Bireysel suçları, bir millete mal etmek ne kadar doğru?

Siyaset ve gündem her zaman ve her halükârda birbirine paralel ilerleyen bir süreçtir.

Bu durum makro anlamda Dünya’da olduğu gibi mikro anlamda Türkiye’de de vuku bulan bir durumdur. 

Örneğin;

Son birkaç gündür çığ gibi büyüyen ‘Suriyelileri linç girişiminin’ Türkiye’deki milli duyguları okşadığı aşikâr.

Söz konusu çirkin hadisenin ‘taciz’ olayı altında patlak verdiği Kayseri’de yaşananlar elbette tatsız...  

Ancak olayların büyümesinin yegâne sebebi sadece ‘taciz ve ahlak olayı değil. Çünkü sadece bu olsa, geçmiş zamanlarda Türkiye’de daha canice gündeme gelen taciz, tecavüz vakaları da oldu…!

Ama bugün Kayseri’de yaşanan ve ardından Türkiye’nin birçok kentine sıçrayan aşırı tepkilerin hiçbiri verilmedi!

Peki neden sıradan Suriyeli bir mültecinin yaptığını çirkin olayı, bir millete mal ediyorlar?

Bu ne kadar doğru bir yaklaşım?

***
Arap zenginlerin, Türkiye’de lüks hayat sürdüğü inkâr edilemez bir gerçek. Ancak söz konusu yoksul kesim olunca dışlama, yadsıma kaçınılmaz oluyor.

Bir çoğumuz biliyoruz ki liderler, halkın milli duygularını kullanarak ‘siyaseti ve gündemi’ kendi çıkarları açısından şekillendirir.

Kendilerine tabi halkın bu durumu sorgulama yapmadan koşulsuz şartsız kabul edeceğini bilir. Çünkü toplumların geneli bu şekilde sistematize edilir.

Türkiye’de yaşanan ‘mültecilere şiddet’ vakalarını gören Suriye’deki Suriyeliler de ‘Türk askerlerine, memurlarına, Türkiye bayraklarına’ saldırdı! Hatta silahlı çatışmalar dahi yaşandı.

Bu durum böyle devam ederse ‘toplumsal infiale’ bile neden olabilir’

***
Bunların haricinde olaya ekonomik minvalden bakarsak;

Sığınmacılar, Türkiye’de neredeyse karın tokluğuna çalışıyorlar. Sığınmacıların yaşamalarını kabul ‘etmeyen kesimle’ işveren kesim arasındaki fark uçurum kadar..

İşverenlerin çoğu;

Sığınmacılardan olmasaydı işlerimizi bırakırdık düşüncesinde. Fakat Türkiye vatandaşları bu durumdan rahatsız oluyor. Ama gerçek bu! Tüm alt kademe işlerin çoğunluğunu artık mülteciler üstlenmiş durumda.

Türkler de başka ülkelerde gurbetçi olduklarını ne kadar çabuk unutuyorlar?

Ez cümle;

Bu hayatın hangimiz için garantisi olabilir var ki?

Üstelik Türkiye Cumhuriyeti’ndeki halklar da pamuk ipliğine bağlı ilişkiler üzerinde yaşıyor…

Suriye'de yaşanan iç savaştan dolayı hangi Suriyeli böyle bir hayatı isterdi ki?

**
Türkiye’de, Kürtlere karşı da olmalı devam eden bir içten içe sevgisizlik ve kabul edememe sendromu var.

Türkiye milli bilinci ‘halkların yokluğu üzerine, milliyetçilik’ üzerine kurulu.

Her insan ait olduğu yerde yaşamak ister. Fakat siyasi oyunlar buna maalesef izin vermiyor.

Bunun için yaşadığımız yerleri, yaşanılabilir yerlere çevirmekten başka seçeneğimiz görünmüyor…


Betül Kurşun

03.07.2024