The Hill: Eğer Batı tarafından tedbirler alınmazsa…
PeyamaKurd - Rusya bir yıldan fazla süre önce Ukrayna'yı işgal çabalarına başladığında, sonucun Batı için felaket olacağına inanmak için her türlü neden vardı.
Batı, 2008'de Gürcistan'da ve 2014'te Ukrayna'da Rusya'nın toprak gasplarına yanıt olarak çok az şey yaptı ve Avrupa ekonomisi Rus enerjisinin adeta esiriydi. Ya da o zamanlar düşünce tam olarak böyleydi.
“Savaş, ABD için beklenmedik faydalar sağladı”
Ukrayna'nın savaş alanındaki cesareti ve belki de şaşırtıcı düzeyde Batı kararlılığı ve maddi yardımı sayesinde geçen bir yıl, Ukrayna için herkesin umabileceğinden çok daha iyi gitti. Dahası tüm sorunlara rağmen savaş, ABD ulusal güvenliği için beklenmedik faydalar sağladı. Batı'nın güçlü yönleri ve zayıf yönleri hakkında çok şey ortaya çıkardı.
Bu derslerin en önemlisi, Batı'nın bölgesel genişlemeye kararlı nükleer silahlı bir güce karşı koyma iradesine ve kapasitesine sahip olduğu gerçeğinin ortaya çıkmasıdır. Zira bu gerçek, savaşın başlangıcında hiç de açık değildi.
Elbette, Ukrayna'daki görev henüz tamamlanmadı ve Batı'nın Kiev'e savaşı kazanması için yardım etmesi hala hayati önem taşıyor. Ancak bir o kadar da önemli olan, Batı'nın geçen yılın bu göreli başarısını diğer senaryolara nasıl taşıyacağını düşünmesidir. Bu senaryolardan en önemlisi ise şüphesiz olarak, Çin'in, Tayvan'ı ele geçirmeye yönelik harekete geçmesidir.
Bu, yalnızca Tayvan'ın kendini savunma araçlarına sahip olmasını ve ABD'nin anlamlı bir şekilde yardımına koşacak konumda olmasını sağlamak değil, aynı zamanda Tayvan'ın Batı'daki destekçilerinin, Asya'daki bir çatışmanın ekonomik sonuçlarına hazırlıklı olması anlamına gelir.
Ukrayna savaşı
ABD ve ortakları, yalnızca Çin'e ekonomik baskı uygulamayı değil, kendilerini Pekin'in kendi ekonomik baskısından korumayı da planlamalı.
Batı öncelikli olarak, yüksek teknoloji ve savunma sanayileri için hayati önem taşıyan ürünlere, Çin'in tedarik zincirlerine bağlı olan ticaret yapılarının alternatiflerini üretmeye ve bir çatışma anında yer değiştirmesi çok zor olan nadir toprak minerallerinin madenciliği gibi girdilere odaklanmalıdır.
Tamamı birlikte ele alındığında bu tür adımlar, yalnızca Batı'nın Çin'in Tayvan'a yönelik bir hamlesine yanıt verme hazırlığını artırmakla kalmaz, ideal olarak Pekin'i böyle bir girişimde bulunmaktan da caydırır.
Pekin'in küresel ticaretteki baskın rolü göz önüne alındığında, Çin'in dahil olduğu bir çatışmada bu tür devletlerin Batı destek verme sorunu daha da vahim olabilir.
Bu ülkeleri ikna etmek, “bizimle veya bize karşı” söylemlerini bir kenara bırakmak ve bunun yerine onların böyle bir durumda çıkarlarına zarar gelmeyeceğini ikna etmekten geçmektedir.
Bu ülkelerin bu şekilde desteklenmesi ve cesaretlenmesi, Asya'daki olası bir çatışmanın ekonomik sonuçlarını Batı'nın lehine çevirebilir ve Pekin'i Tayvan'a karşı hamle yapmaktan vazgeçmeye zorlayabilir.
Savaştaki ikinci önemli ders
Ukrayna savaşının ikinci önemli dersi, Batı ordularının buna hazır olmadığıdır.
Almanya'nın Leopard 2 tanklarını Ukrayna'ya gönderme kararı gibi kritik gelişmeler olsa da Ukrayna'ya yapılan askeri yardımın aslan payı ABD tarafından sağlandı. Ancak acı gerçek şu ki, ABD savunma endüstrisi, bu kadar çok malzemeyi Ukrayna'ya yönlendirdiği için Asya'daki bir çatışmaya hazır olamayacak duruma geldi.
Yeniden canlandırılan bir ABD savunma sanayi üssü bile birden fazla büyük çatışma durumunda Batı'ya ikmal sağlamaya yetmeyecektir.
“Büyük savaştan önceki savaş”
Bütün bu gerçekler göz önüne alındığında, eğer Batı tarafından bu başlıklarda tedbirler alınmazsa, on yıllar sonra geriye bakıldığında Ukrayna savaşı, “büyük savaştan önceki savaş” olarak hatırlanıyor olabilir.
Bir sonraki savaşın gidişatı ve sonuçları, Batı'nın bu seferki dersleri dikkate alıp almadığına bağlı olacaktır.
The Hill
Çeviri-Düzenleme | PeyamaKurd
Bu kategoride yazarlar tarafından ifade edilen görüşler, kendilerine aittir ve PeyamaKurd’un bakış açısını yansıtmayabilir.
Bu Haber 42090 defa okunmuştur.