Lütfü Kıvanç, “devlet olmadan uluslararası alanda söz sahibi olamayız”?
Cesareti kahramanlıkları ile dünya kamuoyunun taktirini kazanan Kürt halkının özgürlük mücadelesini bağımsız devlet olma yolunda ilerleyişini sekteye uğratmamalıyız. Çünkü devlet olmadan uluslararası söz sahibi olamayız. Sömürgeci güçlerin kapılarında köle olmakla geleceğimizi belirleyemeyiz.
Son yüz yıldır bölge rejimleri diktatörlerinin Kürt halkına uyguladıkları baskı ve zulüm politikaları nice direniş hareketlerine rağmen katliamlarla bastırıldılar. Ne yazık ki hala devam eden red ve inkar anlayışı Kerkük ve Afrin’de yaşanan saldırgan tutumları ile gerçek yüzlerini bir kez daha ortaya koydu.
Kürt düşmanı rejimleri Kürt Halkını, siyasi örgütlenmelerini birbirine düşman etme oyunları kendi aralarındaki stratejik ortak hamleleriyle sürdürülmektedirler. Türkiye, İran, Irak ve Suriye dayanışma konsepti bu projenin hamileridirler. Dün bu ilişkiler gizli kapaklı kapılar arasında sürdürülüyordu. Bugün her şey açık bir şekilde yapılıyor ve bizlerin bunu germesi gerek. Kürdistan’ın ulusal çıkarlarında parti, örgüt ayrılıkları gözetmeksizin ulusal birliğini inşa etmenin tam zamanıdır.
Geçmişte çok uğraştık bir birimizle ideolojik ayrılıklar liderlik hesapları vs. Eğer bugün yaşanan Kürt düşmanı güçlere karşı birlik oluşturamazsak şehitlerimizin kanı, ulusal onurumuzu bu asil millete yaraşır bir duruşla düşmana inat kanıtlamalıyız. Ulusal birlik ruhu tüm silahlardan daha güçlüdür. Kürt halkı üzerinde oynanan oyunların hepsini boşa çıkaracaktır. Cesareti kahramanlıkları ile dünya kamuoyunun taktirini kazanan Kürt halkının özgürlük mücadelesini bağımsız devlet olma yolunda ilerleyişini sekteye uğratmamalıyız. Çünkü devlet olmadan uluslararası alanda söz sahibi olamayız. Sömürgeci güçlerin kapılarında köle olmakla geleceğimizi belirleyemeyiz.
Güney Kürdistan’da bedeller sayesinde oluşan Devlet müvesi uluslararası diplomatik ilişkileri sürdürmekte, büyük kazanımlar elde etti. Bugün her Kürdün gönlünde o yönetimin başarılarıyla ortaya çıkan Kürt halkının temsili onurumuzdur.
Bu onur bağımsızlık referandumu ile tüm dünyanın ve Kürt Diyasporasında muhteşem bir diriliş ruhuyla karşılandı. Bu tarihi fırsatı heba etmeden behemehâl Kürt örgütleri, partileri hiçbir ön koşul dayatmadan geçmişin yanlışlarından öz eleştiri yaparak ulusal birliğin içinde yer almalılar. Yeter artık birbirimizle uğraşmaktan. Kürt halkına yeni bir travma yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur.
Kürtleri siyasal alanın dışına mahkûm etmek isteyenlere yığınsal, kitlesel birlik ruhu ile karşı koyalım. Silahlar sussun demokratik siyasetin önünü açalım. Terörün şiddetin bahanesini boşa çıkaralım. Özgür halk iradesi ile seçimlerde gerektiği dersi verelim. Parlamentoda itibarlı bir demokrasi bloğu oluşturalım. Seçim süresince karanlık ellerin provokasyonlarına fırsat vermeyelim. Bırakın tarih yargılasın geçmişin doğru ve yanlışlarını. Birbirimize öfke ile saldırarak ulusal birliği inşa edemeyiz. Yeni kardeş kavgalarına ihanetlere toplumsal kırılmalara zemin oluşturacak fırsatlar vermeyelim.
Daha önceki referandum dönemi bir yazımda ‘’referandum newruz ruhudur’’ diyerek ünlü Nobel ödülü Şilili ozan Pablo Neruda’nın bir şiirini tekrar hatırlatarak not düşmek istiyorum.
HALK
Halkım ben,
hani şu sayılamayan,
hani şu çok halk.
Soluğumun öyle bir gücü varki,
sessizliği deler geçerim, dinlemem
filiz verir, boy atarım,
zifiri karanlık demem.
Zulüm, acı, ölüm, şu bu
bir anda gizlerse de tohumu,
ölmüş gibi görünse de halk,
döner gelir bir gün HAZİRAN ayı,
kavuşur baharına toprak,
kırzgın eller dağıtır atar ağır havayı,
Ölümün içinden yeşerir yaşamak.
Pablo NERUDA
Lütfü Kıvanç
08.05.2018
Bu Makale 42160 defa okunmuştur.