldığı “ücret” karşılığında ihanetin teorisini yazıyor ve Barzanilere saldırmaya devam ediyor.
Gelelim Gazete Duvar sitesinde Arapça’dan çevrilip yayınlanan makalesine:
Söz konusu makaleyle bu denli ilgilenmemizin nedeni, yazının içinde kamuoyunun zihninde soru işareti bırakabilecek ithamların bulunması ve kamuoyunun doğru bilgiye erişiminin kısıtlı olmasından ötürüdür. Peyamakurd ekibi işte bu nedenlerle yazıda bahsedilen olayları araştırma gereği gördü.
İlk cümleden başlayalım;
“Günler önce Erbil kenti, Kürdistan Yurtseverler Birliği üyelerine karşı bir tutuklama dalgasına tanık oldu. Bu hareketin önde gelen üye ve kadroları, kendilerine somut hiçbir suçlama yöneltilmeden kanunsuz bir şekilde gözaltına alınarak, Erbil’deki emniyet birimlerinin tutukevlerine götürüldü. Erbil yönetimi, onları, sadece KYB’ye üye oldukları için tutukladı.”
PeyamaKurd’un elde ettiği bilgilere göre, Kürdistan Yurtseverler Birliği üyelerine karşı herhangi bir “tutuklama dalgası” olmamıştır. Erbil’de KYB’nin bir üyesi dışında kimse gözaltına alınmamıştır. Üstelik gözaltına alınan kişi de kısa bir süre sonra serbest bırakılmıştır.
Şirzad Şeyhani, Kürdistan’ın hapishanelerinde çocuklara işkence yapıldığına ilişkin İnsan Hakları İzleme Örgütü‘nün(HRW) raporuna da yazısında değiniyor.
HRW denen örgütün vazifesi, dünya genelinde insan haklarını ihlal eden devletleri izlemektir. Bu örgütün çalışmalarını Kürdistan hükümeti takdirle karşılamakta ve gereken yardımı da her daim sağlamaktadır. Kürdistan Hükümeti yetkilileri, bu yardımlar kapsamında, Şirzad Şeyhani gibi kişilerin söz konusu örgüte nasıl abartılı raporlar gönderdiğini de fark etmiştir.
Nasıl ki “Kürdistanlı yazar” Şirzad Şeyhani Erbilde yakalanan bir KYB’li üyenin gözaltına alınması haberini “Günler önce Erbil kenti, Kürdistan Yurtseverler Birliği üyelerine karşı bir tutuklama dalgasına tanık oldu” gibi lanse ediyorsa, Erbil’de sözüm ona yaşanan bir işkence olayını da “Kürdistan’ın hapishanelerinde çocuklara işkence yapılıyor” diye abartılı bir şekilde yazıp kamuoyunu yanıltıyor...
Kürdistan Hükümeti yetkilileri, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporlarını ciddiye alır ve yardımcı olur. Ancak, sırf Kürdistan’ın konumunu tahrip etmek isteyen ve sürekli yanlış ve abartılı rapor sunmayı adet haline getiren ve İran’ın gönüllü memurları gibi çalışanları da mahkûm etme hakkına sahiptir. Çünkü bunlar iftiradır, Kürdistan’ı dünya kamuoyuna karşı küçük düşürme teşebbüsüdür ve tehlikelidir.
Şirzad Şeyhani, “Yakın Gelecekte Aydınlık Görünmüyor” başlığı altında Barzani ailesine olan düşmanlığını da gizlemiyor. Bu konu kendisini ilgilendirir, üzerinde durmaya gerek yok. Ama Barzaniler, Kürdistan’dan İsviçre yaratsa bile, umduğunu bulamayan ve ortalıkta yazar, aydın, akademisyen olarak geçineler Barzanilere düşmanlık yapmaya devam edecektir.
Biz burada “Barzaniler eleştirilmez” gibi bir önermede bulunmuyoruz. Eleştirinin olmadığı yerde diktatörlük vardır. Ancak eleştiri adı altında kendi kişisel ikbalini gözetmek ve gencecik özgür toprakları esaret altına almak isteyenlerle birlikte hareket etmek, eleştirmek demek değildir. Bunun tek bir adı vardır, o da tahrip etmektir…
Şirzad Şeyhani, henüz Başbakanlık görevine başlamayan, KDP’nin başbakan adayı olacak sayın Mesrur Barzani’ye de dil uzatmayı ihmal etmiyor. Oysa Mesrur Barzani daha vazifesine bile başlamadı. Kaldı ki Mesrur Barzani Kürdistan’da en başarılı politikacılardan biridir. Mesrur Barzani’ye ait olan asayiş ve güvenlik dairesi sayesinde Kürdistan emniyetinin nasıl sağlandığını bütün dünya biliyor.
Erbil, dünyanın en emniyetli olan kentlerinin arasında 5. sırada bulunmaktadır. Bu da Şirzad Şeyhani’in alay ettigi “Irak Kürdistanı İstihbarat Birimi” ve şeytanlaştırdığı “asayiş aygıtı” sayesinde mümkün oldu.
Kürdistan’ın güvenliğini sağlayabilen, insan haklarına ve kanunlara saygılı Mesrur Barzani’nin yönetimi Kürt halkını daha aydınlık günlere taşıyacaktır, kimsenin kuşkusu olmasın.
Bu arada, Barzanilerin imkânlarıyla yayın yapan basın kurumlarını da, Şirzad Şeyhani gibi İran’a çalışanların ve 16 Ekim ihanetçilerinin iddialarını cevapsız bıraktıkları için kınıyoruz.
Bu Makale 42163 defa okunmuştur.