Millet İttifak’ını Kötünün İyisi Görmek
31 Mart Yerel Seçimleri, karmakarışık ittifaklarla tarih sayfalarına damgasını vuracak gibi görünüyor. İktidarın “koalisyonlar dönemini bitirdik” diyerek post-modernize edilmiş bir koalisyonlar dönemi başlattığı hepimizin malumu.
Daha önceki bir yazımda; illa koalisyon olacaksa, elmalar elmalarla, armutlar armutlarla ve ayvalar da ayvalarla beraber seçime girmeli demiştim. Maalesef öyle olmadı.
Devlet bir bütündür ama devlet tek bir ideolojiyle ayakta duracak kadar dar bir yapılanma değildir. İçerisinde yaşayan milyonlarca insanın devlete karşı durmaması için her dönem bazı fikirsel farklılıklar ve pratik değişiklikleri yaşatılması gerekir.
Tamamen gerçekleri yansıtmasa da meclisler toplumun birer izdüşümüdür. Gerçeğe daha yakın olmak için barajın sıfırlanması ve %10 barajıyla kazanması mümkün olmayan görüşlerin de mecliste temsil edilmesi gerekir.
Fakat ülkede durum böyle değil ve fikirler şöyle dağılmış durumda; dindar kesimi AKP, çetecilikten sıyrılmış milliyetçiliği MHP, ırkçı-Türkçü zihniyeti İyi Parti, kemalist nobranlığı, laikçiliği ve yozlaşmış modernizmi CHP ve nihayetinde, Kürtleri, sol/demokrat kesimi HDP temsil etmektedir.
Post-modern koalisyon döneminde su yolunu bulmuş ve AKP ile MHP Cumhur İttifakı’nı oluşturmuştur. Dindarlar, Türk-İslâmcılar, kemalist dönemde ekonomiden dışlanmış yeşil sermaye sahipleri, AKP, ile 80’lerin çeteci anlayışından uzaklaşmış, ılımlılaşmış ülkücü hareketin temsilcileri, MHP, ortak olmuştur.
AKP’nin ilk dönemlerinde Türk-İslâmcı anlayışın milliyetçi ayağı eksik kalmıştı. Çoğulcu bir dil kullanan Erdoğan, Kürtler özelinde birçok etnisiteye yönelik ılımlı bir dil kullanmayı başarmış ve çözüm süreciyle birlikte ne kadar ileri gidebileceğini de göstermiştir. Fakat Türk milliyetçiliğini ikinci plânda tutmak fıtratlarına aykırı bir yönelişti. Bu nedenle MHP ile ittifak kurması kaçınılmaz bir sondu. Cumhur İttifakı anlaşılır bir ittifaktır.
CHP ise ülkenin kurucu partisidir. Irkçı, tekçi, jakoben, elitist-modernist, inancı baskılayan anlayışın temsilcisidir. CHP’nin İyi Parti gibi Türkçü anlayışın ideologlarıyla ve 90’lı yıllarda Kürt düşmanlığında bayrak tutanlarla ittifak kurması da anlaşılırdır.
Türkiye’de yaşayan bütün etnik ve inanç gruplarını bünyesinde barındıran, Kürt özgürlük mücadelesini 40 senedir legal sahada yürütenlerin devamı niteliğinde olan HDP de Kürt partileriyle ittifak kurmuştur. Bu partilerin büyük oranda oy akışı getireceği ümidinden ziyade; bir sinerji yaratacağı ve Kürtlerin bir araya geldiğini, uluslaşma sürecini yarattığı fikrini kamuoyuna bildirmek için kurmuştur. Bu ittifak da anlaşılırdır.
Fakat HDP’nin, CHP ve İyi Parti’nin ortaklaştığı Millet İttifakı’na destek sunması anlaşılır değildir. Salt Erdoğan ve AKP karşıtlığının Demirtaş döneminde HDP’yi sürüklediği yerleri hep beraber gördük. HDP’nin muhatapsızlığı yaratıldı, neredeyse özerk konumda olduğu belediyeleri elinden alındı, kadim şehirleri yıkıldı, Rojava’ya TSK müdahelesi yaşandı.
Bugün de HDP’yi batı illerinde alternatif olarak görecek anlayışa yönelik hamle geliştiriliyor. HDP’yi CHP ile aynileştirme, CHP’yi alternatifsiz kılma, HDP’li aileleri belediyeler aracılığıyla CHP’ye kaptırma, HDP’yi CHP gibi kör muhalefet kılma operasyonu yürütülüyor.
