Kolberler Sayesinde Yılda 20 Milyar Dolar Sınır Ticareti…

 

Mohammed Reza Soltani, İran sınırında kaçakçılık yapılan yollarda Kolberlere kamerasıyla eşlik etti. Kolberler yük ve risk taşıyor ama büyük parayı başkaları alıyor

Bu yılın mayıs ayında Donald Trump, Amerika'nın İran'la olan nükleer anlaşmasından çekildiklerini açıkladı; sonuç olarak, ülkeye karşı ekonomik yaptırımlar yeniden yürürlüğe konuldu. Ancak, İran uzun zamandır yurtdışından kaçak mal getirmeye ve böylece halkın ihtiyaçlarını karşılamaya alışmıştır. Örneğin, kuzeydeki engebeli dağlardan geçen Irak- İran sınırındaki yasadışı ticaret gelişiyor. Hijyen ürünlerinden tekstile, çamaşır makineleri ve otomobiller için yedek parça, Alkol ve silah gibi her türlü ürünler taşınıyor. Hem de engebeli dağ yolları üzerinden. Kolberlerin yürüyerek, katır ve atları ile keşif ettikleri istikameti, İranlı fotoğrafçı Muhammed Reza Soltani, son iki yıl içinde birkaç kez kolberlerin kolonuna eşlik etti. 

Irak-İran sınır bölgesinde kaçakçılık yapan insan tacirleri işlerini uzaktan yapıyorlar. Telefonla mal siparişi yaparlar. Söz konusu ticaret Kürtlerin yaşadığı Kermanşan, Kürdistan eyaleti ve Batı Azerbaycan’da yapılmaktadır. Kürt taşıyıcılar, sipariş edilen malları engebeli dağları aşarak ülke içine taşır ve mutabık aktarma noktasında Alıcıya, teslim edilir. Muhammed Reza Soltani bu işlemi Ormanat köyünde gözlemledi: Her şey hızlı bir şekilde gerçekleşiyor, çünkü her an güvenlik güçlerinin ortaya çıkıp malları imha etme olasılığı mümkündür. Ancak, kargaşa ortamında ustalaşmış kolberler, karda ve buzda bile yürüme ve uzanma pahasına yapmaya alışkın oldukları için nasıl hareket edeceklerini iyi bilirler. İran'da kaçakçılık işinin yılda 20 milyar doları aştığı tahmin edilmektedir. Bu aynı zamanda yerel ekonomiyi de tökezliyor. Örneğin, İran'ın tekstil endüstrisi çöküşle tehdit ediliyor çünkü kumaşların ve giysilerin yarısından fazlasının yasadışı yollardan sınır aşılarak geliyor.

İran'daki diğer etnik ve dini azınlıklar gibi, ülkenin kuzey batısında bulunan Kürtler ikinci sınıf vatandaş muamelesi görür. Bağımsız bir kültüre sahip olan ve özerklik arzusu olan Kürtler bir de bağlı oldukları Sünni inancından dolayı, Şii teokrasisinde tarih boyunca şüpheli yaşadılar. Bu yaklaşımın da Kürt bölgelerindeki ekonomik durum üzerinde bir etkisi vardır: Muhammed Reza Soltani, araştırmasında defalarca bu gibi sahnelerle karşılaşmıştır. Burada birçok erkek işsiz ve kaçakçılık işinde sadece biraz para kazanabilir; zamanlarının geri kalanını sokakta sıkıcı bir sarhoşluk içinde geçirirler. "Bunu haketmedik," diyor Soltani'nin iletişiminden biri acı bir şekilde. "Bu sınırı Irak'a karşı savaş sırasında sekiz yıl savunduk. Kanımızı verdik. Şimdi çocuklarımız bir parça ekmek için eşek gibi tasıyıcılık yapıyorlar ve sonunda hayatlarını kaybediyorlar. Üstelik sınır muhafızları bizi hayvanlar gibi kovalıyor."

2016 yılının sonunda sosyal medyada bin kez paylaşılan kısa bir film, Muhammed Reza Soltani'yi etkilemişti. “Bu Hızır isminde bir Kürt insanından söz ediliyordu,” diye hatırlıyor Soltani. “Suratı diş eti iltihabı yüzünden şişikti. Yükünü omuzlarına kaldırırken yetmiş yaşında olduğunu söylüyordu. Ancak bu işi ailesini beslemek için yapmaktan başka çaresi yoktu.”

1985'te İsfahan'da doğmuş olan fotoğrafçı, Irak-İran sınır bölgesinde bulunan Kolbarlerin kaderini araştırmaya karar verdi. Genç erkeklerden yetmiş yaşına kadar, her yaştan insanın yalnızca kaçak malların taşınmasıyla hayatta kalabildiğini gördü. Yük genellikle otuz ila elli kilogram ağırlığındadır, bu yüzden Kolberler güvensiz dağ yollarında sekiz veya dokuz saat harcar; Mal sahibinin. 20 veya 30 dolardan daha fazla katkısı olmaz. 


Neredeyse hiç yorum yapmadan, fotoğrafçı hem estetik hem de çarpıcı görünen bu kaydı sunuyor; Yazar, bunun İran ile Irak arasında bir kaçakçılık rotası üzerinde yaratıldığını yazıyor. İlk bakışta, kişi aceleci bir kaçış yeri olduğunu düşünüyor, ancak kaosun başka bir nedeni var. Karla kaplı eğimli olan alanlarda, kolberin arkasındaki yükün taşınması imkânsız olabiliyor; bu yüzden her zaman değil ama bazı vakalarda, kar ve buz üzerinden ince plastikle sarılı kaçak malları yokuş aşağı kaydırarak engeli çözmeye çalışıyorlar. Elbette kolberler için tehlike yalnız engebeli yol ve hava koşullarından ibaret değildir. "Kar ve fırtınadan çektiklerimizden daha da kötüsü, sınır muhafızlarının silahlarıdır," diyor içlerinden biri. "Eşin ve çocukların için ekmek kazanmaya çalışıyorsun, ama bunu bir suç sayıp her yönden ateş ediyorlar."

 

Neue Züriher Zeitung: Çeviri PeyamaKurd'a aittir
Resimler: Mohammed Reza Soltani


Bu Makale 42110 defa okunmuştur.