Kurdistanî partilerin ilerlemesine PKK kanadı kulak asmamıştır…
Röportaj; Zeynep Çağer
PeyamaKurd- Kürdistan Bölgesi Kültür Bakanı Yardımcısı Dr. Salar Osman, Kerkük, Efrin ve gündeme ilişkin PeyamaKurd’e konuştu.
Kerkük’ün durumu hakkında bizlere ne gibi bilgiler verebilirsiniz?
Ne oldu? Neler olacak?
Kerkük’ün durumu şu an için kötü, çünkü Kerkük şehri işgal edilmiş. Kerkük, hükümran askeri bir gücün eline geçmiş durumda. Bir başka ifade ile orada toplumsal yaşam ve hayat kesintiye uğruyor bu durumlar birçok problemi de doğuruyor. Şu an bize göre Kerkük zorlu bir dönemden geçiyor.
Şehir Bağdat’ın askeri güçlerinin kontrolü altında. 16 Ekim olayı kirli ve çirkin bir durumdu. Kürtlerin hepsi (hangi coğrafyada olurlarsa olsunlar) gazeteci, siyasetçi, sivil halk ve siyasi kuruluşlar hep birlikte umutsuzluğa düştüler. Bizim umudumuz o dur ki, hep birlikte daha iyi seviyelere gelelim.
Ama bunun olabilmesi için Kürt halkı olarak hepimizin tek ses ve birlik olması gerekli. Bizim hep birlikte, birlik/beraberlik, tek ses ve siyasi bir duruş esasına göre siyasi bir yaşam oluşturması lazım. Bizim birlik olarak halkımıza net haberler vermemiz gerekli. Şu an Kürdistan halkı Kerkük konusunda hem fikir de değil. Bazı partilerin siyasi kanatlarında bulunan şahıslar maalesef Irak’ın etki sahasına girmişlerdir. Ama Irak ne diyaloğa yanaşıyor ne Kerkük toprağının, Kürdistan toprağı olduğunu söylüyor ne de bir karara varılmasına yanaşıyor. Diyelim ki, Irak’ın siyasi aktörlerinin istekleri yerine gelseydi, durum bu seviyeye gelir miydi ve Kerkük bu seviyede bir problem olur muydu? Bunları da sormak lazım.
Kürdistan halkı referandum zamanı, referandum bayrağını kaldırdı. Özellikle Başkan Mesud Barzani, çözüm yolu bulmak için bil yol açtı. Yani referandum düşüncesi, Mesud Barzani nezdinde Irak ile problemlerin çözümünde önemli bir yoldu. Referandumdan sonra Kürdistan iradesine sahip olmayanalar, iradelerini Bağdat’a teslim ederek Kerkük’ü bu hale soktular. Bu dünyadaki bütün Kürdistanlılar için büyük bir yara ve üzüntü oldu.
Peki Efrin için görüş ve tespitleriniz nelerdir? Bize biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?
Efrîn, Batı Kürdistan’ın Kerkük’üdür. Efrin uluslararası bir sorundur. Dünyadaki gazeteciler de, (Türkiye, Rusya, Amerika Esad rejimi) dahil Efrin konusunda, sessiz bir anlaşma içine girmişlerdir. Bu sessizliğin her ne kadar o coğrafyada sesi olmasa da, dünya genelinde mutlak suretle yankı bulduğu bir gerçektir. Uluslararası toplum, sivil kuruluşlar, insan hakları bir kez daha Kürtlerin taleplerine ve isteklerine kulak vermediler.
Erdoğan İslam’dan bahsedince bir eline Kuran alıp konuşuyor ama binlerce Kürt şehit oluyor, İran dindarlıktan ve İslamiyet’ten konuşuyor, ama Tuhzurmatu’nun kendi eliyle yapıldığı söylemiyor. Esad demokrasiden bahsediyor ama toprağının %80’i ateş içinde. Onların kullandığı bu sloganlar, hem bizim tarihimiz için, hem şimdi hem de yarın için hep yalan sloganlardır. Kürtlerin artık bunları görmeleri lazım ve bunlara göre hareket etmeleri lazım.
Kürtlerin bundan böyle bir araya gelmeleri lazım. Eğer ki bir araya gelmezsek Efrîn de, Kerkük’te ve diğer topraklarımız da elimizden gider. Ben inanıyorum ki Kürt halkı ileri ki dönemlerde bir araya gelerek birlik oluşturacaklardır.
