The National: Kürtler zirveye çıktılar, başardıkları ile gurur duyabilirler

PeyamaKurd Özel - Geçtiğimiz günlerde, Kürtler 21 Mart’ta Newroz’u kutladılar. O görüntüler her zaman olduğu gibi, Kürtlerin ünlü olduğu muazzam misafirperverliğin yanı sıra lezzetli yemekler, müzik ve çok daha fazlasının yansımasıydı.

The National’da David Pratt imzası taşıyan: “Batı Kürtlere borçlu onlara sırtımızı dönmemeliyiz” başlıklı bir makale yayınlandı.  Analiz makalede, Kürtlerin bunca savaşa rağmen yalnız bırakılmaması gerektiği kaydediliyor. Ayrıca makalede, “Kürtleri, sorunu kendi başlarına çözmeleri için terk etmemiz ne kadar utanç verici” ifadeleri dikkat çekiyor.

‘Kürtler iyi mücadele ettiler ve zirveye çıktılar’

Özellikle Suriye’deki Kürtlerin Newroz’u kutlamak için birçok nedenleri var. Zira iyi mücadele ettiler ve dünyanın gördüğü en barbar ve güçlü terör örgütüne karşı zirveye çıktılar.

Kürtlerin ana omurgasını oluşturduğu Demokratik Suriye güçleri (DSG), terör örgütü IŞİD’e karşı zafer ilan ettiklerini ilan ettiler. Bölge her ne kadar toksik tehditlerden arınmasa bile en azından IŞİD’in bölgesel halifeliği olan kâbusa son verdiler.  Her şeye rağmen, IŞİD’in son kalesi Bağoz’dan çıkarılması, kayda değer bir başarıdır. Bu başarıya birçok kesimin de tanıklık ettiği de aşikar.

Şu anda tahminlere göre Kürtler tarafından cezaevinde tutulanlar arasında 50'den fazla ülkeden 1000'den fazla yabancı IŞİD’li bulunuyor. Ayrıca IŞİD’lilerin aileleri olan 70.000 kişi de, Kürtlerin yönetimindeki Al-Hol kampında koruma altında tutuluyor.

‘Kürtler başardıkları ile gurur duyabilir’

Kürtler ve SDG güçleri başardıklarıyla haklı gurur duyabilir. Bizler; burada, Batı'da ve dünyanın başka yerlerinde onlara şükran borçluyuz.

Fakat her zaman olduğu gibi, bu borcu geri ödememek konusunda huzursuz gözüküyoruz. Bunun yerine yine Kürtleri bırakmayı seçerek, desteğimize ihtiyaç duydukları anda onları yalnız bırakmayı seçmiş gibi hareket ediyoruz.

‘IŞİD'in proto-devletini alt etmenin mücadelesi veren Kürtleri belirsiz bir gelecek mi bekliyor’ soruları gündeme gelmeye başladı. Kürt liderliğindeki yönetim, şüpheli binlerce IŞİD yargılaması için bölgelerinde uluslararası bir mahkemenin kurulmasını istiyor.

Kürtler, davalarını devam ettirirken mahkemelerin yargı yetkisinin, suçun işlendiği yerde, uluslararası hukuk ve insan hakları sözleşmelerine uygun olarak adil bir şekilde yargılanması için suçluların yakalandığı yerde olması gerektiğini savunuyor. Ancak şimdiye kadar uluslararası camiadan bu konuya ilişkin bir cevap ya da girişim neredeyse hiç yapılmadı.

‘Kürtleri terk etmemiz utanç verici!’

Kürtleri, sorunu kendi başlarına çözmeleri için terk etmemiz ne kadar utanç verici. 

Kürtlerin kendilerini savunmaya devam etmeleri, değerli küçük kaynakları ve bu tür bir göreve sahip oldukları işgücünü tahsis etmeleri için ne kadar zorlandıkları göz önüne alındığında ne kadar tehlikeli.

Birçok yabancı hükümet, IŞİD’lilerin ülkesine geri dönmeleri için Kürtlerin çağrılarını kabul etmekten çekiniyorlar. Çünkü IŞİD’lileri bir güvenlik tehdidi olarak görüyorlar.

Kürt kanadında,  ABD güçlerinin çekilmesi sonucu ortaya çıkacak olan siyasi ve askeri baskı,  hem Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın hem de Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Suriye Kürtlerinin zor kazanılmış sınırlı özerkliğine yönelik fırsat ve tehdit sunacağı kesin.

‘Oluşturdukları yönetim sorunlu Orta Doğu’da en iyileri gibi’

Kuşkusuz, Suriye'nin Kürt yerleşim yerindeki her şey mükemmel değil, ancak oluşturdukları yönetim modeli, sorunlu bir Orta Doğu'da en iyileri gibi duruyor.

Bu arada Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürtlerden hem toprak kapmak hem de onları askeri olarak nötralize etme çabası olarak kendi kontrolünde bir “tampon bölge” yaratma konusundaki görüşlerini sürdürüyor.

Unutmayalım ki, bazıları açık bir şekilde IŞİD’ten biraz daha iyi olan Türkiye ve Suriye destekli İslâmcı çetelerin, Afrin'e saldırı düzenledi.

Suriye uzmanı Fabrice Balanche'nin de işaret ettiği gibi, şu anda IŞİD tehdidini etkisiz hale getiren Kürtler, kendilerini “Suriye ve Türkiye arasında sıkışmış” buluyorlar.

Avrupa olarak, zor elde edilmiş kazanımlarının sıkışık olarak kalmamasını sağlamak için diplomatik olarak yapabileceğimiz her şeyi yapmalıyız. Kürtlere bu kadarını borçluyuz, bunun için önümüzdeki zaman, büyük zaman.


Çeviri | PeyamaKurd 


Bu Makale 42134 defa okunmuştur.