Oysa HDP’nin ve Kürtlerin başına gelen bütün bu felaketlerin altında CHP’nin de imzası bulunmaktadır. Bütün sınır ötesi operasyonlara destek veren, vekillerin dokunulmazlıklarını kaldıran, kadim şehirlerimiz yıkılırken AKP’yi “yumuşak başlı” davranmakla suçlayan bir partidir CHP.
Üstelik İyi Parti gibi Türkçü bir yapıyla aleni bir şekilde ittifak kurarken HDP’nin adını bile anamıyor. HDP ile kurulan gizli ittifak ortaya çıkmasın diye ölü taklidi yapıyor. CHP’liler İyi Parti’den veya tabanlarından değil; en çok kendi partilerinden ve tabanlarından korkuyorlar. Çünkü tabanı ve parti örgütlenmesi ırkçı-faşist olan bir yapıdır CHP.
Günlerdir CHP içerisinde bir kavga var. Hem rant paylaşımı, hem de HDP ile rant paylaşımına dayalı gizli ittifak üzerinde yürütülüyor bu kavgalar. CHP, İstanbul’un Kadıköy ve Sancaktepe ilçelerinde HDP’nin adaylarını gösterecek. Birkaç ilçede de HDP’nin CHP’li adayları onaylama hakkı var. İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin gibi illerde belediye meclis üyelikleri de alacak HDP.
Peki neden kuruluyor bu ittifak? AKP ve Erdoğan kaybetsin diye. Peki kim kazanacak? CHP ve İyi Parti ittifakı. HDP’nin kazanacağı ne var? Yarın bir gün CHP’nin AKP ile güç birliği yapıp HDP’nin CHP listelerinden kazandığı belediye başkanlıklarının, meclis üyeliklerinin düşürülmeyeceği ne malum?
AKP’ye ve MHP’ye ne kadar güveniyorsanız CHP’ye ve İyi Parti’ye de o kadar güvenmek durumundasınız. Çünkü mesele Kürtler olunca ortaklaşan, devleti, statükoyu temsil eden partilerdir bunlar. AKP’nin kaybetmesi veya CHP’nin kazanması hiçbir şey değiştirmez. Aynı kaynaktan doğan bulanık sulardır bunlar.
CHP’nin İstanbul Büyükşehir adayı Ekrem İmamoğlu geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’a gelmişti. Onunla karşılaşsaydım şunları söylerdim; Sayın İmamoğlu, buralara kadar gelmeniz önemlidir. Fakat sizden Kürt halkının iradesini hiçe sayan, seçme seçilme hakkını gasp eden, Kürtleri seçmen olmaya yeterli görmeyen kayyum siyasetini eleştirdiğinizi duymadım. Sur kadim bir şehirdir. Hasan Paşa Hanı’nı şu an geziyorsunuz ama aylarca Sur’a girilemedi. Yüzlerce insan katledildi. Sur dümdüz edildi. Hazır Sur’dayken bu konuya da değinmeniz gerekmez miydi? Diyarbakır’da yüzlerce siyasetçi tutuklandı. Diyecek tek sözünüz yok mu?
Evet, yüzeysel bir anlayış, CHP’nin en halktan görünen adayında bile mevcuttur. Muharrem İnce de böyleydi. Fakat korkaklar siyaset yapamaz. Oy kaybetme, taban kaybetme korkusuyla katliamlara, siyasi soykırımlara, kadim şehirlerin yok edilmesine sessiz kalanlar, yarın iktidar eline geçince, koltuğunu korumak için aynısını yapar.
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Iğdır’da HDP kazanmasın ve AKP-MHP’nin adayı kazansın diye aday çıkartacağını söylemişti. HDP yalnızca CHP ile mi gizli bir ittfak kuruyor? Hayır, İyi Partinin de dahil olduğu Millet İttifakı’yla ittifak kuruyor.
Peki bütün bu anlattıklarımı göz önünde bulundurursak bu destek anlaşılır bir ittifaka işaret eder mi? Dürüst, onurlu, saygın bir ittfaktan bahsedebilir miyiz? Kürtlerin haklarını gözeten, ülkedeki baskıcı anlayışa rest çeken, anti-faşist bir zihniyetten bahsedebilir miyiz? Şu halde CHP’nin AKP’den farkı nedir? Hangi ehven-i şerden bahsediliyor?
Cihat Emir Aykaç
05.02.2019
Bu Makale 42123 defa okunmuştur.