Türkiye’de seçimler yaklaşıyor. Sizin görüşleriniz nelerdir Kürtler nasıl tavır almalı. Kurdistanî partilere neler söylemek istersiniz?
Maalesef Kuzey Kürdistan’da, Kurdistanî partilerin ilerlemesine ve onların toplanmasına PKK kanadı kulak asmamıştır. Kürtler şu an Kuzey’de parçalara ayrılmış durumdalar. Doğrusu Kürdistani partilerin düşünceleri ve görüşleri önemlidir. Ama ulusal bir cephenin olması gereklidir. PKK, ulusal bir cephenin kurulmasına kulak asmamıştır. PKK’nin fikri maalesef ki ulusal boyutta değildir. Bu Kürdistan’ın bütün parçalarında böyledir onlar için. PKK, ne Kürdistan’dan bahsediyor, ne Kürdistan bayrağını kullanıyor ne de Kürdistan coğrafyasından bahsediyor.
Bizim öncelikle Kuzey Kürdistan’daki PKK dostlarına, destekçilerine sormamız lazım. Efrin ateş içindeyken, Kandil neden sessiz? Efrin kan revan içindeyken PKK, Kuzey’de neden milyonları toplayıp gösteri yapmıyor? Bizim öncelikle bu iki sorunun cevabını bulmamız lazım.
Bir Kürt olarak soruyorum:
1- Kandil ne için sessiz?
2- PKK ne için Mardin, Urfa ve Diyarbakır’da büyük gösteriler yapmıyor?
Öncelikle yapılması gereken, öyle bir yürüyüş ve gösteri yapılmalı ki, Erdoğan, Efrin sorununda PKK’nin etkileyici olacağını anlasın. Aynı zamanda Kürt tarafının, siyasetin yönünü değiştirecek kararları alabilecek çoğunluğa sahip olduklarını da görsün. Bu siyasi gereklilikler olmalı. Öte yandan diğer kuruluşların (sivil) içinde çok iyi siyasetçiler var ama sesleri kısık, PKK bunlar için program yapmalı Kuzey Kürdistan’da bir program yaparsa daha etkili olur. Eğer demokrasi fazla olur ve Kürtlerin sesi çok çıkarsa seçim zamanı Kürtlerin eli daha güçlü olur.
PYD, Batı Kürdistan’da HDP ise Kuzey Kürdistan’da kardeşlerine imkan ve fırsat vermelidir. Şu an bu imkan Kuzey’de yok, bana göre Kuzeydeki Kürtler seçim zamanı kendi listelerini oluşturmalı. Ben daima şunu söylerim, Kuzey’deki kurum ve kuruluşlar PKK’ye karşı olmamalıdırlar. PKK ile dostluk kursunlar. Çünkü PKK, Kuzey için önemli bir taştır. PKK, silahlı bir güçtür. PKK, Halkın, sokağın, toplumun sesidir. Bunun için ulusal mantık çerçevesinde ve Kurdistanî bir fikirle bir araya gelmeliler. Onun için PKK ile düşmanlık değil, işbirliği yapmalılar. Böyle olursa bu onlar içinde iyi olur, çünkü Türkiye biz demokratik bir ülkeyiz diyorlar, eğer iki taraf işbirliği yaparsa (PKK ve Kurdistani partiler) Türkiye mecburen seçime almak zorunda kalacak onları.
Şu an HAK-PAR’ın siyaseti realist bir tabanda şekilleniyor. PSK mesela siyasi görüşü sosyalist düzeyde ve eski bir tarihi var Peşmergeleri vardı. Görüşleri barış ve demokrasi üzerine idi. Bunun için şöyle düşünebiliriz:
1- Kürtler ya birlikte liste yapacaklar
2- Ya da ayrı iki liste yapacaklar. PKK’nin ve dışarının olmak üzere.
Peki Güney Kürdistan’ın durumu şu an nasıl?
Şu an için Güney Kürdistan’ın durumu iyi. Ama Güneyin siyaseti 2-3 madde üzerinden okunmalı.
Birincisi, Neçirvan Barzani, Kürdistan Bölgesi Başkanı gibi birçok toplantı yaptı. Şu an uluslararası toplum ve uluslararası devletler diyalog yolu ile Kürdistan ile bağlantıdalar.
İkincisi, Kürdistan seçime doğru gidiyor ve birçok görüş var ortada.
Üçüncüsü ise, Kürdistan ile Irak arasındaki problemler. Bunların üzerinden değerlendirilmeli ve konuşulmalı diye düşünüyorum.
Bu Makale 42129 defa okunmuştur.